BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,76
ALTIN 2.964,89
HABER /  GÜNCEL

Özdil'den müthiş bir 23 Nisan analizi

Şimdiye kadar birçok olay yazıya imza atan Yılmaz Özdil'den bomba gibi 23 Nisan analizi geldi.

Abone ol

Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'den bahsediyoruz. O seveni kadar sevmeyeni olan bir yazar. O'nun şimdiye kadar bazı yazıları hala hafızalarda tazeliğini koruyor. Özdil'in bugünkü yazısı da uzun süre hatırlanacak; daha doğrusu her 23 Nisan töreninde akıllara gelecek.

İşte o yazı:


Çocukları vali yapacaklar bugün.

Bakan yapacaklar.

Başbakan yapacaklar.


Cumhurbaşkanı yapacaklar.

*

Gazeteciler, makam koltuğuna oturtulan çocuklara salakça
sorular soracak, büyümüş de küçülmüş cevaplar alacak,
matah iş yapılmış gibi, pişmiş
kelle pozu verilecek, sırıtılacak.

*

“23 Nisan” denince,
akıllarına gelebilen vizyon
bu çünkü... Koltuk!

*

Peki ya “ulusal egemenlik?”

*

Hadi gelin, hazır “başkanlık sistemi” tartışılırken, bi soruyla cevap arayalım bu mevzuya...

*

“White House”a... Türkçe tercümesi “beyaz ev”e, neden “Beyaz Saray” deriz?

*

Alman “Weisses Haus” diyor... Beyaz ev yani.

İspanyol “casa blanca...”

İtalyan “casa bianca” diyor.

Fransız?

“Maison blanche” diyor.

Hepsinin dilinde, beyaz ev.

Azeri “ağ ev” diyor.

O da beyaz ev.

*

White House, dünyanın bütün dillerinde beyaz
“ev” demek...

*

Biz niye “saray” diyoruz?

*

Çünkü, bizim kafamızda, o evlerde oturup “yöneten” kişi, demokratik bir figür değildir... Dünya istediği kadar ev desin, oralarda oturan ve “yöneten”ler, saraylara layıktır. Padişahtır.

*

Ve, bu kafa, sadece
siyasileri değil, demokrasinin
diğer önemli unsurlarını da “padişah” olarak görür...

O nedenle “Adalet Sarayı”dır, o nedenle “Belediye Sarayı”dır!

*

O nedenle, “yöneten”ler saraylarda fink atarken,
ahalinin kıçında don yoktur...
Ve, o nedenle, yönetenlerini
saraylara layık gören ahalimiz karnını doyurmak için anca “Simit Sarayı”na gider!

*

İşte o nedenle...

*

Çocuklarımızı alıp, makam koltuklarına oturtacaklar bugün... Maazallah bu tür “faşizan” soruları merak edip kafalarını değiştirmesinler diye, kıçlarını alıştıracaklar... “Şöyle oturacaksın, böyle kaykılacaksın, şu şekil
fırça kayacaksın, patlat bakiim bi talimat”
filan.