"Basın özgürlüğümüz Batı'dan daha ileride" diyen Doğan, WAN Kongresi ile ilgili bilgiler de verdi...
Abone olAna sponsorluğunu Milliyet Gazetesi'nin yaptığı WAN Kongresi, Türkiye'nin tanıtımı açısından büyük önem taşıyor. Bir yıldır 15 kişilik bir ekiple kongreye hazırlanan Milliyet'in İcra Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, etkinlikler konusunda Tempo'nun sorularını yanıtladı.
Türkiye, bu ayın sonunda basın tarihi açısından çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacak. Dünyanın dört bir köşesinden bin beş yüz gazete sahibi, CEO, genel yayın yönetmeni ve editör 'Dünya Gazeteleri Kongresi', 'Dünya Editörler Forumu' ve 'İnfo Services Expo' için İstanbul'a geliyor. Dünya Gazeteler Birliği (WAN) ile Türkiye Gazete Sahipleri Birliği tarafından organize edilen kongre ve forumda basın sektörünün bugünü ve geleceğe dönük yönelimleri geniş bir çerçevede ele alınacak.
WAN Kongresi'nin İstanbul'da yapılmasına birlik üyeleri nasıl ikna oldular?
HD: WAN'ın ana maçlarından biri basın özgürlüğünü savunmak. Türkiye'nin, geçmişinde yaşadığı birtakım olaylardan dolayı WAN'ın gözünde imajı kötüydü. Fikir özgürlüklerinin kısıtlandığını düşünüyor, hapse giren gazeteciler yüzünden tepki duyuyordu. Bu nedenle kongrenin Türkiye'de yapılmasına sıcak bakmıyorlardı. Ancak Aydın Bey'in yönetim kurulu üyeliği, icra kurulunda olması ve WAN'a ısrarla Türkiye'de basın özgürlüğünün olduğunu anlatmasıyla kişisel çabalarının büyük katkısı oldu. Bunun yanında Türkiye de bir değişim yaşadı. Bu değişimi gözlemleyen WAN yönetimi, artık bu toplantının Türkiye'de yapılma zamanının geldiğini düşündü.
Wan Başkanı Dr. Seok Hyun Hong tanıtım toplantısında Türkiye'deki basın özgürlüğü konusunda bir türlü tatmin olamadıklarını söyledi. İçerden biri olarak, sizce basın özgürlüğü konusunda Türkiye bir ilerleme kaydetti mi?
HD: Türkiye'de gerçek anlamda basın özgürlüğü yaşadığımıza inanıyorum ve bunu gözlemliyorum. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki medyaya ve Türkiye'ye baktığımda, bizde farklı fikirlerde kanallar olduğunu görüyorum. Belki de dünyanın hiçbir ülkesinde buradaki kadar farklı görüşleri savunan yayın kuruluşu yok. Bizde aşırı sağcısı, aşırı solcusu, radikali, moderni var. Bu durum fikir yelpazesini çok genişletiyor. Onun dışında Türkiye'de herhangi bir haberin saklı kalacağına da inanmıyorum. Yelpaze genişliği hiçbir haberin saklı kalmayacağının da göstergesi. Türkiye'de devletten, sistemden çıkan bir kısıtlama artık yok. Devlet de artık özgür basının ne demek olduğunu anladı. Okurlarından alacakları tepkiye göre bazı gazeteler bazı haberleri yayınlamamayı tercih edebilir. Gerçek basın özgürlüğünü Batı'dan daha fazla yaşadığımızı söyleyebilirim. Batı'da bugün sansür olayları yaşanıyor. Özellikle Amerika'da, gazeteler çok daha ciddi devlet baskısıyla karşı karşıyalar.
Dünya genelinde bir tiraj kaybı var mı? Bu tiraj kaybını siz neye bağlıyorsunuz?
HD: Dünyada gazete tirajlarının büyümemesi gibi bir sorun var. Korkutucu bir düşme söz konusu değil. Bunun en önemli nedeni, haber alma imkanının çok yaygınlaşmış olmasıdır. Tirajı konuşurken 'gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler, gelişmemiş ülkeler' diye üçe ayırıp bakmak lazım. Gelişmiş ülkelerde tiraj artmıyor. Bu demografik yapılanmayla da ilgili bir durum. İnternet, televizyon, cep telefonu kullanıcılarının sayısının artması ve kemikleşmiş bir okurun oluşması ile ilgili. Gazete okuma alışkanlığı 18 yaşında başlayıp 65 yaşında bitiyor. 65 yaş üstü nüfus artınca gazete okuma oranı buna bağlı olarak düşüyor. Gelişmekte olan ülkelerde gazete okuma alışkanlığının olmaması ise tamamen kültürel bir durum.