Abdullah Özdoğan'ın TMSF ve medya kuruşlarıyla ilgli yazısına, medya sitelerinden gelen olumsuz yorumlar kaşısında yorum yapanlara şöyle seslendi...
Abone olBotox''lu medya, selülitli medya mensupları… Önceki gün TMSF''nin elindeki medya kuruluşlarıyla birlikte hükümetin kontrolüne geçen medya kuruluşlarının bir dökümünü yapmıştık. Gelen tepkiler son derece sertti. Bunun yanı sıra gazeteciler.com ve superpoligon.com adlı medya siteleri bu haberimizi duyurdular. Okuyucularımızdan gelen tepkiler farklı, internette yayınlanan yazılara gelen tepkiler farklıydı. Gazeteden gelen tepkileri bir kenara bırakalım. İnternetten gelen tepkiler içinde olumsuz olanlar da vardı. Bunlar, bu yazıyı yazmanın sadece gazetede sütun doldurma amaçlı bir iş olduğunu, bunu sokaktaki vatandaşın bile bildiğini söylüyorlardı. Bizim tahminimiz bu yorumların sahipleri, TMSF medyasından yemlenenler olduğu yönünde… Tekerlerine sokulan bir çomak olarak görüyorlar bu tip yazıları. Doğrudur. Bu yazdıklarımızı sokaktaki insan da bilebilir. Ama bu bir durum tesbit yazısıdır. Malumun ilanıdır bu yazı. Peki, karnındaki bebeği, evindeki köpeği yazanlara ne demeli? Onlar neyin uyarısını yapıyor? TMSF medyası hakkında uyarı mahiyetli bir yazı yazmak, ancak bağımsız bir yayın organının yapabileceği bir iştir. Diğer gazetelerde yazılacak yazıların sahipleri ve amaçları bellidir. İki buçuk medya grubunun kaldığı bugün, herkes TMSF medyasından bir parçayı en uygun şartlarda nasıl bünyesine katacağının hesabını yaparken biz bunun bir tehlike olduğunu yazdık. Bu tehlikeyi görenler, göremeyenler ve görmek istemeyenler var. Ve bir durum tesbiti yazısı, internette yazarının bu yazıları parayla yazdığı yorumunu getiriyorsa aklı selim insan sayısında önemli bir azalma var demektir. Bu medyanın hükmü kalmamış, miladı dolmuştur… Kırışmaya ve çirkinleşmeye başlayan yüzüne ve bedenine ne kadar botox yaptırsa da çirkinliği örtemeyecektir. Yemlenen medya leşkerleri de huzursuzlanmaya devam etsinler… Kimseden ikbal beklemeyenler, yüzlerinin çirkinliklerini yazmaya devam edecektir. Bu da böyle biline… YAZI:Abdullah ÖZDOĞAN