DGM'lerin artık kaldırılması gerektiğini belirten Özkaya, Haluk Kırcı'nın tahliyesi ile ilgili açıklamalarda da bulundu.
Abone olYargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'dan yargıçlara çağrı:
AİHM göz önüne alınmalı
Eraslan Özkaya, "Mahkemeler, her olayı daima insan hakları lehine yorumlamalı. İnsan Hakları Sözleşmesi göz önünde tutulmalı" diyor
DEP davası, DGM'lerin kaldırılması vb. olaylarla yargının bağımsızlığı tartışması bir kez daha gündeme geldi. Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu söylemek Anayasa'nın 140.maddesi göz önüne alındığında imkansız. Hakimler ve savcılar idari yönden Adalet Bakanı'na bağlıdır. Müfettiş raporuna göre hakim meslekten ihraç edilir. Müfettişler ise Bakanlığın emri altındadır.
Atamalar, siyasi iktidar tercihlerinden etkilenir mi?
1500 kişilik kararname çıkarılıyor. Bunu Adalet Bakanlığı Özlük İşleri hazırlıyor ve Yüksek Hakimler Kurulu'nun önüne geliyor. Kararname adeta tasdik ediliyor. İktidar kararnamesi haline geliyor.
* 12 Eylül'de Konsey'deki töreni izlemiştim, yüksek yargı mensupları darbeyi yapan Evren ve MGK üyelerini adeta kutsamışlardı.Böyle dönemlerde maalesef bu tür uyumsuzluklar, istenmeyen şeyler oluyor.
1982 Anayasası'nın bağımsız yargıyı örseleyen kurumlarını 20 yıldır siyasi iktidarlar, sivilller niye değiştiremedi?
Siyasi iktidarlar maalesef yargıyı elinde tutmak eğilimi gösterir. Adalet eski bakanlarından birisi (Seyfi Oktay'ı kastediyor) Bakanın yüksek hakimler kurulunda işi yok dedi. Zamanla öyle tadına vardı ki, unuttu.
Zana ve 3 eski DEP milletvekili hakkındaki 15 yıllık mahkûmiyete ne diyorsunuz? Nihai kararı Yargıtay verecek.
İnsan hakları ve özgürlükleri alanında yargıçlarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları yönünde eğiten bizim kadar başka ülke yoktur. Sürekli seminerler veriliyor. Leyla Zana olayında AİHM, usulü kurallara riayet edilmemesi nedeniyle kararı bozmuştur. Son söz söylenebilmeliydi deniyor, bu itiraz daha önce Yargıtay süzgecinden geçmiştir, Yargıtay bunları esasa müessir noksanlıklar görmediği için onamıştır.
Savunmada eksiklik görülmedi mi?
Olmadığı için bunlar neticeyi etkilemedi, Leyla Zana olduğu için değil.
Zana ve arkadaşlarının serbest bırakılmaları ve duruşmalara tutuksuz olarak katılmaları gerekmez miydi?
Mahkeme eski kararını tekrarladı. Yargıtay son kararı verecek. 'Leyla Zana serbest kalmazsa AB'ye girmeniz mümkün değildir' şeklindeki görüşler fevkalede siyasi ve yanlıştır. Sabancı cinayetinde suçlu olduğu sabit (Fehriye Erdal) bir kişiye Avrupa'nın gösterdiği müsamahaya bakın, bunları söylediğimizde 'Bizde yargı bağımsızdır' diyorlar. Sonra da Türkiye'de mahkemeye dikte ettirircesine, karara müdahale etmeye çalışıyorlar.
DGM'ler kapatılsın
DGM'ler için ne diyorsunuz?
DGM'lerin artık kaldırılması gerekir. Ağır ceza ihtisas mahkeeleri olarak genel yargının içine çekilirse, AB açısından bu mahzur ortadan kalkacak.
Haluk Kırcı'nın tahliyesi nasıl oldu? Derin devletin işi mi, Yargıtay'ın atlaması mı?
Hayır, hayır... Ben arkadaşlarla konuştum, son af yasası çıktığı zaman pek çok savcı tereddütler içerisinde kaldı. Kırcı olayında, Yargıtay 1.Ceza başka türlü anlıyor, 9.Ceza başka. Dosya genel kurula geliyor. Orada son söz söylendikten sonra bu durum meydana geldi. Net yasalar çıkarılmazsa uygulamada böyle rahatsız edici sonuçlar doğabiliyor. Bu da yargıya güveni azaltıyor.
AB yolunda Türk hukuk sisteminin demokratikleşmesi yönünde nasıl bir mesaj vereceksiniz?
İnsan hakları ve özgürlüklerinde taban vardır, tavan yoktur. Mahkemeler, önlerine gelen bir olayı daima insan hak ve özgürlükleri lehine yorumlayabilmeli... Arkadaşlarıma şunu tavsiye ediyorum: Bir karar verirken ulusal yasayla birlikte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerini de göz önünde tutun. AİHM hükümlerini de tartışın; bu, kararlara hem içerik, hem derinlik kazandırır.
AİHM kararları mutlaka en doğru karar demiyorum ama mutlaka göz önünde tutmamız lazım. Onların da verdikleri kararları tartışıyoruz. Avrupa'da 6 - 7 yıl süren davalar var. AB yargılamaları hakkında Batılı meslektaşlarıma 'Sizi kim yargılayacak?' dedim.
Meclis'te dolaşan yargıç olur mu?
Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir kısmının TBMM tarafından seçilmesi önerisine 'yargı siyasallaşacak' diye karşı çıktınız. Neden?
Anayasa Mahkemesi'nin hazırladığı taslak fevkalade sakıncalı. Yargıçlar Meclis koridorlarında dolaşacak. Bir yargıcın kulis yaptığını düşünebiliyor musunuz?
AİHM benzeri Anayasa Mahkemesi'ne kişisel başvuru hakkı getirilecek.
Kulağa hoş geliyor ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kişisel başvuru hakkıyla hiç alakası yok. Yanlış ve Avrupa hukuk sistemine de aykırı.
'Vicdanlarıyla cüzdanları arasında sıkışan yargıç' tanımına ne diyorsunuz?
Hakim ve savcıların ekonomik durumları kötü. Yoksulluk sınırında aylık alan personelimiz var. Pek çok hakim, maaşlarının artırılması yönünde siyasi organının kapısını aşındırıyor. Hakimin maaşının bir sabit merkeze endekslenmesi lazım. En yüksek noktaya gelmiş, yüksek yargıç maaşı milletvekilinin üçte biri.
Dokunulmaz bazı alanlar var
Susurluk'tan sonra yargıya karşı da bir güvensizlik doğdu...
Eğer bir dava kamu vicdanında beklenen yerini bulamıyor ise bunun başka nedenleri vardır. Bazı dokunulmaz, girilmez alanlar var.
Bir banka yolsuzluklarında ise kamyonlar dolusu klasörler geliyor. Bir sürü evrak kaybolmuş. Ne yapıyor savcılık, üç kişilik bilirkişi tayin ediyor. Taraflar itiraz ediyor. Süreç uzuyor.
Neşter Operasyonu'nun sonucu ne oldu? Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 'Kimse kendi hırsızını korumasın' demişti, Yargıtay da soruşturma başlatmıştı.
Soruşturma titizlikle devam ediyor. Yakında sonuçlanacak. Yargıya haksızlık yapıldı. Bizim içimizde de belki mesleğin etik kurallarına uymayan kişiler çıkabilir. Ama, 'Biz yargıya güveniyoruz' diye başlayıp, 'Yargıyı izleyin neler olacak?' diye Neşter Operasyonu öncesi kamuoyunu etkilemek yanlıştır. Bu, yargıyı yıpratmaktan başka netice vermez.
Kimdir?
Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, 1939 Hacıbektaş doğumlu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Özkaya, uzun yıllar savcılık ve hakimlik yaptıktan sonra 1986 yılında Yargıtay üyeliğine seçildi. 1994 ve 1998 yıllarında iki kez Yargıtay Birinci Hukuk Dairesi Başkanlığı yaptı. 19 Haziran 2002'de Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca Yargıtay Birinci Başkanlığı'na seçildi. Evli ve üç çocuk babasıdır.