BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Özel okul ve dersanelere tepki

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, liselere ve üniversiteye girişte özel okul ve dershanelerin eğitimin kanayan yarası olduğunu ileri sürdü.

Abone ol

BASK konfederasyonuna bağlı Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan AVCI, liselere ve üniversiteye girişte özel okul ve dershanelerin eğitimin kanayan yarası olduğunu belirterek, sınava giren 10 kişiden 8'inin kaybedeceği ve kazananların 4'te üçünün iş bulamayacağı kesin. Durum böyle iken çocuklarımızın robotlaşmış bir şekilde, yaşamın anlamını test sorularının beş seçeneğinden birinde aramalarına katlanmak istemeyen velilerin; Artık Buna Bir Son Verilsin! demelerinin vakti gelmiştir, diye konuştu. AVCI, iş başa düştü! Gençlerin gelecek pazarlığı üzerinden yürütülen bu sömürüye karşı durmak gerekiyor. Dershanelerin ve özel eğitim kurumlarının devletin nitelikli okullarının yerini almaya başlamasına, gençlerimizin özel okul ve dershaneler arasında pazarlanmasına, öğretmenlerimizin okulda öğrencilerine ayıramadıkları emeği ve zamanı dershaneler için harcamasına razı olmamalıyız. Bu sesi yükseltmek için; eşit, adil, ücretsiz ve kaliteli eğitimi savunan tüm velileri bize destek vermeye çağırıyoruz. Meydanlarda, konferanslarda, eğitimle ilgili tüm platformlarda Hükümeti bu kanayan yarayı durdurmaya davet edeceğiz, baskı kuracağız. Devlet okullarında neden yeterli eğitim verilmiyor. Bu sıkıntıları çekmek zorunda değiliz, mücadele etmeliyiz, dedi. AVCI, lise son sınıfta okuyan 860 bin öğrenciden hemen hepsinin ÖSS'ye hazırlanmak için okulun son birkaç ayında rapor alarak okula gitmediğini belirterek, dershanelerde okuldaki gibi klasik eğitim yöntemiyle dersi tartışmaya, yaparak yaşayarak öğrenme yerine en kısa zamanda, seçenekler arasındaki doğru yanıtı bulaya çalışıldığını ve böylece hem liselere hem de üniversiteye girişte okulun ikinci plana düştüğünü söyledi. Liberal-kapitalist politikanlar çerçevesinde özel okul ve dershanelerin eğitim sisteminin paralı hale getirilmek istemesinin habercileri olduğuna dikkat çeken AVCI, aileler ekonomik koşulları ne olursa olsun dişten tırnaktan artırıp çocuklarını dershaneye göndermek zorunda hissediyorlar. Dershanelere öğrenci başına 2 ile 15 milyar arasında ödemeler yapan aileler, çocuklarını dershaneye göndermediği takdirde anne baba olarak elinden geleni yapmamış konumuna düşmektedir. Bu durumu bilen dershanelerde çeşitli promosyonlar, hediyeler ve vaatlerle öğrencileri kazanmaya çalışıyor. Böylece eğitim kurumları ticari kuruluşlar haline dönüştürülmeye; öğretmenler ise karar mekanizmalarından uzaklaştırılmaya ve ele-güne muhtaç hale getirilmeye çalışılmaktadır. Eğitime katkı adıyla uçan kuştan vergi alınıyor, bu paraların nerelere harcandığı belirsiz. Devlet eğitime ayırdığı payı yükseltmelidir. Devletin özel okul ve üniversitelere yaptığı yardım derhal kesilmeli ve devlet okullarına aktarılmalıdır. Devlet okullarında ikili eğitim yerine, tekli eğitim ve çantasız eğitime geçilmelidir. Fiziki koşulları uygun olan dershaneler derhal devlet okullarına dönüştürülmeli ve böylece derslik ve öğretmen açığı çözülmelidir. Bazı Dershane ve Özel okulların M.E.B'in denetiminde olduğunun inandırıcılıktan uzak olduğunu ifade eden AVCI, daracık koridorlar, yetersiz ve denetlenmeyen kantinler, kullanılmayan laboratuar ve kütüphaneler, test çözmekten deney yapmaya, kitap okumaya vakti olmayan sınavı hayatının amacı ve kişiliğinin ölçüsü gibi algılayan ruh sağlığı bozulmuş milyonlarca öğrencin sınava hazırlanmak için sosyal-psikolojik dengelerinin bozulduğunu sonunda uzmanlar aracılığıyla sağlıklarını kazanmak için destek aranmaya başlandığını söyledi. Aileler ne yapacaklarını bilemiyor, bu yarıştan çekilmeleri söz konusu değil, ödedikleri bedel ise avuç dolusu para ve çocuklarının sağlıksız gelişimeleri. Okula gidiyor olmanın kaçınılmaz sonucu dershaneye gitmek olduğu sürece bu manzaraları yaşamaya mecburuz, diyerek sözlerine son verdi.