AK Parti iktidarının bir yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Tuncay Özilhan, Kıbrıs için yeni bir iddia ortaya attı.
Abone olÖzilhan, Avrupa Birliği üyelik sürecinden Kıbrıs sorununa, TÜSİAD`ın misyonundan ekonominin son bir yıllık seyrine bir dizi konuda görüşlerini açıkladı. Özilhan, Kıbrıs sorununun çözülmesiyle birlikte Avrupa Birliği üyelik sürecinde önemli mesafe alınacağına da dikkat çekerek, “Kimse halkın karşısına çıkıp ‘ben AB`ye üyeliğe karşıyım` diyemez. Dolayısıyla bu üyeliğe mani olmak isteyenler Kıbrıs üzerinden savunmaya geçiyor.” dedi. Tuncay Özilhan, Kıbrıs sorununun çözülmesiyle birlikte Avrupa Birliği üyelik sürecinde önemli mesafe alınacağına da dikkat çekti. Özilhan, “Kimse halkın karşısına çıkıp ‘ben AB’ye üyeliğe karşıyım’ diyemez. Dolayısıyla bu üyeliğe mani olmak isteyenler için Kıbrıs önemli bir ayak. Bu yüzden böyle bir savunmaya giriyorlar.” dedi. Avrupa ve Kıbrıs 50–60’ların Avrupa’sı, Kıbrıs’ı değil. Avrupa’dan bize herhangi bir zarar geleceğine inanmıyorum. Kıbrıs’ta da insanların birbirine zarar vereceğine, tekrar katliamların yaşanacağına inanmıyorum.” yorumunu yaptı. Hükümetin, Kıbrıs konusuna verdiği önemi yakından bildiğini ve Başbakan Erdoğan’ın ‘Çözümsüzlük çözüm değil.’ görüşünü hatırlatan Özilhan, “O zaman sorunu çözün. AB ile ilişkilerde sıkıntıların ortaya çıkması birtakım şeylerin Türkiye’de daha önemli sorun haline gelmesine sebep olacak. Onun için Başbakan sorunu çözme inancını ortaya koymalı. Ama Başbakan daha muhafazakar bir yapıya geldi gibi. Önemli olan sorunun çözülmesi. Keşke Denktaş çözebilseydi veya çözse.” değerlendirmesinde bulundu. Hükümetin ilk yılında popülist politikalara girmediğini ve genel çerçevede başarılı olduğunu ifade eden Tuncay Özilhan, eleştirilerini özelleştirme noktasında yoğunlaştırdı. “Bu sene en başarısız notu neye verirsiniz diye sorarsanız özelleştirme cevabını veririm.” diyen Tuncay Özilhan, “Burada hükümet özelleştirmeye karşı olduğu için başarısız oldu demiyorum. Özelleştirmeyi iyi yönetemediğini ifade ediyorum.” şeklinde konuştu. Özelleştirme programının uygulanmamasında yargının çok etkili olduğuna vurgu yapan Özilhan, kamuoyunun bu konuya alıştırılamadığını belirtti. Özelleştirmede satış fiyatının her şey demek anlamına gelmediğini ifade eden Tuncay Özilhan, “Başkalarıyla mukayese ederken çok dikkatli olmak lazım. Bak tütün şu kadar milyar dolara gitti, bizde de şu kadara gitmeli gibi konular üzerinde kamuoyunu iyi yönlendirmek lazım. Tekel bunlardan birisi. Yakın geçmişte 20 milyar dolara satmayı düşündüğümüz Telekom bugün 2–3 milyar dolar etmiyor. Bugün 1 milyar dolara vermediğimiz Tekel’i, iki yıl sonra 500 milyon dolara satamayacağımızı söylemek istiyorum.” ifadesini kullandı. Türkiye’de her kesimin vizyonunu açmasını ve ‘bunlar devletin kurumlarıdır, şöyledir, böyledir, şu kadar kıymetlidir’ gibi kamuoyunu yanlış yönlendirmemesi gerektiğini dile getiren Özilhan, “Bu KİT’lerden gelen zararlardan, üzerimize yük olmaktan kurtarmamız gerekiyor. Hükümet bu süreci iyi yönetmeli. Hukuki altyapının hazır olmamasından dolayı da ağır işleyen yargıya gidiyor. Takılıyor kalıyor. Tekel’in alkollü kısmının özelleştirilmesi de aylarca, yıllarca geriye bırakıldı şimdi.” dedi. Gelişmiş ülkelerin dahi yabancı yatırımcının peşine düştüğünü belirten Özilhan, “Yabancı sermaye neye bakıyor? Bürokrasi var mı? Var. Yoğun mu? Yoğun. İstihdam üzerinde ağır vergiler var mı? Var. Yolsuzluk var mı? Dikalası var. Hukuk, yargı ağır mı? Ağır. Bu açıdan baktığınızda yabancı sermayeyi kaybediyoruz.” şeklinde konuştu. Yargının da kendi içinde önemli sorunları bulunduğunu ve ciddi reformdan geçmesi gerektiğini belirten Özilhan, “Yargı maddi sıkıntı içerisinde. Sağlıklı çalışma ortamı açısından sıkıntı yaşıyor. Onlar da özelleştirmeleri engellemek istemiyor; ama hukuki altyapı ayak bağı oluyor. Yasalardaki kısıtlamalara uymak zorunda kalıyorlar.” diye konuştu.