Osmanlı'da feminizm varmış! İşte Nezihe Muhiddin
Tam adıyla Nezihe Muhiddin Tepedelengil, 1889-1958 yılları arasında yaşamış bir kadın hakları savunucusu. Aynı zamanda gazeteci ve yazar olan Nezihe Muhiddin bakın Osmanlı'da nasıl kadın hakları savunması yapmış.
Tam adıyla Nezihe Muhiddin Tepedelengil, 1889-1958 yılları arasında yaşamış bir kadın hakları savunucusu. Aynı zamanda gazeteci ve yazar olan Nezihe Muhiddin, Türk kadınına seçme seçilme hakkı verilmeden yıllar öncesinde kadın haklarını savunmasıyla dikkat çeken, çok önemli bir tarihi karakter. Gelin, onun hayatını biraz inceleyelim.
"Türkiye'de kadınlar haklarını aramak zorunda kalmadılar, Atatürk türk kadınına seçme ve seçilme hakkını tanıdı- bunun neticesinde kadın hakları mücadelesizce elde edildi." gibi bir söylemin arkasında duranlar Osmanlı'da da bir feminist hareket olduğunu bilmiyorlardır. Nezihe Muhittin, 1934'ten çok önce, daha 16 haziran 1923'te kadınlar halk fırkasını kurmuş ve kadınlar için oy hakkı savaşımını vermiştir. Ancak Tbmm, kadınlara parti kurma hakkını tanımadığı için muhittin ve arkadaşları partiyi kapatmak zorunda kalmışlardır. 1924'te Türk Kadınlar birliğini kuran feministlerden biri olan muhittin'in "Türk Kadını" adlı bir kitabı bulunmaktadır. Bu kitapta, osmanlı'dan gelen feminist geleneği, türkiye cumhuriyeti değerleriyle değerlendirmeye çalışan nezihe muhittin, cumhuriyet öncesinde çeşitli kadın derneklerinin kurulmasında da rol oynamıştır.
1923 haziran seçimlerinde, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemiş olduğu halde, Konya, İstanbul , Diyarbakır, Malatya illerinden nezihe muhittin ve latife hanım için sandıktan oy çıkmıştır. O dönemde meclisin gösteremediği hassasiyeti, seçmen gösterebilmiştir. Nezihe Muhittin, camilerde kadın konferansları düzenlenmesi için diyanete başvurmuş, kadınlara seçilme hakkı verilmesi için çırpınmış fakat başarılı olamamıştır. bütün bu girişimleri reddedildiği gibi, rejimin sözcüsü cumhuriyet gazetesi, "havvanın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak" diye hareketi alaya almıştır.
Parti’nin (kadınlar halk fırkası) başında nezihe muhiddin vardır, fırkayı kurarlar ama resmen tanınmazlar çünkü kadınların seçme ve seçilme hakkı yoktur. Zaten memlekette parti yoktur. Ve yine komintern belgelerine göre bir grup kadın tutuklanır. Sorguda tutulurlar günlerce ve daha solda olanlar hapsedilirken, nezihe muhiddin gibi kadınlar da karalanır. nezihe muhiddin zimmetine para geçirmekle suçlanır. Tımarhaneye giden süreç böyle başlar çünkü bu suçlama onun için çok ağırdır. Böyle bir şeyden sonra, fırka’nın tüzüğünün birinci maddesinde kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması vardır, bundan sonra zaten kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan yasa çıkarılır. Mustafa Kemal, dernek olmalarına izin verir ama bütün o radikal kadınlar uzaklaştırılır ve derneğin başına görece daha ılımlı kadınlar getirilir.