BIST 9.636
DOLAR 34,66
EURO 36,36
ALTIN 2.930,51
HABER /  GÜNCEL

Özkök'ten 'masonluk' dersi

Ertuğrul Özkök, kendisine mason dünyasının önde isimlerinden Hüseyin Özgen'in yolladığı mektubu yayınladı. Mektup çok şaşırtıcı..Özkök'ün bu yazısı çok konuşalacak.

Abone ol

Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, ‘Büyük Mason Mahfili Derneği Genel Başkanı’ Hüseyin Özgen’in kendisine yollamış olduğu mektubu "Masonların, Dan Brown'a cevabı" adlı köşesinde yayınladı. Özkök'ün yayınladığı bu mektup adeta masonluğun ne olduğunu belirtiyor. Mektupta öyle çarpıcı kavramalar var ki...İşte Özkök'ün yayınladığı o mektup: Dün önüme büyük bir zarf geldi. İçinden ad yazılmış bir mektupla, çok güzel káğıda basılmış bir broşür çıktı.

Mektubu yazan kişi, ‘Büyük Mason Mahfili Derneği Genel Başkanı’ Hüseyin Özgen’di.

Düşündüm. Acaba buna nasıl bir başlık verilebilirdi?
Aklıma üç başlık geldi:

İSİM ÖNERİLERİ

‘Türk masonlarının Dan Brown’a cevabı.’

Veya ‘Türk masonlarının tam bağımsızlık bildirisi.’

Veya ‘Türk masonlarının ezilmiş halklar manifestosu.’

Önce broşürün en iddialı cümlesiyle başlayayım.

‘Aslında hepimiz, farklı boyutlarda masonca yaşıyoruz.’

Şimdi gelelim, ‘Da Vinci Şifresi’ meraklılarının ilgisini çekecek bölüme.

Dan Brown’ın kitabını okuyanlar bilir.

Masonluğun, Ortaçağ’da kurulan ‘Tapınak Şövalyeleri’ ile ilişkisi vardır.

Yani o örgütün devamı olarak kabul edilir.

Önümdeki broşür bu konuda tam bir ‘redd-i miras’ yapıyor.

Aynen aktarıyorum.

‘Her yıl Tapınak Şövalyeleri, ezoterik örgütler, Ortaçağ söylenceleri, simya mucizeleri ya da dinlerin gizli yan kolları gibi konularda pek çok kitap çıkar ve bir şekilde masonlukla bağlantıları kurulmaya çalışılır.

Masonluk eski kurum ve arayışların mirasçısı değildir.’

Buyrun size hem Dan Brown’a bir cevap, hem de okkalı bir redd-i miras...

DEV-GENÇ GİBİ

Broşürün şu cümleleri ise bana gençliğimin Dev-Genç bildirilerini hatırlatıyor:

‘Çıkar ilişkilerinde kim acımasız? Başkasına kendisine verdiği değeri vermeyen; onu ezmek, sindirmek, elinden lokmasını almak, onu yok ederek üstün olmak isteyen... Paylaşmayı değil, sömürmeyi isteyen...’

Tam bağımsızlık bildirisi olarak niteleyebileceğimiz bölüm ilginç.

Broşürden öğrendiğimize göre, Türk masonları 1968’de bir bölünmeye uğramış.

Bunun sonunda, masonluğun 1700’lerdeki kuruluş ilkelerinin değişmezliğini savunan ‘muhafazakár’ kanadın karşısına, değişime açık olan, benim anlayabildiğim kadarıyla ‘ulusalcı’ çizgiyi savunan ‘Özgür Masonluk’ diye bir grup çıkmış.

Yine broşürden okuduğuma göre bu fraksiyonun sloganı, Atatürk’ün şu sözleri olmuş:

‘Bağımsızlık bizim karakterimizdir.’

Broşürde bu bölüm çok keskin ifadelerle dile getirilmiş:

MASON ÜLKÜCÜLÜK

‘Biz özgür Türk masonluğunun temsilcisi olan Büyük Mason Mahfili Derneği; Türkiye dışında hiçbir ülkeye, hiçbir yerli ya da yabancı mason kuruluşuna, niteliği ne olursa olsun hiçbir açık ya da gizli örgüte hesap vermeyen, uzantısı olmayan, güdümüne girmeyen özgün kimliğimizle tam olarak ulusal, bağımsız, liberal ve özgürüz.’

Broşürün tam bu bölümüne çok ilginç iki kavram daha sokulmuş:

‘Masonca ülkü’ ve ‘masonca düzen’.

Anlayacağınız, gençlik yıllarımızın bütün kavramları resmi geçit yapıyor:

‘Tam bağımsızlık’, ‘sömürü’, ‘ulusalcılık’.

Ve hatta ‘ülkücülük’...

Önemli bir ayrıntıyı vermeden geçmeyeyim.

‘Dışa bağımlı’ grup ile ‘ulusalcı’ grup arasındaki en önemli farklardan biri de, yeni fraksiyonda ‘hanımlara özgü kurumsal yapılanmanın da bulunması’.

DEVAMI YARIN

Hemen şunu belirteyim. Buradaki ‘hanım’ sözcüğünu kullanan ben değilim. Broşürde öyle deniliyor.

Kadın yazarlarımız hanım sözcüğünü sevmedikleri için bunu kayda geçirmek zorundayım.

Yarın başka önemli bir olay olmazsa bu ilginç konuya devam edeceğim.

Mesela, masonların kimliklerini açıklamaları yasak mı? Türk masonları, siyonizmle ilgili ne düşünüyor? Ünlü bir paşanın sancağındaki altı köşeli yıldızın anlamı neydi?
YAZI:Ertuğrul ÖZKÖK


HÜRRİYET