TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu otomotivin sonunun tekstile benzemesine dikkat çekti.
Abone olHaluk Yüksel - Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu, 2004-2006 dönemine bakıldığında ihracatın arttığını, ama hızının azaldığını belirterek, ''Biz artık son ürüne değil, tasarımdan itibaren tüm süreçlere talibiz. Aksi halde teknoloji farkı yaratamayız, diğer ülkelerle parça rekabetine girip kaybederiz, sektörün sonu tekstil gibi olur'' dedi.
Burhanoğlu, otomotiv pastasını büyütmeyi ve büyüyen pastada yan sanayinin dilimini artırmayı amaçladıklarını belirterek, global düzeyde son derece dinamik ve rekabetçi yapıya sahip sektörde, ''uygun otomotiv ortamı''nı yaratmak gerektiğini söyledi.
Türkiye'de tasarım kabiliyeti olan, rekabet öncesi işbirliği yapabilen, kaynaklarını doğru ve verimli kullanan, yatırımın teşvik edildiği bir ortama ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Burhanoğlu, yan sanayinin rekabetçi yapısına darbe vuran girdiler üzerindeki vergilere dikkati çekti.
Burhanoğlu, geçen yıl 3,6 milyar dolar ihracat gerçekleştiren yan sanayinin bu yılki hedefinin 4-4,2 milyar dolar olduğunu bildirerek, şunları söyledi: ''2004-2006 dönemine bakıldığında ihracat artıyor, ama hızı azalıyor. Bugüne kadar kendi kendini parlatan bir sektördü, ancak bunun devamlılığını sağlamak lazım. Bu desteğin de devletten gelmesi gerekir. Rekabetçi bir stratejinin yaratılması, yatırımın cazip hale getirilmesi, vergi oranlarında yeniden düzenlemeler yapılması gibi önlemler beklerken, yatırım indiriminin kaldırılması, otomotive ilişkin vergilerin artırılması ve Hyundai gibi çok büyük bir yatırımın geri döndürülmesi, sektörün cilasını götürüyor.''
-PROJE AŞAMASI-
Burhanoğlu, yan sanayide yerli kullanım oranının Türkiye'de yüzde 55 iken İran'da yüzde 65, Romanya'da da yüzde 75 olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin bu konuda kat etmesi gereken çok mesafe bulunduğunu, ancak sadece fiyat rekabetinin de çözüm olmadığını ifade etti.
Yan sanayinin, otomotiv ana sanayii projelerinin Ar-Ge, tasarım, ''know-how'' gibi süreçlerine dahil olması gerektiğini kaydeden Burhanoğlu, şunları söyledi: ''Parça yapıp, Çin, Hindistan ve Romanya ile rekabete giriliyor.
Ancak bizim amacımız daha proje, tasarım aşamasında devreye girmek.
Projeden üretime kadar uzanan süreçte ciddi bir katma değer var ve bu
harcamanın hiçbiri Türkiye'ye gelmiyor. Yatırım aşamasında gelirin
büyük kısmını kaybediyoruz. Oysa Ar-Ge, tasarım, know-how gibi
aşamalar var ve üstlenmediğimiz her süreç için para ödüyoruz ya da
kazanılacak parayı kaybediyoruz. Olaya genelde ürün olarak bakılıyor.
Bu yüzden o aşamaya gelene kadar 5 dilimden sadece birini alabiliyoruz. Biz artık son ürüne değil, tasarımdan itibaren tüm süreçlere talibiz, aksi halde teknoloji farkı yaratamayız, diğer ülkelerle parça rekabetine girip kaybederiz, sektörün sonu tekstil gibi olur. Yan sanayiye mutlaka teknoloji girmeli.''
-TEŞVİKLİ İLLERDE YATIRIM-
Ömer Burhanoğlu, yatırım teşviği konusunda çok çaba harcadıklarını, ancak genellikle ''Teşvikli illerde neden yatırım yapmıyorsunuz?'' sorusuyla karşılaştıklarına da değinerek, ''Otomotiv, tedarik zinciri mantığıyla yürüyen bir sanayidir;, önce ana sanayinin gitmesi lazım ki yan sanayi gitsin. Onun da bu illere gitmesi için, orada yetişmiş insan gücü, bilgi ve deneyim birikimi ve gerekli altyapıyı kurabilmek lazım. Bunun için de uzun süreç gerekir. Otomotiv yatırımlarının, Marmara Bölgesi'nde yoğunlaşması tesadüfi değildir'' diye konuştu.