Osmanlı Kadını gerçeği
Onu bugüne kadar hep batılıların aktardıklarıyla tanıdık. Oysa anlatılanlar hayal edilenlerden ibaretti.
Abone ol"Göz önünde değil hayatın her yerinde"
Osmanlı kadını dediğinizde aklınıza ilk gelen nedir?
Oryantalistlere göre Osmanlı kadını egzotik, miskin, düşük ahlaklı biri olarak resmediliyor.
Son yıllarda oryantalist bakışın bizim aydınlara ve neredeyse sinemacılara bile sirayet ettiği düşünülürse konuya yaklaşımlardaki vahamet de ortaya çıkar. Bu konudaki kafa karışıklığını ortadan kaldırabilecek bir eser yayımlandı. "Osmanlı Kadını- Efsane ve Gerçek" kitabının yazarı Aslı Sancar. Aslen Amerikalı olan yazar yirmi yıldan fazla bir süre önce İstanbul'a yerleşti ve uzun süredir de Osmanlı kadını ve ailesi üzerine araştırmalar yapıyor.
Oryantalist bakış açısının Doğu kadınına dair çizdiği portre ile Osmanlı kadınının Türkiye'deki mirası arasındaki tezatlardan hareketle onların toplumdaki konumu ve üstlendiği gerçek rolü araştıran yazar, ilk baskısı 2008'de yapılan kitabıyla Los Angeles'ta düzenlenen Benjamin Franklin ödülüne 'en iyi tarih kitabı'yla değer görüldü.
Osmanlı kadınlarının, toplumun gariban ezilmiş üyeleri olmak şöyle dursun, hukukî açıdan özgür unsunlar oldukları, haklarını korumak için sık sık mahkemeye başvurdukları tarihi kayıtlara dayanılarak ifade ediliyor. Osmanlı kadınında zaman ve mekânla sınırlı kalmayan bir kadın modeli gördüğünü anlatan Aslı Sancar'a göre Osmanlı kadını, hem dış görünüşüyle hem de tavırlarıyla son derece zarafet sahibi olmakla birlikte yiğit bir ruha da sahipti; Allah'ın kendisine verdiği hakların cesur, yılmaz savunucusuydu ve bu sayede ailesinin sarsılmaz temel taşlarından biri olmuş, toplumsal yapı içerisinde kendisi çok görünür olmasa da son derece önemli bir rol oynamıştı.
Batılıların gözüyle Osmanlı, evlerinin hareminde Osmanlı kadınları, Osmanlı haraminde cariyeler, saray haremindeki Osmanlı kadınları, Mahkeme kayıtlarında Osmanlı kadınları ve metafizik aynada Osmanlı kadını konularının ele alındığı eser tasarımıyla da dikkat çekiyor.