BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.961,89
HABER /  POLİTİKA

Özal-Thatcher görüşmesinin tutanakları sonunda açıklandı

Özal-Thatcher görüşmesinin tutanakları 27 yıl sonra açıklandı

Abone ol

Özal, 1990 tarihli görüşmede Balkanlarda yaşanabilecek yeni sorunlara dikkati çekiyor ve "İmparatorluk Rusya'sının çok yaşacağına inanmadığını" dile getiriyor.

Kıbrıs sorununda arabulucu olmak istemeyen Thatcher, sonuçsuz kalan görüşmelerden Denktaş'ı sorumlu tutuyor. Thatcher'a verilen bilgi notunda Özal için "kısa boylu, tombul, cana yakın, dinine bağlı bir Müslüman" gibi ifadeler kullanılıyor
 
Türkiye'de ekonomide serbest piyasa düzenini esas alan yapısal değişim programının öncüsü olan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile benzer ekonomik politikayı ülkesinde uygulayan "Demir Leydi" lakaplı İngiltere'nin ilk kadın Başbakanı Margaret Thatcher arasında 1990 yılında yapılan bir görüşmenin detayları gün yüzüne çıktı. 

Thatcher, 1990 yılında Çanakkale Savaşı'nın 75. yılı için Gelibolu'da yapılan anma törenleri için geldiği Türkiye’de törenlerden sonra Özal'la 1 saatlik bir görüşme yapıyor. 

İngiltere Ulusal Arşiv Kurumunun yayınladığı resmi tutanaklara göre görüşmede, doğu-batı ilişkileri, Almanya’nın yeniden birleşmesi, Türkiye-Avrupa Topluluğu ilişkileri, Kıbrıs gibi konular ele alınıyor.

GORBAÇOV TAHMİNİ

Görüşmenin “gizli” başlığıyla İngiltere Ulusal Arşiv Kurumu tarafından bu hafta yayınlanan 25 Nisan 1990 tarihli tutanağında, Thatcher o dönemde Rusya’nın artan agresif tavırlarına dikkati çekerek, Batı’nın kendini savunması için NATO'nun varlığının önemini vurguluyor. Özal ise, dönemin ABD Başkanı George H. W. Bush ile ocak ayında yaptığı görüşmede kendisine Amerikan askeri güçlerinin Avrupa’da bulunmasının önemini aktardığını dile getiriyor.

Görüşmede Turgut Özal, Balkanlarda yaşanabilecek yeni sorunlara dikkati çekiyor ve Yugoslavya’nın parçalanmaya başladığını, Rusların Azerilere haksız muamele yaptığını, Litvanyalılara da benzer şekilde davrandığını kaydediyor.

Özal görüşmede ayrıca, "İmparatorluk Rusya'sının yaşacağına inanmadığını” dile getiriyor. Tutanakta Özal’ın, Thatcher’a Sovyetler Birliği'nin son Cumhurbaşkanı Mikhail Gorbaçov’un görevine devam edip etmeyeceği konusundaki tahminini sorduğu aktarılıyor. Thatcher Özal’ın sorusuna, “Bence devam edecek ama daha da sert politikalar izleyecek.” yanıtını veriyor. Özal ise, bu konuya şüpheyle yaklaştığını ifade ederek, “Sovyetler Birliği’nde demokrasinin kökü yok.” diyor.

"THATCHER DENKTAŞ'I SORUMLU TUTUYOR"

Almanya’nın yeniden birleşmesi de görüşmede gündeme geliyor. Thatcher, Almanya’nın 10 yıl sonra Avrupa’nın “en egemen” ülkesi olacağından şüphe duymadığını ifade ediyor ve Özal’ın “Almanya, milliyetçi bir ülke mi?” sorusuna, “Bu zor sorunun kendisine birçok defa sorulduğunu, önemli olanın diğer ülkelerin birlik içerisinde hareket etmesi olduğunu” söyleyerek yanıt veriyor.

Özal, görüşmede Türkiye’nin Gümrük Birliği'ne 1995 yılına kadar dahil olması gerektiğini ifade ediyor. Thatcher ise, ortak pazar tüm ülkelere uygulanana kadar Avrupa Birliği'nin daha fazla genişlememesi gerektiğini dile getiriyor.

Thatcher görüşmede, New York’ta o dönemde sonuçsuz kalan Kıbrıs görüşmelerini de gündeme getiriyor. Tutanakta Margaret Thatcher’ın görüşmelerin başarısız olmasından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı sorumlu tuttuğu aktarılıyor. Görüşmede Özal, Thatcher’a neden Denktaş ile görüşmediğini soruyor. Thatcher ise, Kıbrıs sorununda arabulucu olmak istemediğini, ancak BM Genel Sekreterine, görev süresi bitmeden çözüm için yardım edilmesi gerektiğini söyleyerek yanıt veriyor.

"KISA BOYLU TOMBUL CANA YAKIN"

Bu arada ziyaret öncesi İngiliz hükümeti tarafından hazırlanan ve Thatcher'a verilen bilgi notlarında Özal ve dönemin Başbakanı Yıldırım Akbulut’la ilgili bazı ifadeler dikkati çekiyor.

Özal’ın özgeçmişine yer verilen bilgi notunda, anayasadaki “Cumhurbaşkanının siyasete karışmaması gerektiği” maddesine karşın Turgut Özal’ın siyasette aktif rol oynadığı belirtiliyor.

Üç çocuğundan en büyüğü olan Ahmet Özal’ın babasının “gayriresmi özel kalemi” olarak görev yaptığı, kızının ise İstanbul’a skandala neden olan gösterişli bir yaşam tarzı olduğu kaydediliyor. Özal’la ilgili ayrıca, “kısa boylu, tombul, cana yakın, iyi bir dinleyici ve kendini dinleten bir konuşmacı. Dinine bağlı bir Müslüman. 1987 yılında kalp ameliyatı geçirdi. Son zamanlarda kilo vermesine karşın sağlığı endişe yaratmaya devam ediyor. Akıcı ancak kusurlu bir İngilizce konuşuyor.” ifadeleri yer alıyor.

"ENTELLEKÜEL BİRİKİMİ ÇOK YOK"

Akbulut'la ilgili ise, partisi ANAP içerisinde popüler biri olduğu ancak çok fazla sayılmadığı kaydediliyor. Akbulut’un entelektüel birikiminin çok olmadığı ve ekonomi ile dış politika konularında az bilgiye sahip olduğu değerlendirmesine yer veriliyor. Akbulut’la ilgili ayrıca, “Özal’ın talimatlarını körü körüne uyguluyor.” değerlendirmesi yer alıyor.

İngiltere'deki Ulusal Arşiv Kurumu, her yıl geçmiş yıllarla ilgili resmi belge ve yazışmaları yayınlıyor. Kurum bu yıl, 1989-90 yıllarına ait resmi belgeleri ve yazışmaları açıkladı.