Savunmasında Özkan, kendisine bilgi vermeden raporları savcılığa gönderen Güneş Taner’i suçladı.
Abone olDevlet eski Bakanı Hüsamettin Özkan, TBMM Halkbank Soruşturma Komisyonu’na gelerek, beklenen savunmasını yaptı. Özkan, yazılı verdiği savunmada, ‘Bankanın zarara uğratılmasını önlemek için zamanında alınması gerektiği halde eksik bıraktığım hiç bir önlem bulunmamaktadır. O nedenle üzerime yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum’ dedi. Özkan, kendisine bilgi vermeden raporları savcılığa gönderen Devlet eski Bakanı Güneş Taner’i suçladı. Özkan, Taner’in tavrını, hukuka aykırı ve emsali görülmemiş bir işlem olarak nitelendirdi. Özkan, yazılı savunmasında şu görüşlere yer verdi: Komisyonun teşekkülü hukuka aykırıdır. Daha önce bu konuda görüş açıklayan milletvekillerinin komisyona üye seçilmemesi gerekirken, Ergün Dağcıoğlu komisyon üyesi olmuştur. Aynı husus, komisyonda görevlendirilen memur, raportör ve stenograflar içinde geçerlidir. 31.10.96 tarihli Halkbank’la ilgili YDK raporlarında Bankacılık Kanuna aykırı hiç bir işlem tespit edilememiştir. Görev aldığım dönemde 19.10.97 ve 23.10.97 tarihli raporlarda da kredi işlemlerinin incelenmesi talep edilmiş, Kırıkkale şubesince verilen bir tek kredinin takibata alınması dışında hiç bir cezai sorumluluk öngörülmemiştir. Bakanlığım döneminde tarafıma üç rapor geldi, ikisi 1996, biri 1997’ye aittir. İki raporda suç unsuru bulunmadığı belirtilmiştir. Bir raporda ise sadece genel müdür ve bir yardımcısı ile kredi açan şube yetkililerini sorumlu tutulmuştur. Bu raporlar tarafımdan 20.10.2000 tarihinde savcılığa gönderilmiştir. HABERİM OLMADI Bana yönelik suçlamalar, 1998’deki 5 rapora dayandırılmaktadır. Biri personel alımı, diğerleri ise kredi kullandırılmasına ilişkindir. Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu bakanlık (Güneş Taner), bu raporları savcılığa göndermiştir. İlgili bakan, yasanın öngördüğü şekilde davranmamış, düzenlenen raporları 399 sayılı KHK’ye aykırı olarak 9.7.1998 tarihinden itibaren değişik aralıklarla bilgim olmadan Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na intikal ettirmiştir. Hazine’den sorumlu devlet bakanı bununla da yetinmemiş banka yöneticilerinin imza yetkilerinin alınmasını talep etmiştir. Böyle bir talep, emsali görümemiş bir durumdur ve hukuka aykırıdır. Raporların savcılığa gönderilmesinin, yöneticilerin imza yetkisinin kaldırılması talebine zemin hazırlamak için yapıldığı anlaşılmaktadır. Taner’in gensoru ile görevden düşürülmesinin ardından Hazine Müsteşarlığı Mesut Yılmaz’a bağlanmıştır. İlgili bakan, bu konularda Başbakanlık başmüfettişliğinin olayı incelemesi konusunda talimat vermiştir. Bu incelemelerde iki konu hariç yapılan diğer işlemlerin normal bankacılık işlemi olduğu belirtilmiştir. Bu incelemenin yapılması da benim talebim değildir.