BIST 9.889
DOLAR 35,21
EURO 36,66
ALTIN 2.966,54
HABER /  DÜNYA

’’Osmanlı hayalciliği doğru bir tutum değildir’’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin de geçmişte Osmanlı’nın bir parçası olduğunu belirterek, "Ama 21. yüzyılda Osmanlı hayalc...

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin de geçmişte Osmanlı’nın bir parçası olduğunu belirterek, "Ama 21. yüzyılda Osmanlı hayalciliği doğru bir davranış ve doğru bir tutum değildir" ifadesini kullandı.
Bağdat temasları çerçevesinde Al Nahreyn Stratejik Araştırmalar Merkezi’ndeki konferansta konuşan Kılıçdaroğlu, daha sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Kılıçdaroğlu bir soru üzerine, "Osmanlı, tarihte yer alan büyük bir devlet. Hepimiz Osmanlının bir parçasıydık ama 21. yüzyılda Osmanlı farklı bir şeydir. 21. yüzyılda bağımsız devletler var. Biz o devletelere saygı göstermek zorundayız. Osmanlı hayalciliği doğru bir davranış ve doğru bir tutum değildir" şeklinde konuştu.

"HER ÜLKENİN SİYASETİNE SAYGI GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ"
Kılıçdaroğlu, "Biz kendi ülkemize ne istiyorsak, komşularımıza da aynı şeyi istemek zorundayız. Kendi ülkemize, bir başka ülkenin müdahale etmesini istemiyorsak, Irak’a da, Suriye’ye de, Mısır’a da bir başka ülkenin müdahele etmesini doğru bulmuyoruz. Her ülkenin toprak bütünlüğüne, her ülkenin siyasetine saygı göstermek zorundayız" dedi.

"İNSANİ KONULAR ÜLKENİN İÇ İŞİ OLMAKTAN ÇIKAR"
Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Ama bazı konular vardır ki, bunlar sadece ülkenin iç işi olmaktan çıkar. Nedir onlar? İnsan haklarıdır. İnsan hakları ihlalleri bütün dünyada uluslararası bir sorundur. Türkiye’de insan hakları ihlalleri olduğu zaman diğer demokratik ülkeler tepki gösterir, Mısır’da insan hakları ihlalleri olduğu zaman Türkiye dahil pekçok ülke, belki Irak da tepki gösterir. Bu da zaten, insanı savunmanın doğal bir sonucudur. Ama her ülkenin parlamentosuna, sınırlarına, toprak bütünlüğüne saygı duymak, her ülkenin temel görevidir."
"Biz kendi dış politikamızı bunun üzerine inşa ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin geleneksel dış politikası da bunun üzerine inşa edilmiştir. Hiçbir komşumuzla çatışma içine girmek istemeyiz. Ne Irak’la, ne Suriye ile, ne İran’la, ne Yunanistan’la, ne Ermenistan’la, ne Bulgaristan’la hiçbir şekilde çatışma içine girmek istemeyiz. Sorunlar varsa, masaya yatırılır, iki ülkenin uzmanları gelir, oturur sorunları çözeriz."

"TÜRKİYE VE IRAK OLARAK KENDİ SORUNLARIMIZI ÇÖZEBİLECEK DURUMDAYIZ"
"Biz iki ülke olarak, Irak ve Türkiye, kendi sorunlarımızı çözebilecek kapasiteye, bilgiye, deneyimlere sahip iki ülkeyiz. Bu potansiyeli kullanmak durumundayız. Bir başka önemli nokta: Ülkeleri yönetenler birşeyi unutmamalıdırlar. Halklar, çatışma istemez. Halklar kavga istemez. Türkiye’deki yurttaşlarımız, Irak’taki komşularımız kavga istiyorlar mı, hayır! Barış içinde yaşamak istiyorlar. Biz de güzel bir söz vardır. "Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz" diye... Aslında bu Türk halkının Bağdat’a ve Irak’a ve Irak halklarına duyduğu saygının bir ifadesidir. Seviyoruz birbirimizi, barış içinde yaşamak varken, ortak kültürümüz, ortak tarihimiz varken, bu ortak tarihimiz bize daha güzel bir gelecek vadetmeli. Bunun üzerinde çalışmalı, çaba harcamalıyız."
"Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bu söylediğim ifadeleri, sadece burada değil, sadece Türkiye’de de değil, biz Brüksel’de de, Avrupa Birliği’nde de dile getiriyoruz. Hangi ülkeyle ilişkimiz varsa, dış politikamızı bütün açıklığı ile anlatmaya çalışıyoruz. Türk halkı ile Irak halkı arasında güzel birliktelik var. Akrabalık var herşeyden önce. Iraklıların akrabaları Türkiye’de yaşıyoruz. Türkiye’de yaşayanların akrabaları da Irak’ta yaşıyor. Bu bizim için çok büyük bir avantajdır aslında. Bir kardeşlik köprüsüdür bu. Barışı hep beraber istemeliyiz. Dostluğu hep beraber istemeliyiz. Halklarımıza bunu çok iyi anlatmalıyız. Biz anlatmaya çalışıyoruz."

"TÜRKİYE’DE İKTİDAR VAR AMA MUHALEFET DE VAR"
"Türkiye’de iktidar var, doğru ama muhalefet de var Türkiye’de. Siz Irak’ın çıkarlarını savunacaksınız, biz Türkiye’nin çıkarlarını savunacağız. Ama dış politika, iki ülkenin ortak çıkarları üzerine inşa edimek zorundadır. Eğer burada Türk işadamları daha fazla gelir yatırım yaparlarsa, Irak’taki pekçok firma Türkiye’de bürolar açarsa bunlar karşılıklı insani, kültürel ilişkileri geliştirir."
"Biz isteriz ki Türkiye’deki üniversitelere daha fazla Iraklı öğrenci gelsin. Niçin biz beraber ortak sinema filmi yapmıyoruz, niçin ortak diziler yapmıyoruz? Bunlar bizim dostluğumuzu pekiştirir, halkları yakınlaştırır. Siyasetçi birşey söyledi diye, zaman zaman iki ülkenin iktidarı, birbirlerine, belki de dozu da aşan söylemlerde bulunabilir ama Türkiye’deki, Irak’taki halklar barış içinde yaşıyorlar. Onlar da barış istiyorlar, burası da barış istiyor. Huzur içinde yaşamak istiyoruz coğrafyamızda."

"CHP OLARAK HİÇBİR ÜLKENİN İÇİŞLERİNE MÜDAHELEYİ DÜŞÜNMÜYORUZ"
"Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz hiçbir ülkenin, içişlerine müdahale etmeyi düşünmüyoruz. Düşenen bütün siyasal partileri de açıklıkla eleştiriyoruz. Her ülkenin kaderini o ülkenin halkı belirlemelidir. Bu, CHP’nin sadece bugün değil, öteden beri savunduğu temel bir konudur."

"TÜRKİYE BİR BAŞKA ÜLKEYİ VİLAYETİ OLARAK GÖREMEZ"
"Ayrıca biz bütün komşularımızla barış içinde yaşamak isteriz. İyi diyalog kurmak isteriz. Barışın, iki ülkeye de katkısı vardır. Çatışma iki ülkeye de zarar verir. Dış politika, duygularla yürütülen bir politika değildir. Dış politikada akıl ve mantık egemen olmak zorundadır. Biz dış politikamızı bu çerçeve içine oturtmak zorundayız. Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti bir başka ülkeyi vilayet olarak göremez, görmeye hakkı da yoktur. Her ülkeye saygımız vardır. Her ülkenin halkına saygımız vardır. Her ülkenin yapısı farklı olabilir ama her ülkeye saygı göstermek meşru bir devletin temel görevidir. Sizin bayrağınız var, topraklarınız var, sınırlarınız var, yaptığımız anlaşmalar var, dolayısıyla iktidarlar devleti yönetmek üzere gelirler. Devletin kendi ilkeleri, kendi kuralları bakidir, geçerli olanlar onlardır. Türkiye Cumhuriyeti devleti ile ve onu oluşturan halklarla, Irak halkı arasında dostluk, tarihin derinliklerine dayanmaktadır ve biz bu dostluğu esas alarak güzel bir geleceği çizmek zorundadır."

"PKK KONUSUNDA BİR ÇÖZÜM SÜRECİNE GİRİLMİŞTİR"
"PKK sorunu, bizim temel sorunlarımızdan birisidir. Konuşmamda ifade ettim, Kürt kardeşlerimizin sorunlarıyla terörü birbirinden ayırmamız gerekiyor. Kürt kardeşlerimizin sorunları varsa, o sorunları çözecek olan siyaset kurumudur. Biz gerekirse Kürt kardeşlerimizle masaya oturup, hangi sorunları varsa, o sorunları gidermeye hazırız. CHP olarak biz, bir toplumsal uzlaşmadan yana olduğumuzu ifade ettik. Bu konuda sorunun nasıl çözülebileceğine dair bir yol haritasını da Sayın Başbakan’a ben bizzat götürüp verdim."
"30-40 yıllık derinlikli bir sorundur, çözülmesi kolay değildir ama bugün için bir çözüm sürecine girilmiştir, hükümet bazı çalışmalar yapmaktadır ama olayın ayrıntılarını kamuoyu bilmemektedir. Bütün arzumuz 30-40 yıldır devam eden çatışma sürecinin sona ermesi, Türkiye’de özgürlükçü, demokrat bir sürecin hayata geçirilmesidir. Bunu yapabilirsek, sorunu büyük ölçüde aşmış olacağız."
(İHA)