Osmanlı'nın simgeleriyle dolu Mostar ve Üsküp'te tuhaf uygulamalar dikkat çekti.
Abone olBalkanlar’da Osmanlı-Türk izlerinin hala yaşadığı Mostar ve Üsküp’te yüksek tepelere dikilen ve geceleri de aydınlatılan haçlar dikkat çekiyor.
Bosna-Hersek’in en önemli kentlerinden Mostar, kentin ortasından geçen Neretva Nehri üzerine Osmanlı Dönemi’nde Mimar Sinan’ın kalfalarından Mimar Hayreddin’in yaptırdığı "Mostar Köprüsü" ile biliniyor.
Anadolu’nun herhangi bir şehrinden çok daha fazla caminin ayakta olduğu, görüntüsünün camiyle bezendiği bir şehir olan Mostar’ın doğusunda Boşnaklar, batısında ise Hırvatlar yaşıyor.
VE KENTİN SİLÜETİNİ BOZAN HAÇ...
Bosna-Hersek’teki iç savaşın ardından Hırvatlar tarafından Mostar’ın batısında bulunan ve kentin en hakim noktasındaki Hun Dağı’nın tepesine büyük bir haç dikildi. Haçın savaş sırasında Mostar Köprüsü’ne ateş edilen bölgeye İspanyolların desteğiyle dikildiği bildirildi.
Haçın yanı sıra ayrıca kente yaptırılan ve yaklaşık 100 metre yükseklikte kulesi bulunan katedral de dikkat çekiyor. Katedralin kulesine bağlanan hoparlörler sayesinde çan sesi kentin her tarafından duyuluyor.
Bosnalı yetkililer, Hırvatlar’ın Mostar’ın güzelliğini ikinci plana atmak ve kentin silüetini bozmak amacıyla dağın tepesine haçı diktiklerini savundular.
Mostar’da yaşayan Boşnaklar ise Hırvatlar’ın Hun Dağı’na diktikleri haç ile 100 metre kulesi bulunan katedrale anlam veremediklerini ifade ederek, "Bunlar bizim minarelerimizdeki hillallere nispet olsun diye yapıyorlar, ancak gökyüzündeki hilalimiz herzaman onların haçının üzerindedir" diye konuştular.