BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Özelleştirme kanunu kısmen iptal

Yüksek Mahkeme, bugünkü toplantısında, CHP'nin 5398 sayılı kanunun bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini esastan görüştü.

Abone ol

Anayasa Mahkemesi, 5398 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun'un 2 hükmünü iptal etti. Toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, söz konusu kanunun 5. maddesinin bazı hükümlerinin iptali istemini oybirliği ile reddettiklerini söyledi. Kılıç, kanunun 10. maddesiyle 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu'na eklenen ek madde 3'ün iptal edildiğini ve yürürlüğünün durdurulduğunu kaydetti. İptal edilen düzenleme şöyle: ''Özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait veya bu kuruluşların müşterek maliki bulunduğu gayrimenkullerden varsa diğer malikler ile anlaşarak 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'ndaki şartlar aranmaksızın idarenin talebi üzerine 20 gün içinde tapu sicil müdürlüklerince tapuda kat mülkiyeti kütüğüne bağımsız bölümler halinde tescil edilir. Bu işlemin yapılması sırasında kat mülkiyetine geçiş için kadastro müdürlüğünce zemindeki fiili durumu tespit eden plan vaziyet planı sayılır ve anılan kanunun 13. maddesinin (b) bendinde yazılı fotoğrafın kuruluş temsilcisine tasdik edilmesi yeterli görülür ve başka bir belge aranmaz.'' Kılıç, kanunun 12. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen ek madde 3'ün, 13. maddesiyle 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na eklenen fıkranın da iptal isteminin reddedildiğini bildirdi. İptal istemi reddedilen söz konusu 12. madde şöyle: ''Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak, kullanım hakkı alınmış arsa ve arazilerin 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında bulunması halinde bu yerlerde genel ve özel kanun hükümlerine göre imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili kuruluşlardan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın uygun görüşü ve diğer yetkili kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte imar planları ve imar tadilatları ile mevzi imar planları Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer.'' İptal istemi reddedilen yasanın 13. maddesi ise 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na eklenen düzenleme de şöyle: ''Kuruvaziyer gemilerin bağlandığını, liman hizmetlerinin sağlandığı, ülke tanıtımı ve imajını üst seviyeye çıkaracak turizm amaçlı fonksiyonlara sahip olup kuruvaziyer gemilerin yanaşmasına ve yolcuları indirmeye müsait deniz yapıları ve yan tesislerinin yer aldığı kuruvaziyer ve yat limanları, özelleştirme kapsam ve programına alınan ve sahil şeridi belirlenen veya belirlenecek olan alanlar ile kıyı ve dolgu alanlarında yapılacak yat ve kuruvaziyer limanlarının ihtiyacı olan yönetim, destek, bakım ve onarım, teknik ve sosyal altyapı ve konaklama birimleri ile ilgili kullanım kararları ve yapılanma şartlarının imar planıyla belirlenir.'' Kılıç, kanunun iptali istenen 19. maddesiyle 3194 sayılı kanunun 9. maddesinin sonuna eklenen fıkrada yer alan, ''imar mevzuatındaki kısıtlamalara tabi olmaksızın'' ibaresinin de oyçokluğu ile iptal edildiğini ve yürürlüğünün durdurulduğunu söyledi. Söz konusu 19. madde, ''Özelleştirme işlemleri yapılan hizmet özelleştirilmesi niteliğindeki yatırımların yapılacağı yerlerde hazırlanan veya hazırlattırılan planların özelleştirme idaresince değerlendirilmek ve sözleşmeye uygunluğu konusundaki görüşü de alınmak kaydıyla imar mevzuatındaki kısıtlamalara tabi olmaksızın resen onaylamaya Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yetkilidir'' hükmünü içeriyor. -DERNEKLER KANUNU'NA KISMI İPTAL- Haşim Kılıç, görüştükleri bir başka davanın da 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 27. maddesinin 3. fıkrasının son tümcesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemi olduğunu belirtti. Kılıç, bu hükmün de iptal edildiğini kaydetti. İptal edilen hüküm, kamu yararına çalışan derneklerin organlarında görev alan üyeler veya ilgili personele ağır hapis veya ağır para cezası verilmesini gerektiren suçların işlendiğinin tespit edilmesi halinde görevden uzaklaştırılanların yerlerine kesin hükme kadar öncelikle dernek üyelerinden olmak üzere görevlendirme yapılacağına ilişkindi.