BIST 10.006
DOLAR 35,27
EURO 36,75
ALTIN 2.980,97
HABER /  EKONOMİ

Otomotivde 6 ayın en düşük daralması

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 2014 yılı temmuz ayında yüzde 16,3 azaldı. Bu, son altı ayda görülen en düşük daralma oldu.

Abone ol

Otomotiv Distribitörleri Derneği (ODD) Temmuz ayı raporunu açıkladı.

Buna göre otomobil ve hafif ticari araç pazarı Temmuz'da yüzde 16,3 daralarak 59 bin 907 adete geriledi. Yüzde 16'lık daralma son altı ayda görülen en düşük daralma oldu. Otomotiv satışları en son Ocak 2014'te yüzde 8 azalmış, devam eden aylarda yüzde 27,5, yüzde 30,8, yüzde 27,55, yüzde 28,6 ve yüzde 18,8 daralmıştı.

YEDİ AYDA YÜZDE 23 DARALMA

Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı 2014 yılı Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 23,51 azalarak 346 bin 768 adet olarak gerçekleşti. 2013 yılı ilk yedi ayında 453 bin 339 adet toplam pazar gerçekleşmişti.

OTOMOBİL VE HAFİF TİCARİ ARAÇTA SON DURUM

Temmuz ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,35 azalarak 46 bin 602 adet olarak gerçekleşti. Aynı süreçte hafif ticari araç pazarı 2013 yılının Temmuz ayına göre yüzde 16,24 azalarak 13 bin 305 adet seviyesine geriledi. Otomobil satışları 2014 yılı Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21,69 azalarak 272 bin 375 adete geriledi.2013 yılı ilk yedi ayında 347.818 adet satışa ulaşılmıştı. Hafif ticari araç pazarı 2014 yılı ilk yedi ayında geçen yıla göre yüzde 29,5 oranında azalarak 74 bin 393 adete geriledi.Geçen yıl 105 bin 521 adet satış gerçekleşmişti.

ODD: KUR VE FAİZ ETKİSİ

ODD’den yapılan açıklamada, “2014 yılı ilk yedi ayında, büyüme oranının beklentiler üzerinde gelmesine rağmen, kur ve faiz oranlarındaki yükselişler, otomobil ötv oranlarındaki artış, BDDK’nın kredi işlemlerine yönelik getirdiği sınırlamalar, özel sektör yatırımlarındaki yavaşlama, otomobil ve hafif ticari araç pazarında yüzde 23,51 daralmaya yol açmıştır” denildi. Açıklamanın devamında, “2014 yılının son beş ayında, içerisinde bulunulan seçim süreci, makro ihtiyati tedbirler, TCMB’nin sıkı para politikası, jeopolitik gelişmeler ve ABD ve Avrupa Merkez Bankaları para politikaları etkili olmaya devam edecektir” denildi.