AB'den gelen muhalif sesler, Türkiye"de Osmanlı İmparatorluğu'nun altın çağının efsaneleşmesine katkıda bulunuyor.
Abone olLe Figaro gazetesinde Laure Marchand imzasıyla yayımlanan yorumda Türkiye’de son birkaç yılda Osmanlı İmparatorluğu döneminin efsaneleştiği belirtildi. Makalede Osmanlı’ya ait ve o dönemi hatırlatan ürünlerin popülerliğinin son dönemde hızla arttığı ifade edildi.
Bunun belki de en net örneklerinden biri her gün yüzlerce ziyaretçiyle dolup taşan Panorama 1453 Müzesi. İstanbul’un fethini görüntü ve ses oyunlarıyla ziyaretçilerine bir kez daha yaşatan müze, geçtiğimiz yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı.
O günden bu yana İstanbul’un her yerinden yüzlerce insanın akın ettiği müzeye öğrencilerini getiren öğretmen Mutlu Türkoğlu, “Savaşı gözlerimizle gördük, inanılmazdı. Türk gençliği tarihiyle gurur duymalı. Bu tarih bizim kimliğimizin ayrılmaz bir parçası” diyor.
OSMANLI’YA BAKIŞ DEĞİŞİYOR
Marchand, müzenin Türkiye’deki “Osmanlı çılgınlığı”nın boyutlarını ortaya koyduğunu belirtiyor. Yıllardır “Avrupa’nın hasta adamı”ndan uzak duran Türk halkı, bugün yeniden keşfettiği Osmanlı geçmişine farklı bir gözle bakıyor.
Sosyolog Nilüfer Narlı, “1923’ten itibaren atılan adımlar hep genç cumhuriyetin ve geleceğinin inşa edilmesine yönelikti. Bu durum bir çeşit hafıza kaybına yol açtı. Ancak bugün geçmişe de çok daha olumlu gözlerle bakabiliyoruz” diyor.
Osmanlı sülalesinin son üyesi Ertuğrul Osman’ın Eylül ayında yapılan cenaze törenine gösterilen ilgi de Türkiye’de Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik bakışın değiştiğini gösteriyor. Ülkesini 1924 yılında, çocukken terk eden ve bütün bir hayatını sürgünde geçiren Osman’ın Sultanahmet Camii’nde yapılan cenazesine 10 bin kişi katılmıştı.
MÜSLÜMAN BURJUVAZİ GÜÇLENİYOR
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) göreve gelişiyle güçlenen Müslüman burjuvazi, laik elitlerle girdikleri mücadelede Kemalizm’in Türk tarihi üzerindeki geleneksel ağırlığını kaldırmayı başardı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun getirdiği ve Ortadoğu’da da Balkanlardaki kadar aktif olmayı öngören yeni diplomasi anlayışı genellikle “Yeni Osmanlıcı” olarak tanımlanıyor. Meclis Dış İlişkiler Komitesi sözcüsü Suat Kınıklıoğlu, “Türkiye yüzyıllar boyunca varlık gösterdiği topraklarda yeniden kendini göstermeye başlıyor” diyerek bu yeni diplomasi anlayışının mantığını açıklıyor.
BİR PAZARLAMA ÜRÜNÜ OLARAK OSMANLI
Osmanlı İmparatorluğu’nun sadece tarih ve siyaset alanlarında yeniden keşfedildiğini söylemek zor. Pazarlamacılar da bu dalgadan fazlasıyla yararlanıyor.
Ramazan ayı sırasında Burger King sadece Türk tüketicisine sunulan “Sultan menü”yü piyasaya çıkardı. Üzerinde modern yeniçeri resimleri olan ve Türk gençlerinin çok beğendiği Otoman Empire markalı tişörtler “İmparatorluk karşı atakta” sloganıyla satılıyor.
Geçmişte Osmanlı mimarisinin incisi olan ancak daha sonraki dönemde ihmal edilen hatta çöplüğe dönüşen İstanbul sokaklarının çeşmeleri eski parlak günlerine döndürülüyor.
Türkiye’de 2008 yılında 1.65 milyon seyirciyi sinemalara çeken “Osmanlı Cumhuriyeti” filminin yönetmeni Gani Müjde “Yeniden bir imparatorluk olma hayali gerçekçi değil çünkü zaman ve aktörler değişti” diyor.
OSMANLI MİRASI
Müjde’nin filmi modern Türkiye’nin hiç olmadığı, ülkenin ABD kontrolündeki bir Padişah olan Yedinci Osman tarafından yönetildiği hayali bir evrende geçiyor. Ataları da Kosova’da Osmanlı egemenliği altında yaşamış olan Müjde, Osmanlı kimliğinin kendisi için çok önemli olduğunu belirtiyor:
“Ben İstanbul’un Fener semtinde Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin ve Kürtlerin arasında büyüdüm. Osmanlı mirası budur. Bugün bu kültürel boyut göz ardı edilmemelidir.
19’uncu yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemesi ve zayıflamasından çok Akdeniz genelinde yaygın olan dini hoşgörü ya da Latince Osmanlı barışı anlamına gelen Pax Ottomana öne çıkmıştı. Bugün Avrupa’nın Türkiye’nin AB’ye girişine gösterdiği muhalefet kayıp bir altın çağın efsaneleşmesine katkıda bulunuyor.
Narlı, “Türkiye’ye ‘Siz Avrupa’ya ait değilsiniz’ mesajı veriliyor” diyor. “Halkın bu mesaj dolayısıyla hissettiği reddedilmişlik duygusu da Türk kimliğinin gurur duyulan yönlerinin öne çıkarılmasına sebep oluyor. Ancak bazıları bu devletin İslami bir devlet olduğunu düşünüyor.”
Bütün bunlar göz önüne alındığında, Türkiye’nin kendisiyle barışında atılacak bir sonraki adım Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa boyutunun yeniden keşfedilmesini gerektiriyor.