BIST 8.916
DOLAR 34,33
EURO 37,37
ALTIN 3.047,74
HABER /  POLİTİKA

Özal suikastinde BÜYÜK SIR

Özal suikastiyle ilgili konuşan Keçeciler çok önemli bir sırrı sakladığını açıkladı. Özal'ı kurtaran şey ise...

Abone ol

Merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 18 Haziran 1988'de Ankara'da uğradığı suikastın üzerinden 18 yıl geçti. Ancak esrar perdesi hâlâ aralanamadı. ANAP kongresinde kürsüde konuşurken saldırıya uğrayan Özal'ın hemen yanında yer alan isimlerden biri başdanışmanı ve özel kalem müdürü Fevzi İşbaşaran'dı. İşbaşaran, Türk siyaset tarihine damgasını vuran olayın ardında "medya kavgası'nın yattığını iddia ediyor. Özal'ın olayı finanse eden işadamını birkaç kişi ile birlikte kendisine de söylediğini anlatan İşbaşaran, ismi vermiyor; fakat şu adresi gösteriyor: “Asil Nadir'in Türkiye'de gazete satın alması bir işadamını rahatsız etti. Nadir ayrıca TV işine de girmeyi planlıyordu. Asil Nadir, kağıt sübvansiyonunu istemiyordu, Özal da kaldırdı; kavga işte orada patladı. "Özal gazetelerin gücünü kıracak, bu bizim batışımızdır' diye düşündüler. Özal'ı ortadan kaldırmak isteyen bazı kesimler ortak bir noktada buluştu. Finansmanı da bu işadamı karşıladı.”

Fevzi İşbaşaran"a göre "Özal"ın ortadan kaldırılması"nı onun Güneydoğu sorununa yaklaşımından rahatsızlık duyan bazı emekli askerler ile muvazzaf paşalar da istiyordu. O dönemde genelkurmay başkanı olması beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet Öztorun"un, Özal"ı ve Kenan Evren"i saf dışı bırakmayı planladığını öne süren İşbaşaran, “Evren Paşa"nın bu yönde aldığı istihbaratlar vardı. İşin ucu ona da dokunacaktı. Özal"ı saf dışı bırakıp, Evren"e "sen kenara çekil" diyeceklerdi. Evren"in desteğiyle bu halka koparıldı.” ifadelerini kullanıyor. 2 Temmuz 1987"de, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ, Necdet Öztorun"a genelkurmay başkanlığı yolunu açmak için erken emekliliğini isteyerek istifa etmişti. Ancak Özal, Necdet Öztorun"un yerine Org. Necip Torumtay"da karar kıldı; Cumhurbaşkanı Kenan Evren de bunu onayladı.

Fevzi İşbaşaran, ordudan ayrılan rütbeli askerler konusunda da ilginç tespitlerde bulunuyor. Bunların bir kısmının emekli olmayı kabullenemediğini, bu yüzden dışarıda örgütlendiğini iddia eden İşbaşaran, şöyle devam ediyor: “Onlarca ofis açıp, oralarda toplanarak memleket meselelerine kafa yoruyorlar. Siyasetçiler gibi değil, onlar pratik çözümler üretiyorlar. Bunlara çete diyemeyiz. İçlerinde psikolojik harekatı çok iyi bilenler var. Yargıyı baskı altında tutacak girişimlere de katılıyorlar.”

Suikastın olduğu dönemde cumhurbaşkanlığı seçimlerine 1 yıl kaldığını hatırlatan Fevzi İşbaşaran, bunu önleme isteğinin de suikastta rol oynadığını ifade ediyor. Bütün bu çevrelerin bir araya gelerek söz konusu suikastı organize ettiğine inanan İşbaşaran, bu noktada Başbakan Tayyip Erdoğan"ın da aynı tehlikeyle karşı karşıya kalabileceği uyarısını yapıyor: “Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Emniyet ve Genelkurmay, Erdoğan"a sahip çıkmalı ve elbirliğiyle onu korumalı.”

Kartal Demirağ, görevli bir militandı
Olay sırasında Turgut Özal"ın hemen yanı başında bulunan Fevzi İşbaşaran, yapılan soruşturmayı yakından takip eden isimlerin arasındaydı. Özal"ın hem başdanışmanlığını hem de özel kalem müdürlüğünü yürütüyordu. İşbaşaran, saldırgan Kartal Demirağ"ın kendisine tetiği çektirenlerin kim olduğu konusunda bilgisi olmadığını düşünüyor. İşbaşaran, “Kartal Demirağ o dönemde cezaevinden çıkıyor ve Adana"ya gidiyor. Durup dururken "akli dengesi yerinde değil" raporu alıyor. Sonra Ankara"da bir otele yerleşiyor. Kongre salonuna giriyor ve öldürmek için ateş ediyor. Olay adım adım planlanmış. Demirağ ise sadece görevlendirilmiş bir militandı.” diyor.

Suikast sırrı benimle mezara gidecek
ANAP"lı eski bakan Mehmet Keçeciler, “suikastın arkasındaki ismi” bilen isimlerin başında geliyor.

Özal"ın olayın arkasında kimin olduğunu kendisine anlattığını kaydeden Keçeciler, “Ancak bunu açıklamam. Bu sır benimle birlikte mezara gidecek.” diyor. Keçeciler, Özal"ın kongreye geç kalmasının ise hayatını kurtardığını belirtiyor. Merhumun kongre salonuna planlanandan yarım saat daha geç geldiğini anlatan Keçeciler, şu bilgiyi veriyor: “Kongre tertip heyeti olarak protokolü hazırlamıştık. Sağında Semra Hanım oturacaktı, solunda da ben. Yanımızda ise başkanlık divanı üyeleri olacaktı. Açılış konuşması yapıp kendisini kürsüye çağıracaktık. Fakat Özal yarım saat geç kaldı ve salona girer girmez kürsüye çıktı. Vaktinde gelip protokole otursaydı, o gün orada ölecekti. Çünkü Kartal Demirağ, protokolün olduğu yere çok yakındı. Oradan ateş edildiğinde Özal"ın kurtulması mümkün değildi.”

Kongreden birkaç gün önce dönemin Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Ağar"ın kendisini arayarak, “İhbar var, arama yapmamız gerek.” dediğini aktaran Keçeciler, milletvekillerine silahsız gelmelerini söylediklerini; ancak özellikle genç vekillerin silahla girmek için ısrar ettiğine işaret ediyor. Keçeciler, bu sırada yaşanan arbede esnasında da Demirağ"ın içeri girmiş olabileceğini vurguluyor.

18 Haziran 1988 günü Ankara"da Atatürk Kapalı Spor Salonu"nda yapılan ANAP kongresinde Kartal Demirağ adlı saldırgan, saat 12.30 civarında kürsüde konuşan Başbakan Turgut Özal"a iki el ateş etti. Demirağ, birinci kurşunda Özal"ın göğüs bölgesini, ikinci kurşunda ise karın bölgesi olmak üzere öldürücü noktaları hedef aldı. Ancak birinci kurşun Özal"ın sağ eline, ikinci kurşun mikrofon borusuna isabet etti. Demirağ"ın kullandığı İngiliz yapımı tabanca, ikinci kurşundan sonra tutukluk yaptı. Kongrede görevli koruma polislerinden Ziya Ayaz, Demirağ"ı sağ kolundan vurdu. Demirağ yerde yuvarlanarak kaçmaya çalışırken, diğer koruma polislerinin ateşiyle sağ koluna iki kurşun daha aldı ve yakalandı.

Zaman