Hürriyet yazarı Özkök, kendisini eleştiren Hüseyin Çelik'e öyle sert salvolar kaleme aldı ki okuyanların ağzı açık kalacak...
Abone olÖzkök, "Sayın Çelik ise soruya cevap vermek yerine, bana saydırmaya başlıyor." dediği yazısında Hüseyin Çelik'in kullandığı "itibar" sözcüğünden girdi, "talimat ile gazetecilik" ile devam etti ve "psikolojik sorunlar" ile tamamladı yazısını.
Özkök öyle sert bir yazıyla yanıt verdi ki Hüseyin Çelik'e bu yazı uzun süre dillerden düşmeyecek demek mümkün.
İşte Özkök'ün ağır sözlerini yumuşak bir üslupla kaleme aldığı deyim yerindeyse kadife içindeki çelik yumruk gibi yazısından çarpıcı bölümler:
CANI SAĞ OLSUN, ÖYLE DİYORSA ÖYLEYİZDİR...
"Böyledir, “hain”, “itibarsız”, “satılmış”, “dönek”, “yalaka” gibi etiketleri, genellikle demokrasiden nasibini almamış insanlar kolaylıkla kullanır.
Öyle anlaşılıyor ki, Sayın Hüseyin Çelik de benim “itibarım” hakkında karar verme imtiyazını kendine bağlamış.
Canı sağ olsun... Öyle diyorsa öyleyizdir...
ÜÇ BEŞ MEHMET ÖLDÜRÜLSE NE OLUR DİYEBİLEN BİR KİŞİ
Başbakan’ı hayatını kaybetmiş bir kız çocuğu için samimi gözyaşlarını dökerken, kendisi, bu ülkenin PKK’ya karşı savaşta hayatını kaybeden 18-20 yaşındaki çocukları için “Canım üç-beş Mehmet daha öldürülse ne olur” diyebilen, o çocuklar için iki damla timsah gözyaşını bile israf sayan bir kişinin belagat şehvetinde itibar boncuğu aramayacak kadar gerçekçiyim.
AMAN HA... SAYIN SÖZCÜ AMAN...
“Hayatım boyunca talimatla gazetecilik yaptığım” suçlamasına gelince...
Aman ha... Sayın Sözcü, aman.. aman...
Bu lafı, özellikle de bu lafı, sizin iktidarınız döneminde sakın ağzınıza almayın.
Benim 20 yıllık genel yayın yönetmenliğimin 7 yılı sizin iktidarınız döneminde geçti.
Artık genel yayın yönetmeni değilim, bana ne deseniz umurumda değil.
Ama bugün genel yayın yönetmenliği yapan size yakın gazetelerin başındaki arkadaşlara fena halde haksızlık etmiş olursunuz.
Aman ha... Bana bir ters kroşe atacağım derken, ıskalar, onların gözünü patlatırsınız.
AYNI GÜN AYNI MANŞETLE ÇIKAN GAZETELER AKLA GELİR
“Talimatla gazetecilik yapma” ifadesini, siz siz olun bugünlerde kimse için kullanmayın.
Etraf kötü niyetli insan dolu, aynı gün aynı manşetle çıkan gazeteler akıllarına gelir. “Sahi yahu, talimatla mı” diye abuk sabuk sorular sorarlar.
En iyisi mi hiç karıştırmamak... Sıradan bir laf, bumeranga dönüşür, oranıza buranıza çarpar...(...)
CİDDİ BİR PSİKOLOJİK NEDEN VAR DEMEKTİR
İİT Genel Sekreteri için attığı tweet’i benim dışımda birçok yazar daha eleştirdi.
Aralarından sadece beni seçip saydırmaya, hakaret üstüne hakaret etmeye başladığına göre, ortada ciddi bir psikolojik neden var demektir.
Haddimi bilirim, uzmanlık işidir... Onun, “itibar” kelimesini kullanması kadar kolaylıkla bir değerlendirme yapamam. (...)
İNSAN CİDDİYE ALDIĞINA CEVAP VERİR
Benim bildiğim, mantıkla hareket eden bir insan, ciddiye aldığı, itibarlı addettiği bir insana cevap verir.
Başka birçok yazar kendisine aynı eleştiriyi yönelttiği halde, içlerinden kendince “en itibarsızına” cevap vermeyi tercih etmesi, böyle bir mantıkla hareket etmediğini gösteriyor.
O zaman da aklıma şu geliyor:
Acaba bu ülkede, ciddiye alınmak için itibarsız olmayı mı göze almalıyız? Yani ben doğru yolda mıyım?
BENİM UZMANLIK ALANIMI AŞAR
Bu cevabın altında mantık yoksa, yine birinci maddeye, yani “psikolojiye” dönüp izahını orada mı aramalıyız?
Dedim ya, benim uzmanlık alanımı aşar...