BIST 9.395
DOLAR 34,60
EURO 36,70
ALTIN 2.905,36
HABER /  GÜNCEL

Özkan'dan son savunma

Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Halk Bankası'nı zarara uğrattığı iddiasıyla Yüce Divan'da yargılandığı davada son savunmasını yaptı.

Abone ol

Halk Bankası'nı zarara uğrattıkları gerekçesiyle eski Devlet Bakanı Recep Önal ile Yüce Divan'da yargılanan Özkan, ''mal varlığının artışını bırakın, açıklamaya bile cesaret edemeyen bir siyasi yönetimin, bir tek kuruş haksız kazancı tespit edemedikleri Hüsamettin Özkan'ı Yüce Divan'a göndermeleri garabetini yüce heyetin takdirlerine sunuyorum'' dedi. Yüce Divan'daki duruşmaya sanık Özkan ve Avukatları Olcay Mis, Sema Yılmaz ile sanık Önal ve avukatları Osman Öz, Semra Türközmen katıldı. Duruşmada ilk olarak, Hüsamettin Özkan esas hakkındaki savunmasını yaptı. Özkan, kendisi hakkında açılan davanın, siyasi iktidarın yargıyı siyasete alet etme çabalarını ortaya koyduğunu savundu. 11 yıl milletvekilliği ve çeşitli bakanlıklar yaptığını, bu süre içinde hak ve yetkilerini yerinde kullanmaya özen gösterdiğini söyleyen Özkan, ''geçmişimi karalayarak bütün ihtiraslarıyla bana karşı siyasi linç girişiminde bulundular. Aleyhimde suç unsurları bulmaya çalıştılar. Hiçbir şey bulamayınca, Yüce Divan'a sevk ettiler'' diye konuştu. "Haksız menfaatin içinde olmadım" Görevleri döneminde makamından kaynaklanan yetkilerini ailesine, akrabalarına ve yakınlarına doğrudan ya da dolaylı olarak menfaat sağlamak için kullanmadığını ifade eden Özkan, hiçbir zaman haksız menfaatin içinde olmadığını vurguladı. Özkan, iddia konusu olan 1996'ya ait usulsüz kredilerin kendi görev dönemi öncesine ait olduğunu, aynı zaman dilimindeki banka yöneticilerinin de kendisinden önce atandığını anlattı. Özkan ayrıca, bakanlık görevine başladığında tüm personelle çalışmalarını sürdürdüğünü, kimsenin görev yerini değiştirmediğini, partizanca bir kadrolaşmaya asla müsaade etmediğini söyledi. Banka yöneticileri hakkında verdiği soruşturma izni ile 1996'daki Banka Murakıp Raporları'nı iki kez inceleterek geciktirdiği yönündeki iddiaları anımsatan Özkan, raporları iki kez inceletmek gibi bir eyleminin bulunmadığının deliller ve tanık söylemleriyle açıklığa kavuştuğunu ifade etti. Buna rağmen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kendisine yeni bir suçlama yönelttiğini belirten Özkan, ''banka yöneticilerinin yargılanmalarını önlemek amacıyla soruşturma izni verilmesinden önce raporların yeniden incelenmesi şeklinde bir iddiada bulunuldu. Soruşturma izni verme yetkim olduğu kadar, vermeme yetkim de bulunmaktadır. Başsavcılığın bunu dikkate almasını isterdim'' diye konuştu. Devlet Bakanı Ali Babacan'ın, bir bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devrini geciktirdiği iddiasıyla bir yönetici hakkında soruşturma açılması için izin vermediğini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da bunu ''bakanın takdir yetkisini kullanması'' olarak algıladığını anlatan Özkan, ''Aynı başsavcılık, soruşturma izni veren bana, 'Takdir yetkisini kötüye kullandı' demiştir. Bu çifte standarttır. Soruşturma izni vermeseydim, bugün bu durumda olmayacaktım'' dedi. ''Bugün o makamda olsam, aynı şekilde davranırdım" Soruşturma izni verdikten sonra, söz konusu raporların yeniden değerlendirilmesini istemesinin suç olarak algılanmasını anlayamadığını dile getiren Özkan, soruşturmanın sağlıklı şekilde yürütülmesi için belgelerin yeniden incelenmesini istediğini söyledi. Özkan, bunun, konuya ilişkin yazılardan da anlaşılacağını ifade ederek, ''bugün de o makamda olsam, aynı şekilde davranırdım. Takdir edilmesi gerekirken, bunun suç olarak değerlendirildiği bir iddia ile karşı karşıyayım'' diye konuştu. Hakkında, Halk Bankası yöneticilerinin imza yetkilerini kaldırmadığı yönünde iddialar da bulunduğunu anımsatan Özkan, yasa gereği bu konuda kendisinin yetkili olmadığını, bununla ilgili delillerin esas hakkındaki mütalaada görmezden gelindiğini iddia etti. Özkan, ''iddia makamı, tanık söylemleri ve delillere rağmen banka yönetimini koruduğum iddiasını sürdürmüştür. Bu beni üzmüştür. Karalama, hukuku ihlal etme, siyasi linç uygulamalarının mütalaada da onaylanıyor görünmesi, beni derinden yaralamıştır'' diye konuştu. Mal varlığı araştırması TBMM Başkanlığı'na mal varlığını bildirmesine rağmen soruşturma komisyonunun kendisi, eşi, çocukları ve yakınlarının mal varlığı hakkında özel bir araştırma yaptığını ifade eden Özkan, elde edilen bilgiler sonunda kendi mal bildirimi ile bu araştırma sonunda ortaya çıkan mal beyanları arasında bir farklılık olmadığının görüldüğünü kaydetti. Özkan, banka yöneticileri veya bankadan kredi kullananlarla arasında hiçbir menfaat ilişkisi olmadığının açıkça belli olduğunu ifade etti. Hüsamettin Özkan, savunmasını şöyle bitirdi: ''Mal varlığının artışını bırakın, açıklamaya bile cesaret edemeyen bir siyasi yönetimin, bir tek kuruş haksız kazancı tespit edemedikleri Hüsamettin Özkan'ı Yüce Divan'a göndermeleri garabetini yüce heyetin takdirlerine sunuyorum. Devletimin ve ulusumun verdiği görevlerde akçalı bir işten yargılanmıyor olmam, tarihe düşülen en önemli nottur. Aileme bırakacağım bu onur, devlet adamlığımın en önemli bir mirasıdır.''