BIST 9.662
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.964,21
HABER /  GÜNCEL

Özgecan Aslan katilinin annesinden olay sözler

Özgecan Aslan 'ın katili Suphi Altındöken'in annesi ilk kez konuştu. Naciye Tan , Özgecan Aslan 'ın ailesinin ayaklarına kapanmaya gitmek istemiş.

Abone ol

Türkiye Özgecan Aslan cinayetinin şokunu yaşarken katil zanlısı Suphi Altındöken 'in annesi Naciye Tan ilk kez konuştu. Özgecan Aslan 'ı öldürüp ellerini kesen katilin annesi , oğlunun yaptıklarından babasını sorumlu tuttu. Özgecan Aslan 'ın ailesinin ayaklarına kapanmak istediğini söyleyen Naciye Tan 'ın anlattıkları ibretlik.

ÖZGECAN'I ÖLDÜREN KATİLİN KARISI İLK KEZ KONUŞTU BOMBA SÖZLER

Özgecan Aslan 'ın babası Mehmet Aslan ise Kanal D haberde yaptığı açıklamalarla Türkiye'yi ağlattı. Mehmet Aslan'ın her sözü ders niteliğindeydi. Özgecan Aslan 'ın babasının metanetli ve bilgece tavrı ekran başındaki herkesin taktirini kazandı. İşte Özgecan Aslan olayında yaşanan son gelişmeler;

SUPHİ ALTINDÖKEN 'İN ANNESİ NACİYE TAN KONUŞTU
naci̇ye-tan.jpg
Özgecan Aslan 'ı öldüren Suphi Altındöken'in annesi Naciye Tan Show Ana Haber'e oğluyla ilgili gerçekleri açıkladı. Anne Naciye Tan , "Oğlumun böyle bir şey yapacağını asla düşünmedim. Ben onu böyle büyütmedim. Kimse hırsız, katil doğmaz herkes melek doğar. Benim çocuğumun sağlığı bozuk. Babasıyla beraber büyüdü, o yüzden böyle. Benden etkilenmedi babasından etkilendi. Bir insan o ya, benim oğlumun bir insanın canını almaya hakkı yok" dedi.

BABASI BENİ KEMERLE DÖVERDİ
Özgecan Aslan 'ın katilinin annesi Naciye Tan "hiçbir çocuk katil, hırsız terörist doğmaz" diyerek oğluyla ilgili şunları aktardı;

-"Bir hafta önce oğlumla doğum günümde görüştüm. Benim oğlum normaldi. İşine gücüne ailesine bakıyordu. Ailesine nasıl daha iyi bakarım diye onunla mücadele ediyordu. Hiçbir çocuk katil,hırsız, terörist doğmaz. Herkes melek doğar. Onu bu hale getiren bir sürü etken var.

ÖZGECAN 'IN ANNESİNİN BABASININ ELİNİ AYAĞINI ÖPEYİM

-"Ben onların acılarına ne kadar katkı olabilirim ki. Ne diyebilirim. Beni yanlarına götürün dedim. Annesinin babasının elini ayağını öperim. Ben anayım. Benimde kızım var. Kızımın başına bir şey gelsin ister miyim? Asla dilemem.

Ben çocuğumu koruyamadım. Babasının şiddet eğilimi vardı. Biz kaç yıldır ayrıyız. Ben çocuklarımızın onun yanında büyüsün istemedim. Ben kocamdan çok şiddet gördüm ama anneme babama söyleyemedim. Babası kemerle, kesici aletle beni dövdü. Bunları kimseye söyleyemedim.



ÖZGECAN ASLAN 'IN BABASI KONUŞTU TÜRKİYE AĞLADI

Özgecan Aslan'ın babası konuştu, Türkiye gözyaşlarına boğuldu. Birinin beni bu kabustan uyandırmasını istedim diye konuşan Özgecan Aslan 'ın babası Mehmet Aslan, yaşananlara anlam veremediğini söyledi. Allah'ın adaletini yerine getirecek hakimler ve savcıların, Özgecan 'a kendi çocukları gibi bakarak bir karar almalarını isteyen Mehmet Aslan; öyle olduğu zaman adaletin tecelli edeceğine inanacağını söyledi.

Türkiye'yi ayağa kaldıran Özgecan Aslan cinayeti sonrası, acılı aile Kanal D ana haberde Cüneyt Özdemir'in sorularını cevapladı. “Birinin beni bu kabustan uyandırmasını istedim” diye konuşan Özgecan'ın babası Mehmet Aslan, idam getirilmesini istediğini; ancak çocuğunun ölümü sonrası böyle bir düzenlemenin yapılmamasını istedi. Acılı baba Türkiye'ye şöyle seslendi;
mehmet-aslan.20150217100950.jpgMEHMET ASLAN : SİZ HİÇ MUCİZE GÖRDÜNÜZ MÜ?

"Siz hiç mucize gördünüz mü? Ben herkese soruyorum. Her Türk vatandaşına soruyorum. Bir mucizeye şahit olanınız var mı içinizde. Şu anda bir mucize gerçekleşiyor. Onlarca, yüzlerce, binlerce Özgeler, meleklerin kanatları kırıldığı halde biraz önce söylediğim gibi bu olayın bu şekilde gerçekleşmesinin tüm Türkiye'ye maal olmasının elbette bir hikmeti var. Bunun kızımın üzerinde tecelli ettiren, inanıyorum ki aynı zamanda adaletini de tecelli ettirecektir. özgecan-aslanin-babasi-türkiyeyi-ağlatti.jpg

"ÖZGE KENDİ ÇOCUKLARIYMIŞ GİBİ KARAR VERSİNLER"

Bunlar olurken kimse müdahil olmadı. Tecelli insanların algı boyutuna girerken. Bizler de öyleydik. Allah'ın adaleti tecelli ettiğinde kimse buna müdahil olmayacak. Buna müdahil olma esnasında, devletlerin hukuk sistemleri vardır. Allah adına bu adaleti hakimler verecektir. Eğer onlar kendi vicdanlarında, Özge'nin kendi çocuklarıymış gibi karar verirlerse, o zaman ben inanacağım ki adaleti yerine getiren, her hakimin her savcının bu işi layıkıyla yerine getirmiş olacağına inanıyorum. 

"HAK ETTİKLERİ CEZALARI ALACAKLAR" 

Zorlukla konuşan acılı anne Songül Aslan da, “Devletimize inanıyorum ben. Hak ettikleri cezaları alacaklar. Kızımızın kanı yerde kalmayacak. O bir masumdu. Hiçbir suçu olmayan kızımı bu hale getirenler, insan değil. Cani onlar. İçinde sevgi olmayan insanlar yapabilir bunu ancak. Biraz sevgileri olsaydı, biraz hoşgörüleri olsaydı bunları yapmazdı. Demekki bu insanların içinde sevgi kalmamış.

"BİRAZ BİLİNÇLENSİNLER" 
 
Türkiye’nin lanetlediği olay sonrasında ilk kez konuşan Özgecan’ın kardeşi Beste Aslan da, “Ben inanamıyorum hala, yanımda sanki. İkimiz tek kişiydik. Türk halkına yalvarıyorum ne olur biraz bilinçlensinler. Okulda insanlık ve sevgi dersi verilsin” diye konuştu.

"ÖZGECAN BİR MASALDI, BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ"
 
Canlı yayında son sözü söyleyen baba mehmet Aslan’ın şu sözleri ise ekran başındakileri gözyaşlarına boğdu:
 
“Masallarla büyüdük. Bir varmış, bir yokmuş. Bir Özge varmış, bir Özge yokmuş. Sevgi geldi saygı geldi cihana, biz yarattık dediler. Bizler sevmesini saymasını öğretmeye geldik cihana”



ÖZGECAN ASLAN 'IN KATİLİNİN VERDİĞİ İFADENİN TAM METNİ
Özgecan Aslan 'ın katillerinin emniyette verdiği ifadenin tam metni sızdı. Suphi Altındöken Özgecan Aslan 'ın şah damarını kestikten sonra ellerini de nasıl kestiğini anlattı. Özgecan Aslan elleri kesilirken hala can çekişiyormuş.

Mersin’in Tarsus ilçesinde Özgecan Arzlan’ı bıçaklayarak ve yakarak öldüren Ahmet Suphi Altındöken’in dün İlçe Jandarma Komutanlığı’nda alınan ifadesini Radikal yayınladı.

Özgecan Aslan 'ın katil zanlısı Suphi Altındöken, kendisine bağırdığı için kızı tekmelediğini ve onun bayıldığını ileri sürdü. Baygınlık geçirmesi üzerine arkadaşı ve babasından yardım istediğini anlattı. Nefes alıp verdiği halde Özgecan Arslan ’ın boğazına bıçak sokarak, şah damarını kestiğini ve daha sonra DNA kalmasına diye bileklerini kestiğini anlattı. Ardından da ceseti bir uçuruma götürerek, benzin ve gazete parçalarıyla yaktıklarını söyledi

fft81_mf3509612.jpeg
YOLDA TEK BAŞINA

Saat 20.05 sıralarında Tarsus şehir merkezinin önünde Cereciler Durağı’nda bir erkek ve bir bayan bekliyordu. Erkek el kaldırdı. Ben de durdum. Bayan yanındaki erkeğe ‘İyi akşamlar’ diyerek araca bindi. Benim şoför koltuğumun arkasındaki koltuğa oturdu. Başka da binen olmadı, ikimizden başka kimse yoktu. Benim (Özgecan’ı) araca almamdaki amaç, Kleopatra Kapası’ndaki nöbetçi araca teslim etmekti.

ÖZGECAN 100 LİRA VERDİ
Otobüs güzergâhı yolunu kullanarak, nöbetçi arabaya gidiyorduk. Yolda bayan bana “Mersin’e direkt siz mi gidiyorsunuz, aktarma mı yapacaksınız?” diye sordu. Aktarma yapacağımı söyledim. Mersin’e gidecek aracın ne zaman kalkacağını sordu. 20.30’da kalkacağını söyledim. “Benim acelem var” dedi. Ben de “Ya 20.30’u bekleyeceksiniz ya da sizi E-5’e çıkaracağım, Adana’dan Mersin’e giden direkt arabalara bineceksiniz. Daha da aceleniz varsa 100 TL verin, ben sizi 20-25 dakika içerisinde Mersin’e götürürüm” dedim. Kabul etti ve bana 100 TL verdi. Hızlı gidebilmek için Çukurova İplik Fabrikası önünden otoban bağlantı yoluna girdim. 

screen-shot-2015-02-16-at-12.25.34-pm.png

BİBER GAZI SIKINCA TEKME ATTIM

Bayan yol güzergâhını değiştirdiğimi görünce bana “Ne oldu, bir terslik mi var?” diye sordu. Ben de “Hem daha erken ve hızlı gideriz, hem de aşağı yoldan gitmemiz yasak” dedim. Otoban bağlantı yolunda ilerlerken, “Senin niyetin ne de bu yola girdin?” dedi. Ben de “Ben size otobana gireceğimi söyledim, az ileride gişeler var” dedim. Bağırarak konuşmaya başladı. Arkadan başıma doğru eliyle vurdu. İlk vurduğunda ona karşılık vermedim. Tartışmalarımız Kaleburcu Köprüsü’ne kadar sürdü. Bağırmaya devam edince “Tamam sus” diyerek, kavşaktan geldiğim yola geri döndüm. Hala “Neden buradan gidiyoruz?” dedi. Ben de “Gıcıklandın sen, D-400 yoluna iniyoruz” dedim. Daha sonra bana ikinci defa vurdu ve boynumu tırnaklarıyla çırmaladı. Dikiz aynasından, biber gazı çıkardığını ve sıktığını gördüm. Eğildim ve bana denk gelmedi. Frene bastım, aracı yolun kenarında durdurdum ve kapıdan inerek, yan kapıdan arka tarafa geçtim. Araç otomatik kapı olduğundan kumanda olmadan içeriden yolcular tarafından açılması imkânsızdır. İçeri girer girmez yüzümü çırmaladı. Çok sinirlendim. Ben de iki elimle saçlarından tutarak, itekledim. İkinci koltuk ile üçüncü koltuk arasında düştü.

27889425.20150216122646.jpg

AYAĞA KALKARKEN VURDUM
Bana saldırmak için geri kalkarken ayağımın tabanı ile karın ve göğüs bölgesine iki üç defa vurdum. Belki bir tanesi de yüzüne gelmiş olabilir. Tekme vurunca yerden kalkmak isterken boyun bölgesinde kan gördüm. Bir tekme daha vurdum. Bu defa orta koridora düştü. Düşerken kafasını bir yere çarpmış olabilir. Koridorda hareketsiz ve baygın yatıyordu. Ben şoför koltuğuna geçtim ve hareket ettim. D-400 karayoluna indiğimde hala yerde yatıyor ve hiçbir tepki vermiyordu.

kan-donduran-ozgecan-cinayetinde-sir-perdesi-6966868_8688_m.20150216131527.jpg
AMACIM KONUŞMAKTI

Arkaya geçmekteki amacım, bana vurduğundan dolayı ya arabadan indirecektim ya da konuşmak amacıyla arka tarafa geçtim. Cinsel ilişki gibi bir amacım yoktu. Otopsi raporunda da bu durum ortaya çıkacaktır.

ÖZGECAN YAŞIYORDU, BOĞAZINI BIÇAKLADIM

D-400’E indiğimde bayanı yolda indirecektim. Ancak baygın halde olduğundan panik yaptım ve arkadaşım Fatih Gökçe’yi aradım. “Fatih başım belada, neredesin?” dedim. Fatih’le konuşurken bayan ayağa kalktı. Aynadan gördüm ve refleksle elimin tersiyle itekledim. Tekrar koridora düştü. Bu sırada telefon açıktı ve konuşmaya devam ettik. Fatih’e “Gel” dedim. Beş altı dakika sonra ismini bilmediğim bir arkadaşıyla geldi. Ben aracın dışında bekliyordum. Fatih yanıma geldiğinde “Kavga ettik, koridora düştü” dedim.

İZ KALMASIN DİYE YAKALIM DEDİM
O zamana kadar öldürmeye niyetim yoktu. Ölü olup olmadığını da bilmiyordum. Kapıyı hafif açarak, yerde yatan şahsı Fatih’e gösterdim. Ayaklarını kısmen görünce “Kapat kapat” dedi. Benim araca bindi, “Sakin bir yere gidelim, konuşalım” dedi. Fatih. “Üniversite’nin oraya gidelim” dedi. Fatih “Ne yapalım?” diye sordu, ben de ona sordum. “Ya bir yere atacağız ya da iz kalmasın diye yakalım” dedi. Fatih arkadaşını aradı, o da benzin getirdi. Saat 20.45 sıralarıydı. Ben arabadan inmedim. Fatih gitti ve benzini getirdi. Benim aracın ön tarafına koydu. Fatih benim araca binmedi. Arkadaşının Doğan marka aracına bindi, onlar önde, ben arkada, peş peşe Tarsus’a hareket ettik. Fatih’in evinin önüne geldik. Fatih’e “Ben eve gidiyorum. Yengen merak etmesin. Sen de eve gelirsin” dedim. Yolda seyir halindeyken babamı aradım, “Sokağın başına çıksana” dedim. İki dakika sonra geldi. Babama “Kavga ettim, arabada yatıyor, öldü mü, kaldı mı, bilmiyorum” dedim. Babam şaşırdı kaldı. “Hastaneye götürelim, baktıralım” dedi. Ben de “Fatih gelsin, ona göre konuşuruz” dedim. Arabaya binerek, babamın evinin olduğu sokağa geldik.

YAŞIYORSA ORTADAN KALDIRALIM DEDİM
Saat 21.30 sıralarıydı. Arabadan indik, ben eve gittim. Babam arabanın önünde bekledi. Ben elimi yüzümü yıkadım. Eşim yüzüme ne olduğunu sordu. Kavga ettiğimi söyledim. Birkaç dakika sonra Fatih arabasıyla geldi. Üçümüz bir aradayken, “Ne diyorsunuz, ne yapalım?” dedim. Babam “Fazla geç olmadan hastaneye götürelim” dedi. Fatih de “Ölmüşse veya hastaneye giderken ölürse başımıza bela olur, git bak yaşıyorsa ortadan kaldıralım” dedi. Ben aracın içine girdim, yaşayıp yaşamadığına baktım. Hızlı bir şekilde nefes aldığını gördüm. Dışarı çıkarak, “Fatih, yaşıyor, nefes alıyor ama boğazında kesik ve kan var” dedim. Fatih bana “Boğazı filan kesikse işini bitir. Şimdi ölsün, ortadan kaldıralım” dedi.

BIÇAĞI ALIP ŞAH DAMARINA SOKTUM

Otobüste bulunan bıçağı sol kapı gözünden alarak araca girdim. Kapı açık bir şekilde bıçağı boğazına, boynunun şah damarına doğru soktum. O panikle bir iki defa daha boğaz tarafına sokup çıkardım. Araçtan indim. Sokakta kimse yoktu. Boğazını kestiğini Fatih’e söyledim.

DNA KALMASIN DİYE BİLEKLERİNİ KESTİM

Bıçağı ön tamponun içindeki boşluğa koydum. Bu sırada hala araçta bulunan bayandan hırıltılı bir şekilde nefes alıp verme sesi ve öksürük sesi geliyordu. Bu sesi Fatih de duyuyordu. Fatih bu sesi duyunca “Oğlum madem yaptın. Yüzünü çırmalamış. Kızın tırnaklarına kimliğini bırakmış gibisin” dedi. “Ne yapayım?” dedim. O da bana “Ellerini kes” dedi. Bu sırada Fatih aracın ön tamponuna koyduğum bıçağı aldı, bana verdi. Ben de o panikle tekrar araca girdim. Bu arada bayandan hala hırıltılı bir ses geliyordu ve yaşıyordu. Kapı da açıktı. Bayanın iki elini de bileklerinden kestim. Tam araçtan inerken babam yanımıza geldi. “Arabadan ses geliyor, hırıltı geliyor” dedi. Ben de kendisine “Poşet getir” dedim. Babam evden poşet getirdi. Araca tekrar girerek kesmiş olduğum elleri poşete koydum. Araçtan inerek babamın evinin alt katındaki kullanılmayan tuvaletin klozetin içine sakladım. Babam da bu poşeti koyduğumu gördü ancak içinde ne olduğunu görmedi. Babam da muhtemeen (Özgecan’ın) eşyalarını alarak evine götürmüş, avlunun içine koymuş.

UÇURUMDA YAKTIK

Üçümüz arabanın önünde ne yapacağımı konuştuk. Fatih, “Çuvala koyalım, birkaç gün bir yerde saklayalım, sonra icabına bakarız” dedi. Ben de “O kadar uğraşmayalım” dedi. Fatih de “Götürüp bir yerde gömeceğiz ya da çuvalda bekleteceğiz” dedi.

Arabalara binerken Fatih, 40 TL para istedi. “Benzin alayım, o benzin yetmez, en iyisi bu” dedi. Ben de 40 TL verdim. Babam arabaya binerek evin önünde ayrıldık. Araçta hırıltı sesi yoktu. Saat 21.45-22.00 sıralarıydı. Köy yollarından geçerek eski Ankara yoluna çıktık. Yolda camı açarak, arabada kalan son bir poşeti yolun sol tarafına attım. İçinde yünlü birşeyler vardı. Bir süre daha gittikten sonra Fatih yolun kenarında durdu, sinyal yaktı. Ben de yanında durdum. Fatih almış olduğu benzini bana verdi. Ben de benzini alıp onun gösterdiği yerden ormana doğru girdim.

TEKLEYEREK UÇURUN KENARINA YUVARLADIM
Fatih jandarmanın gelip gelmediğini kontrol ediyordu. İçeri girdim, az ileriden U dönüşü yaptım. Bayanı ayaklarından sürükleyerek indirdim. Aşağıda uçurum vardı. Uçurumun kenarına bıraktım. Kendisi 5-10 metre kayarak gitti. Tekrar yanına gittim ve bir iki kez daha itekleyerek yoldan yaklaşık 15 metre aşağıya indi. Yukarı çıktım. Babama, “Benzin bidonunu ver” dedim. Babam da 5 litrelik küçük şişeyi ve çakmağı uzattı. Aşağıya inerken panikle şişeyi ve çakmağı düşürdüm. Tekrar yukarı çıkarak büyük benzin bidonunu da babamdan istedim. Arabanın göğüs kısmında duran kendi çakmağımı ve bir miktar gazete parçası alarak tekrar bayanın yanına indim. Babam arabadan inmiş bana bakıyordu. Göz göze geldik ve yakma konusunda konuşmadan tereddüt ettik. Acele acele benzini üzerine döktüm. Gazete parçasını yakarak üstüne attım. Gazete yanıyordu ancak tam tutuşmamıştı. Ben yukarı çıkarken alevin parlamasını hissettim, sesini duydum.

MAHKEMEDE İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ

Özgecan Aslan cinayetinde katillerin ifadeleri kan dondurdu. Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’a tecavüz etmek isteyen, genç kız direnince de vahşice öldüren Suphi Altındöken, tutuklandığı mahkemede ifadesini değiştirerek, “tahrik” hükümlerinden yararlanmanın altyapısını oluşturmaya çalıştı.

Milliyet ’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre, mahkemede ifadesinin bir bölümünü değiştirmekle birlikte, vahşeti gizleyemeyen Altındöken, karakoldaki ifadesinin aksine, tecavüze yeltenmediğini, levye ile Özgecan’a vurmadığını, kısa yoldan gitmek isteyince önce Özgecan’ın kendisine vurduğunu ve biber gazı sıktığını söyledi. Altındöken, bunun üzerine vurduğunu, yerdeyken defalarca tekmelediğini söylediği Özgecan Aslan’ı, arkadaşı Fatih ’in “işini bitir” demesi üzerine boynundan defalarca bıçakladığını, ellerini ise yine arkadaşının verdiği akılla henüz hırıltılar çıkartıp öksürürken kestiğini ifade etti.

fft81_mf3513118.jpeg“Cinsel ilişki” amacı olmadığını, cinayeti planlamadığını kaydeden Altındöken, babasını Özgecan’ı yaktıkları aşama dahil her aşamada korumaya çalışırken, arkadaşının ise babasının “hastaneye götürelim” teklifine rağmen cinayetin işlenmesini istediğini anlattı. Ancak ifadelerdeki çelişkiler hem işbirliğini, hem gözaltına alındıktan sonra ifadesini yeniden kurguladığı anlaşılan Altındöken’in tüm eylemlerini ortaya koydu.