Özgür Özel: Şartlar böyle giderse erken seçim talebini dillendiririz, Erdoğan'a kaçamayacağı bir teklif sunarız
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçim için 360 oy gerektiğini belirterek, "Şartlar böyle giderse önümüzdeki yıl bugünlerde erken seçim talebini dillendiririz. Kendisine kaçamayacağı bir teklif sunarız." ifadelerini kullandı.
Abone olCHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV'de yayınlanan 'Yeni Bir Sabah' programına konuk oldu.
"Normalleşme süreci bitmez. Normalleşme bizim birinci parti olma sorumluluğuyla ortaya koyduğumuz özgüvenli ve inandığımız bir süreç. Normalleşmenin özeti şudur; normal demokrasilerde ne varsa onu talep etmek ve muhalefet olarak üstüne düşeni yapmaktır. Selamlaşmak, konuşmak, müzakere etmek. Normal demokrasilerde olanı talep etmek." ifadelerini kullanan Özel şunları kaydetti:
Erken seçim
"Erken seçim için 360 rey gerekiyor. AKP'nin evet diyemediği bir erken seçim yapılamıyor. O yüzden de teknik olarak mümkün değil. Ben hep söylüyorum; erken seçimi millet isterse kaçınılmaz olur diyorum.
Tarih olarak da şunu söylüyorum. 5 yıl var iki seçim arasında bunun ortası çok kritik bir yer 2.5 yıl. Sayın Erdoğan eğer Meclis seçimleri yenileme kararı almazsa bir daha aday olamıyor. 2.5. yılda şöyle bir noktaya geleceğiz. Biz gel seçimleri yenileyelim deriz gelip aday olursa 2.5 yıl o koyar, 2.5 yıl biz koyarız ortaya. Tam ortasının öyle bir manası var. Erdoğan kendine güveniyorsa bir kere daha gelir yarışırız. Yok güvenmiyorsa geriye giden her gün onun seçimden kaçtığı gündür.
İsmail Küçükkaya'nın "Siz politik olarak bir matematik yapmışsınız" sözlerine Özel şu yanıtı verdi:
"Benim gördüğüm bu yani bu sistemde son adaylık ancak Meclis'in desteğiyle oluyorsa Meclis'teki destekte bize de ihtiyaç varsa... Seçimleri yenilemeye AKP ve MHP'nin de tek başına gücü yetmiyor. Hep birlikte karar alırsak olacak. Kaçmasınlar yaparız deriz 2.5 yılda seçimi.
"Şartlar böyle giderse önümüzdeki yıl bugünlerde erken seçim talebini dillendiririz"
"Şartlar böyle giderse biz vatandaşların taleplerini dile getiriyorken ittifak ortağı ona yüz çeviriyor diye hiçbir talebi duymayıp memleketi bu hale getirirse biz önümüzdeki yıl bugünlerde erken seçim talebini dillendiririz ve tam 2.5. yılında kendisine kaçamayacağı bir teklif sunarız. Kaçarsa millet görür neden kaçtığını."
"Asgari ücret 25 bin lira olmalı"
"Vatandaşların taleplerini bizim bu konudaki önerilerimizi ve bu konuda makro çözüm önerisi götüreceğiz dedik. 4 tane talebi sıralayalım. Eğer bizi dinlerlerse en düşük emekli maaşını asgari ücret durumuna yükseltelim yani bugün için 17 bin lira. Asgari ücrete enflasyon zammı verelim yani bu 6 ayda bu enflasyonun erittiği yüzde 28'i en azından 17 bin liranın üstüne verelim ve asgari ücret en az 22.500 bence 25 bin lira olsun. Çay taban fiyatı 25 lira olması gerekiyor. Buğday taban fiyatının 15 bin lira olması gerekiyor. Çiftçinin de aldığı desteklemenin GSMH'dan yüzde 1'i olması gerekiyor bunu sağlayalım. Büyük bir kredi kartı çıkmazı içinde ülke kredi kartları faizlerini düşürelim faizden alınan yüzde 30 vergiyi sıfırlayalım. Bir kereye mahsus kredi kartı faizlerini silip ana parasını bölelim ki yeniden nefes alsınlar. Bunlar için kaynağa ihtiyaç var. Bunlar için makro öneride bulunuyoruz diyoruz ki gelin Türkiye'nin vergi sistemini baştan aşağı değiştirelim. Bugün Türkiye'de 100 lira vergi toplanıyor bu verginin 68 lirası dolaylı vergi. Yani fabrikatörle fabrika bekçisi elektriğe suya benzine aynı vergiyi veriyor. Yüzde 21 herkesin aldığı maaşlardan kesilen gelir vergisi yüzde 89 yapıyor. Yüzde 11 Türkiye'de para kazanan herkesin ticaretten sanayiden ödediği vergi. Çok kazanandan çok az kazanandan az alacağız. Kazanmayandan vergi almayacağız. Bu işin tersine dönmesi lazım. Dolaylı vergiyi düşürmeye başlayacağız diyorlar ama mahcup mahcup söylüyorlar.
"Ben burada inisiyatif almaya hazırım"
"Türkiye'de sığınmacıların kalmasını, fiili bir durumun kalıcılaşmasını istemiyoruz. Esad'la görüşmek dahil tüm alternatifleri değerlendiriyoruz. Birkaç ay içinde çok aktif bir tutum alacağız" sözlerinin hatırlatılması ve bunu nasıl çözeceklerinin sorulması üzerine Özel, inisiyatif almaya hazır olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Özel, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile bir araya geldiği yemekte kendisine ve bütün büyükelçilere "Yanı başınızda hem demokratik hem istikrarlı bir Türkiye'ye ihtiyaç var. Bunun olabilmesi için de sığınmacı sorununun tamamen çözülmüş olması lazım." dediğini de aktardı.
Özel, "Suriye ile Türkiye arasındaki diyalog kanallarının açılması için gerekirse ilk görüşmeyi, gideceğim, ben yapacağım Esad'la. Bunun zeminini araştırıyoruz. Olumlu gelişmeler var. Günü geldiğinde açıklayacağız. Gidip, Sayın Esad'la görüşüp, Türkiye'yle bir masaya oturmasıyla ilgili net talebimizi iletip, bu konuda kolaylaştırıcılık mı dersiniz, arabuluculuk mu dersiniz, ana muhalefet sorumluluğu mu dersiniz, bunu yapacağız. Çünkü masaya oturmadan bu sorun çözülmeyecek." diye konuştu.
Özgür Özel, Esed rejiminin, Suriye'deki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin varlığıyla ilgili ön şartları olduğunu, bunun da meseleyi Türkiye açısından müzakere edilemez bir zemine çektiğini belirterek, "Yoksa Erdoğan dünya kadar laf etti ama 'Esad'la yakında görüşebiliriz' noktasına da geldi. Çünkü bu sorun artık Türkiye'nin taşıyamayacağı bir noktada." ifadesini kullandı.
Türkiye'deki Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönmesi için şartların konuşulması, Esed'in de bu konuda belli güvenceler vermesi gerektiğini söyleyen Özel, Türkiye'nin bu konuda belli garantörlükleri ortaya koymasının gerekebileceğini kaydetti.
Özel, örneğin Türkiye'de doğan Suriyeli çocuklar için okul zamanlarında ya da ileri yaşlarda tatile gelmek istediklerinde vize kolaylığı gibi birtakım jestlerin yapılabileceğini, bunlar üzerine çalıştıklarını dile getirdi.
Özgür Özel, "Yarın, öbür gün Esad meselesinde bir mesafe alırsak, ben Sayın Erdoğan'dan randevu da alırım. Gerekirse Esad'la Erdoğan görüşmesine aracılık da yaparım. Yeter ki masaya oturalım. Bu işe para lazımsa ben o parayı AB'den bulacağım. AB'de o irade var. Onlar parasında değil işin. Onların korkusu o sığınmacıların kendilerine gelmesi. Türkiye, Avrupa'nın sınırı. Her sınırı geçen Avrupa'da. Bunun yerine, bunların hepsinin memleketlerine dönmesi Avrupa için de en büyük güvence." görüşünü paylaştı.