Uzmanlar, öz güveni olmayan kişilerin kıskançlık duygusunu abarttığına ve yaşam kalitesinin bozulduğuna dikkat çekiyor. Kıskançlık doğuştan gelen bir özellik değil.
Abone olDavranış ve Bilişsel Terapiler Kongresi'nde bir bildiri sunan Harward Tıp Fakültesi'nden Prof. Frank Pattilio, kıskançlığın doğuştan gelen değil, sonradan öğrenilen bir duygu olduğunu belirterek, "Kıskançlığın temelinde özgüven eksikliği ve yetersizlik duygusu yatar. Kendini dışlanmış hissetme duygusu ise tetikler. Kıskançlık bazı insanlar tarafından aptalca bir duygu olarak değerlendirilebilir. Bu bir hastalık değildir, davranış bozukluğudur. Fakat hastalığa neden olabilir. Kıskançlık, ileri boyutlarda depresyonu ortaya çıkarır. Depresyon da mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Çünkü kıskanç olan kişi, çok stresli bir yaşam sürmektedir" şeklinde konuştu. Kişinin basit kıskançlıklarla kendi kendine mücadele edebileceğini ve tedavi edebileceğini ifade eden Prof. Dr. Pattilio, bunun için davranışçı terapilerin kullanılabileceğini belirterek, "Bize başvuran kişiye kıskançlık hissettiği andaki düşüncelerini incelemesini ve ifade ettiği duygunun ardında yatan iç konuşmaları yakalamasını, kıskançlık duygusundan önce gelen duyguyu ortaya çıkarmalarını isteriz. Yapmaya çalıştığımız şey, düşünceleri parçalara ayırıp, ayrı ayrı değerlendirmelerini sağlamak ve rasyonel olmadıklarını fark ettirmeye çalışmak. Bunu kişiler günlük yaşamlarında kendi kendilerine de uygulayabilirler" diye konuştu. Prof. Dr. Pattilio, basit kıskançlıkların tedavi edilebildiğini, ancak şiddetli kıskançlıkların tamamen ortadan kaldırılamadığını söyledi.