BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  SAĞLIK

Osteoporoz nedir belirtileri nelerdir tedavisi nasıl yapılır?

Osteoporoz, halk arasında kemik erimesi olarak bilinen bir hastalıktır. Çoğunlukla yaşlılarda görülen bu hastalık gençlerde de gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Peki Osteoporoz'un nedenleri nelerdir? İşte osteoporoz hakkında bilmeniz gerekenler

Abone ol

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Çetik “Vücudumuzda doruk kemik kütlesine yaklaşık olarak 30-35 yaşında ulaşırız. Bu yaşlarda erişilen doruk kemik kütlesi değişik nedenlerle eksik kalırsa osteoporoz görülür” diyor. Prof. Dr. Özgür Çetik, gençlerde osteoporozun 11 önemli nedenini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

HAREKETSİZ YAŞAM VE BESLENME BOZUKLUĞU ÖNEMLİ 2 NEDEN: Günümüzde her 4 kadından ve her 8 erkekten birinde görülen osteoporoz; spordan uzak hareketsiz yaşam ve fast-food yeme alışkanlığının artmasına bağlı beslenme bozukluğu gibi nedenlerle son yıllarda daha sık görülür oldu. Başlangıçta oldukça sinsi seyrederken kadınlarda özellikle menopoz sonrası kemik erimesi hızlanıyor. Prof. Dr. Özgür Çetik, “Osteoporozu olan hastalar bazen kemik ağrıları ile hekime başvururken, çoğu zaman hiçbir şikayete yol açmadığından kemiklerde kırıklar meydana gelinceye dek doktora gitmiyor” diyor. OSTEOPOROZLU HASTA ÇABUK SAKATLANABİLİR: Osteoporozu bulunan hastalarda basit düşmelerde bile omurga, kalça ve el bileği kemik kırıkları çok sık görülürken, omurgada kırık oluşur ise kamburlaşma ve boy kısalığı ortaya çıkıyor. Oluşan deformite ve ağrı hayat kalitesini düşürüyor. Omurga kırıklı hastanın akut dönemde ortopedi polikliniklerine şiddetli bel ve sırt ağrısı ile geldiğini belirten Prof. Dr. Özgür Çetik, geç dönemde ise; kronik bel ağrısı, uyku bozukluğu, nefes darlığı, hazımsızlık, anksiyete hatta depresyon gibi şikayetlerle başvurulabildiğini söylüyor.

YÜZDE 50-80 GENETİK FAKTÖRLER ETKİLİYOR: Osteoporoz, günümüzde tanı yöntemlerinin de gelişmesiyle gençlerde daha fazla tespit edilir hale geldi. Prof. Dr. Özgür Çetik “Çocukluk çağında kemik gelişimi, mineral yapısı ve kemik yoğunluğu üzerinde beslenme, egzersiz ve hormonlar gibi birçok çevresel faktörler etkili olsa da genetik faktörlerin yüzde 50-80’i oluşturduğu bilinmektedir” diyor. Vücudumuzda doruk kemik kütlesine yaklaşık 30-35 yaşında ulaştığımızı, bu yaşlarda erişilen doruk kemik kütlesi değişik nedenlerle eksik kalırsa osteoporoz görüleceğini kaydeden Prof. Dr. Özgür Çetik, kadınlarda menopoz sonrası kemik erimesinin hızlandığını vurguluyor.OSTEOPOROZ'UN NEDENLERİ: Prof. Dr. Özgür Çetik, gençlerde osteoporozun nedenlerini ise şöyle sıralıyor:

Hormonal nedenler
Mide-bağırsak sistemi hastalıkları
Kan hastalıkları
Bağ dokusuna bağlı nedenler
Romatizmal hastalıklar
Organ nakli ameliyatı geçirmiş olmak
Bazı kan sulandırıcılar, kortizon, bazı psikiyatrik ilaçlar vb
Hareketsizlik, aşırı egzersiz, sigara ve aşırı alkol
Sağlıksız beslenme, D vitamini eksikliği, kalsiyumdan fakir; protein ağırlıklı beslenme
Ailesel yatkınlık
Hamileliğe bağlı geçici osteoporozGENÇLERDE OSTEOPOROZ'UN TEDAVİSİ: Hamileliğe bağlı osteoporoz dışındaki tüm durumlarda mutlaka kemik kırıklarını önlemek için tedavi gerekiyor. Hamileliğe bağlı osteoporoz genellikle doğumdan sonraki 6 ay içerisinde kendiliğinden geçiyor. Bu nedenle çoğunlukla tedavi gerektirmiyor. Gençlerde öncelikle osteoporoza yol açan unsurun tespit edilerek tedavi edilmesi şart. Ardından kalsiyum ve D vitamini takviyesi başlanıyor. Spor yapmak çok önemli. Özellikle haftada en az üç gün 30-60 dakika tempolu yürüyüş veya ağırlık kaldırıcı sporlar yapılmasının osteoporoz tedavisi üzerinde oldukça etkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özgür Çetik “Sigara ve alkol kesilir, kahve günde en fazla 2 fincan ile sınırlandırılır. Buna rağmen kırık gelişimi engellenemiyor ise o zaman osteoporoz ilaçları kullanılabilir. Ancak bu ilaçların en önemli problemi uzun süre kemikte kalması ve hamilelik planı olan hastalarda bebeği etkileme riskidir. Bu nedenle erken menopoz dönemindeki kadınlarda devam eden kemik kaybı ya da tekrarlayan düşük travmalı kırıklar olmadıkça ilaç tedavisi düşünülmemelidir” diyor.