BIST 9.765
DOLAR 35,16
EURO 36,44
ALTIN 2.937,59
HABER /  GÜNCEL

Öymen de o tartışmaya katıldı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen de Vahdettin tartışmalarına katıldı. "Bir Vahdettin tartışması gidiyor" diyen Öymen konuyla ilgili şunları söyledi:

Abone ol

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün dış baskılar altında ezildiğini öne sürerek, AB İlerleme Raporu’nun, Türkiye’nin Lozan Antlaşması ile elde ettiği dengeleri yok saydığını söyledi. Öymen, partisinin Antalya İl Başkanlığı’nca Antalya Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Günümüzde Lozan" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Lozan Antlaşması’nın 1. Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan anlaşmalar arasında yaşayan tek antlaşma olduğunu belirten Öymen, "Lozan Antlaşması diğer sözleşmelerden çok farklıdır. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşayan tek antlaşmadır. Şerefli barış imzalayan Türkiye’nin onuru olan bir anlaşmasıdır. Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin omurgasıdır. Lozan’da elde ettiğimiz kazanımları korumalıyız" dedi. PADİŞAH VAHDETTİN TARTIŞMALARI Bugünlerde "Padişah Vahdettin vatan haini değildi" tartışmalarının başlatıldığını kaydeden Öymen, şöyle konuştu: "Osmanlı teslimiyetçi bir politika izliyordu. Savaş meydanlarında kazandığımız büyük zaferleri siyasi alanda kaybettik. Girit’i verdik. Kıbrıs’ta da aynı duruma düşmeyelim. Hükümet, Kıbrıs konusunda tavizler veriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Başbakanı, devlet yöneticisi, dış baskılar karşısında (Eğer taviz vermezsek kuzu kuzu yaptırırlar) diyor. Bunu hiçbir devlet yöneticisi, başbakanı söylememiştir. Siz Lozan’ları yapanların koltuğunda oturuyorsunuz. Bir Vahdettin tartışması gidiyor. Vahdettin’i Atatürk’ten daha iyi tanıyan olamaz. İstanbul’un işgali sırasında İngiliz Muhipleri Derneği vardı. Bunun Türkçe adı İngiliz Dostları Derneği. Bu derneğin bir numaralı üyesi Padişah Vahdettin, ikincisi Damat Ferit, Üçüncüsü İçişleri Bakanı Ali Kemal ve diğeri de Sait Molla. Vahdettin, ülkeyi İngiliz himayesine sokmak istiyordu. Atatürk’ün idam edilmesini isteyen fermanın altında Vahdettin’in imzası var." Bugün Türkiye’de, hesapsız, kitapsız, plansız birçok yatırım yapıldığını, bu nedenlerle birçok yatırımın atıl durumda, birçok havaalanının da çalışamaz olduğunu iddia eden Öymen, Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra Türkiye’nin kötü yönetildiğini, batağa sokulduğunu, dış borçların arttığını anlattı. "TÜRKİYE BUGÜN DE KÖTÜ YÖNETİLİYOR" Öymen, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye bugün de kötü yönetiliyor. Ülkemiz bugün dış baskılar altında ezilmektedir. Dış baskılara karşı direnç gösterilmiyor. Bir takım basın, ’mütareke basını’ gibi Türkiye’ye ne kadar baskı yapan varsa onları savunuyor. Lozan Antlaşması, sadece ülkeyi parçalamak isteyen dış güçlere karşı kazanılan bir zafer değil, aynı zamanda ülke içindeki işgalcileri destekleyenlere karşı da yapılmış bir anlaşmadır." AB’nin, Vakıflar ve azınlıklar konusundaki taleplerinin, Türkiye’nin Lozan’da kazanmış hakları yok saymaya çalışmak olduğunu öne süren Onur Öymen, şunları kaydetti: "Ruhban Okulu’nun yeniden açılması isteniyor. Ama okulun İstanbul Üniversitesi’ne bağlanması istenmiyor. Rum patrikliğinin ekümenik olmasını kabul etmemiz isteniyor. Ama Lozan Antlaşması ile kazanılan Türk azınlığının hakları, Yunanistan’da Batı Trakya’da korunmuyor. AB İlerleme Raporu, Lozan’da sağladığımız dengeleri yok sayıyor. Bu hem Yunanistan hem de üyesi olduğu AB için utanç kaynağıdır. Hükümet vakıf ve azınlıklar konusunda direnç gösteremiyor. Atatürk ve İsmet İnönü’nün tırnaklarıyla kazandıkları Lozan’daki haklarımızı dışarıda koruyamamışız. 1930’lu yılları kimsenin küçümsemeye hakkı yoktur. Lozan’da direnç gösterilmeseydi, sömürge ülke olacaktık. Ülkeyi borç batağına sokanlardan, Lozan Antlaşması sayesinde kurtulduk. Kararlar ve yasalar dış baskılarla, IMF’nin, AB’nin ve Dünya Bankası’nın baskılarıyla alınıyor. Son yılların en büyük borçlanması bu hükümet döneminde oluştu. Avrupa’da en fazla borçlanan ülkelerden biri olduk. Dış borçları ödemek içinde ne var ne yok tüm tesisleri ve toprakları satıyorlar. İşte böyle bir batağa girdik." Küreselleşme konusunda da görüşlerini açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, "CHP küreselleşmenin en iyisini yapar. Ancak, küreselleşme demek teslimiyetçi olmak değildir. Küreselleşme başka, teslimiyetçi olmak başka. Küreselleşmeyi ayrı bir din olarak görmeyin. Ulusal çıkarımızı, hakkımızı elbette koruyacağız" dedi.