BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.960,53
HABER /  GÜNCEL

Özkök nasıl bölüneceğimizi anlattı!

Ertuğrul Özkök'ün "birlikte yaşamalı mıyız?" yazısı Konuşan Türkiye programında sert tartışmalara neden oldu.

Abone ol

Gazeteci yazar Hadi Özışık'ın Best FM'de hazırlayıp sunduğu Konuşan Türkiye programı hararetli bir tartışmaya sahne oldu.

Hürriyet
'in eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök dün kaleme aldığı "Kürtler ile Türkler birlikte yaşamak zorunda mıyız?" sorusunu canlı yayın bağlantısında değerlendirdi. Özkök'ün ardından programa katılan Yeni Çağ gazetesi yazarı Behiç Kılıç yazılanlara çok sert tepki gösterdi.

BU SORUYU YILLARDIR DÜŞÜNÜYORUM

Hadi Özışık'ın konuğu yöneltiği "Yazıyı yazmadan önce kaç gün düşündünüz?" sorusuna Ertuğrul Özkök şöyle yanıt verdi:

"Son beş altı yıldır düşünüyorum. Ne oluyor ne bitiyor bakınıyorum. Türkiye'deki gelişmelere bakıyorum. Sonunda bizim bazı şeyleri ciddi bir şekilde tartışmamız gerekiyor. Ben bu soruyu sadece Kürtlere sormuyorum. Türklere de, kendime de soruyorum."

AYRILACAK NOKTAYA GELDİK Mİ?

Özışık'ın "Peki söylediğiniz gibi ayrılacak noktaya geldi mi Türkler ile Kürtler? Bir arada yaşayamayacak noktada mıyız?" şeklindeki sorusuna Özkök'ün yanıtı şöyle oldu:

"Kesinlikle bir arada yaşayamayacak noktada değiliz. Bu örgüt bize hayatı zehir ediyor. Elbette uğruna can verilebilecek çok ulvi değerler var. Vatan gibi... Toprak gibi.. Ama yaşam bir tane. Çocuğunuzun yaşamını tehlikede görüyor insanlarımız. Bu çağda terörün teknikleriyle mücadele etmek kolay değil. Cebine plastik bomba koyan insanlıktan nasibini almamış cani bir alışveriş merkezini kan gölüne çevirebiliyor. Her yerde eylem yapabiliyor."

MUHATAP KİM OLACAK?

Özışık'ın "Bunu konuşalım diyorsunuz. Kiminle konuşacağız, muhatap kim? Muhatap benim diyen terör örgütü durmadan insan öldürüyor..." sözlerine Özkök şöyle yanıt verdi:

"Birlikte yaşamak azmi varsa konuşacak insan bulunur. Kürtlerin mecliste temsilcileri var. Başımızı kuma sokup durmamıza gerek yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütününde çalışan partiler oy alamamışlar Doğu ve Güneydoğu'da. Bu bölgedeki insanlar etnik kökene göre oy vermiş ve bölgedeki bütün köşe başlarını BDP almış. O zaman öyle veya böyle bunları muhatap almanız gerekiyor.."

Özışık'ın "birinden bu konuda yazmanız için öneri mi geldi?" şeklindeki sorusuna Özkök "Ben sadece kendi adıma konuşuyorum. Başka kimsenin adına konuşmuyorum." diye yanıt verdi.

"TÜRKLER VE KÜRTLER TERÖRE KARŞI BERABER DURMALI"

"Dün kalabalık bir öğle yemeğine katıldım. Eski bir üst düzey komutan da vardı. Ben de bu ülkede yaşayan insanım. Hepimiz aynı şekilde açık açık konuştuk." diyen Özkök, ilginç bir öneri de getirdi:

"Eğer bu coğrafyada kendilerine Kürt diyen insanlar yaşamak istiyorsa hep beraber teröre karşı koymak için çaba sarfetmeliyiz. Meydanlara dökülürüz birlikte. Terör örgütü asıl terörünü Türkler değil kürtler üzerinde estiriyor. Hadi bakalım kürtler sesini çıkarsınlar... Bakın şunu da söylüyorum. Bir bölünme durumunda terör örgütünün terörü bitmeyecek. Öyle bir durumda Kürtler'e uygulanacak terörü de zamanla göreceğiz yaşayacağız. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik yapılan bu terör eylemleri bu katliam o zaman Kürtlerin tamamına uygulanacak ve bunu yaşayarak göreceğiz.."

BDP BAŞKA YERİ İŞARET EDİYOR

Özışık bunun üzerine şu çarpıcı soruyu sordu: "Kürtlerin seçtiği milletvekilleri ile konuşulabilir diyorsunuz. İlker Başbuğ ya yeminlerine sağdık kalsınlar ya dağa gitsinler diyor. BDP'liler ise imralı'yı işaret ediyor. Kiminle konuşacağız biz?"

Özışık'ın sorusuna "Konuşmak bir tarafın dediklerini aynen kabul etmek değil ki. Bir ortak noktada buluşmak gerekir. Genelkurmay başkanı ne derse desin. Asker siyaset yapmayacak zaten. Onun işi tabi ki silahlı mucüdale.. Zaten geçenlerde gazetelerden okuduğum kadarıyla asker terörle mücadelede yeni bir sistemg eliştirecekmiş. Bunu yapma hakları var çünkü bu iş onların işi.."  diye yanıt veren Özkök şöyle devam etti:

ASKERİN DEĞİL SİYASETÇİNİN NE DEDİĞİ ÖNEMLİ

"Ben siyasetçilerin ne dediğine bakarım. Kürt açılımı dediler. Bütün türk basını arkasında durdu. Ama ne oldu yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Denize atlarız orada yüzmeyi öğreniriz dediler. Başbakan milli irade denilince sadece kendi aldığı oyu anlamaktan vazgeçsin. Milli irade toplumun bütünüdür. Sadece meclisteki CHP, MHP değil, seçilemeyen, yüzde 10 barajını geçemeyenler de milli iradedir.

Bir araya gelip konuşursak çok gerçekçi olarak konuşmak mümkündür. Belçika ayrılmayı konuşuyor. Çekoslovakya devleti konuştu. Biz de konuşuruz. Türk halkı siyasetçilerden daha da fazla konuşabilecek hale geldi. Benim yaptığım cesaret değil. Zaten konuşulabilir durumda toplum. Orhan Bursalı bunu en iyi şekilde anlattı. Akıllı insanlar bir terör örgütü ile mi yoksa AB sürecinde zenginleşen bir ülkeyle mi yürüyecek ona karar vermeli. PKK orada bir devlet kurarsa demokrasi mi kuracak."

25 YIL SONRA TEKRAR AYNI YERE GELMEMEK İÇİN

Özışık'ın "Orhan Bursalı'nın kullandığı 'Koz' sözcüğü ağır kaçmadı mı? Terörü koz olarak kullanan BDP'liler ile ne konuşacağız." şeklindeki sözlerine Özkök şöyle yanıt verdi:

"Konuşuruz. Konuşmazsak olmaz. Devletler böyle hareket ederler. Böyle büyük devlet olurlar. Bakın Belçika bölünmeyi masaya yatırdı tartışıyor. Çekoslovakya bölünmedi mi.. Ne oldu sonrasında.. Türkiye tercihini bir silahlı mücadeleden yana kullanmaya karar vermek üzere. Eğer 25 yıl sonra yine aynı noktaya geleceksek ben bunu engelleyelim diyorum."