BIST 9.439
DOLAR 34,42
EURO 36,38
ALTIN 2.833,00
HABER /  GÜNCEL

Özok Erdoğanı eleştirdi

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Danıştay'ın türban kararıyla ilgili açıklamaları eleştirdi.

Abone ol

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, Danıştay'ın türban kararıyla ilgili açıklamaları eleştirerek, ''Danıştay kararını uygun bulmayabilirsiniz, kesinleşmiş bir kararı eleştirebilirsiniz, ama bu durum size yürümekte olan bir davaya bakan ve Anayasal güvenceye sahip yargıçlara, 'efendiler...''  diye başlayan ve 'Danıştay değil...Diyanet çözer' benzeri sözlerle suçlama ve itham etme olanağını asla vermez'' dedi. 

Özok, Baro Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, artık çok kritik bir sürece giren Ceza Muhakemesi Kanunu uygulamasında kesin ve kalıcı çözümleri üretmek ve gereken önlemleri almak üzere bir araya geldiklerini söyledi.

Baroların, yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ile birlikte avukat  görevlendirmelerinde olağanüstü patlamalar yaşanmasından kaynaklanan mali sıkıntılar yaşadığını anlatan Özok, 2006 yılı Ceza Muhakemesi Kanunu ödeneği olan 48 milyon YTL'nin ilgili bakanlıkların gösterdiği duyarlılıkla TBB hesabına aktarıldığını bildirdi.

Baroların kendilerine toplam 41 milyon YTL'lik birikmiş ödenti bildirdiklerini kaydeden Özok, bunun üzerine tüm barolara 15 milyon YTL tutarında para yollandığını belirtti. Özok, ''Bu aşamada geriye kalan paranın paylaşım ilkelerini, bunun yanı sıra karşılığı olmayan Ceza Muhakemesi Kanunu hizmetinin sürdürülüp sürdürülmeyeceği ve yaşanan diğer olumsuzlukların nasıl çözüleceği konusunda sayın başkanlarımızın görüş ve düşüncelerini alacağız'' dedi. 
   
''GELECEĞİNİ DÜŞÜNEN KAHRAMAN OLAMAZ'' SLOGANI
    
Herkesi ilgilendiren önemli yurt sorunlarıyla karşı karşıya bulunulduğunu ifade eden Özok, şöyle konuştu:

''AB'ye uyum adı altında, insan hakları savunuculuğu ekseninde etnik milliyetçiliği kaşıyan aydın girişimleri, kırsaldan kentlere inen bölücü başı yandaşlarının bombalı saldırıları, varoşlardaki küçük çocukların eylemlerde kullanılmaları, densiz bir kişinin İslam dinine yaptığı haksız saldırıyı telin toplantılarının yobazların gösterilerine dönüşmesi ve 'geleceğini düşünen kahraman olamaz' gibi ilginç bir sloganla akıl yerine şiddet pompalayan ve devlet büyüklerinin maaile seyrettikleri gişe rekorlarını alt üst eden hayal
ürünü dizilerin gösterildiği ve daha pek çok benzer olumsuz örneklerin
sıralanabileceği sorunlar sarmalı haline gelmiş bir toplumsal yapıya yönelmiş bulunmaktayız.'' 
   
Özok, ''devletin üniter şeklini, ulusal bütünlüğünü, demokratik laik hukuk devleti yapısını, aydınlık ve çağdaş geleceğini ciddi biçimde tehdit eden kimi toplumsal olayları görmezden gelen ve ülkenin geleceğini doğrudan ilgilendiren yaşamsal konulara karşı duyarsız olan iktidarın, kendince kutsal ve öncelikli konuları sürekli gündemde tuttuğunu, bunlarla ilgili her türlü karşı duruşu sergilediğini'' savundu. 
   
DANIŞTAY'IN TÜRBAN KARARI
   
Bunun en çarpıcı örneğinin, Danıştay'ın son türban kararına karşı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Dışişleri ve Adalet Bakanlarının sert açıklamaları olduğunu ileri süren Özok, sözlerini şöyle sürdürdü: 
   
''Danıştay kararını uygun bulmayabilirsiniz, kesinleşmiş bir kararı eleştirebilirsiniz, ama bu durum size yürümekte olan bir davaya bakan ve Anayasal güvenceye sahip yargıçlara, 'efendiler...'' diye başlayan ve 'Danıştay değil...Diyanet çözer' benzeri sözlerle suçlama ve itham etme olanağını asla vermez.''

Özok, yapılanların, devletin çatısını oluşturan erkler arasında çatışma anlamı taşıdığını kaydederek, ''Bu yaşananlar hükümetin zaman zaman AB'ye uyum adı altında referans gösterdiği 'hukuk devletiyim' diyen hiçbir Avrupa ülkesinde asla görülemez'' diye konuştu.

Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili görüşlerini de açıklayan Özok, tartışmaların toplumda milletvekilliği üzerinde oluşturduğu olumsuz kanaatin değiştirilmesi için, bekleyen dosyaların hemen ele alınması ve yeni taleplerin de aynı hızla incelenmesi gerektiğini söyledi. Özok, ''Yasama dokunulmazlığı ile korunan kurum parlamentodur. İşlenilen suç kuruma zarar veriyorsa dokunulmazlığın kaldırılması geciktirilmemelidir'' dedi.
Mal beyanıyla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Özok, ''Yasayla
getirilen zorunlu mal beyanı uygulaması sorunu çözmemekte, nasıl olsa kimi politikacımızın annesinden, anneannesinden çıkıntılar kalmakta, kiminin bir biçimde düğün ve şölenleri olmakta, servetler birden katlanmaktadır'' diye konuştu. 
   
Özok, tek çözümün gün ışığında yönetim anlayışının toplumun her kesimindeki yönetici kadrosunun kafasına yer etmesi ve erdemli
davranışların sergilenmesi olduğunu belirtti. İran'a müdahale tartışmalarıyla ilgili de Özok, asla fiili müdahale yapılmaması, uluslar üstü hukuk kurallarına bağlı kalınarak, BM Genel Kurulu'nun kararlaştıracağı yaptırımlar doğrultusunda eyleme geçilmesi gerektiğini söyledi. Toplantı daha sonra basına kapalı sürdü.