Turgut Özal'ın ölümünü sağlamak için sık sık sinirlendirme yöntemine bile başvurmuşlar.
Abone olCumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümünün kolaylaşması için her tür yol denenmiş. Suikastten kurtulan Özal'ın kalp hastası olduğu için sinirlendirerek öldürme yöntemi bile denenmiş.
"Doktorunun, "Stres onun erken ölümüne yol açar' uyarısı üzerine 'Özal'ı sinirlendirmek' Demirel hükümetinin temel icraatı arasına girdi."
Geçtiğimiz günlerde Pakdemirli'nin kaleminden, Demirel'in Özal'ı nasıl sinirlendirdiği ile ilgili ilginç bir anekdot gündeme gelmişti. Bugün, Sabah'tan Mehmet Barlas, Süleyman Demirel, Cavit Çağlar ve Mesut Yılmaz'ın Turgut Özal'ı sinirlendirme çabalarını ve bu uğraşının nedenini yazdı.
İşte Barlas'ın köşesine taşıdığı çarpıcı anekdotlar:
Eski Bakan Ekrem Pakdemirli "Özal'ın Mirası" kitabında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı nasıl sinirlendirdiğini anlatıyor. Pakdemirli bu olayı daha geniş biçimde de Star gazetesi muhabirine şöyle anlatmış:
"Rahmetli Yusuf Özal söyledi bana. Turgut Özal'ın kardeşi Yusuf Özal görüşme
esnasında Turgut Bey'in yanındaymış. Turgut Bey Orta Asya'dan geldikten hemen
sonra Demirel'i arıyor, ona 'Ekonomi ile ilgilenen teknik elemanlarını bana
gönder, ekonomide bazı işler iyi gitmiyor, onları gözden geçirelim' diyor.
Demirel, Özal'ın bu önerisine karşı 'Sen ekonomiyi bırak, arkadaşlar seni vatana ihanetten Yüce Divan'a gönderiyorlar sen ona bak' diye cevap veriyor.
De Bakey'in uyarısı
Yusuf Özal ağabeyinin mosmor olduğunu söylerken diyordu ki 'Felç olmasından, o
an abime bir şey olmasından çok korktum. Çünkü ağabeyimi o güne kadar bu şekilde mosmor vaziyette görmedim.' Yusuf 'Ağabeyimi Süleyman Demirel öldürdü, o sıkıntı ertesi gün (17 Nisan 1993) adamın ölümüne sebep oldu' diyordu.
Yusuf şöyle başka şeyler de söylüyordu: 'Çünkü o günlerde Demirel, ağabeyimin
kalp ameliyatını yapan De Bakey'le konuştu. De Bakey 'Cumhurbaşkanını strese sokmayın. Çünkü sağlığı çok iyi değil, fazla stres onun erken ölümüne yol açar' demiş. Ondan sonra Süleyman Bey tenkitlerini ve hicivlerini fazlalaştırıyor."
Pakdemirli'nin anlattıklarına fazla şaşırmadım açıkçası.
O dönemde "Özal'ı sinirlendirmek" Demirel hükümetinin temel icraatı arasındaydı.
Başka sinirlendirmeler
Mesela "Karadeniz Ekonomik Zirvesi"ne katılmak için 25 Haziran 1992 sabahı
Cumhurbaşkanı Özal, Çırağan Sarayı'na gelirken, dönemin Devlet Bakanı Cavit
Çağlar Başbakan Demirel'e "Cumhurbaşkanını sinirlendireyim mi" diye soruyor ve "Yap da görelim" diye cevap alıyor. Özal kendi projesi olan bu Zirve'ye katılmak üzere toplantı salonuna girerken Cavit Çağlar onun yanına geliyor, "Sayın Cumhurbaşkanı, bu zirveye katılabilirsiniz ama unutmayın ki imza yetkiniz yok" diyor ona. Bu sözleri duyan Özal mosmor oluyor ve zirveye katılmaktan vazgeçip Okluk'taki tatil mekânına dönüyor.
Ben Özal'ın anılarını yazmak üzere 1991 yazında Okluk'a gittiğimde de onu çok
sinirli bulmuştum. Meğer benden önce gelen dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'dan
ekonomi ile ilgili bilgiler isteyince ondan "Bizim işlerimize müdahale etmeyin"
doğrultusunda bir cevap almış.
Acaba Özal'ın bu sinirlendirilmesi sırasında dönemin Maliye Bakanı Pakdemirli de Mesut Yılmaz'la birlikte miydi?