Balkanlardaki Osmanlı izlerinin hızla yok olması için şu ülkeler gece gündüz çalışıyorlar.
Abone olHollandalı Osmanlı araştırmacısı ve UNESCO'nun Balkan danışmanı Prof. Dr. Machiel Kiel, Balkanlardaki Osmanlı izlerinin hızla yok olduğunu belirterek, ''Arnavutluk, Macaristan ve Sırbistan, Osmanlı eserlerini en fazla tahrip eden ülkelerdir'' dedi.
Kiel, yaptığı açıklamada, 1959'dan beri Osmanlı devlet yapısını ve eserlerini araştırdığını, Balkan ülkelerindeki Osmanlı eserlerinin hızla yok olduğunu, ayakta kalma mücadelesi veren eserlerin de kısa bir süre sonra yıkılıp yok edileceği endişesini duyduğunu söyledi.
Osmanlı Devleti'nin Balkan ülkelerinde, binlerce önemli mimari eser bıraktığını, ancak bazı savaş dönemlerinde de bu eserlerin kasıtlı olarak yok edilmeye çalışıldığına şahit olunduğunu kaydeden Kiel, şöyle devam etti:
''Bunlarla birlikte daha tehlikeli olan, bu konuda hiçbir girişimin yapılmamış olmasıdır. Osmanlı Devletiyle ilgili şimdiye kadar 12 kitap, 230'dan fazla makale yazdım. Balkanlarda bazı ülkelerdeki Osmanlı eserleri, o ülkenin kendi eserlerinden daha çoktu. Macaristan bu ülkelerden biri idi. Ancak şu anda bu ülkede çok az sayıda Osmanlı eseri kaldı. Sırbistan'da çok az eser kaldı. Belgrat'ta 83 tane cami vardı. Bunlardan sadece 1 tanesi şu anda ayakta. Saraybosna'da 100 cami vardı. Bunların hemen hepsi şu anda ayakta. Ancak, Macaristan, Sırbistan ve Arnavutluk, Osmanlı eserlerini en fazla tahrip eden ülkelerdir. Yunanistan'da da çok sayıda tarihi eser tahrip edilerek yok edildi veya ihmal edilerek yok olmalarına seyirci kalındı.''
Prof. Kiel, Balkanlardaki erken dönem Osmanlı eserlerinin varlığının Amerika kıtasının keşfinden öncesine dayandığını da ifade ederek, orta Bulgaristan'da İhtiman kasabasında 1395 tarihinde yapılan İmaret Camii'nin şu anki durumunun çok üzücü bir vaziyet arzettiğini sözlerine ekledi.
-OSMANLI HOŞGÖRÜSÜ-
Osmanlı hoşgörüsünün, tarihi bilgi ve belgelerin ortaya çıkmasıyla daha iyi anlaşıldığının altını çizen Prof. Dr. Machiel Kiel, Osmanlı döneminde, normalde yeni kilise yapılmasına Şer'i hükümlerin izin vermediğini ancak yöneticilerin halkın dini ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için yaptıkları kiliselere ses çıkartmadığı gibi bu durum ile karşılaşınca gözlerini kapadıklarını kaydetti.
Osmanlı hoşgörüsünün en iyi örneklerinden birinin Bosna'da yaşandığını anlatan Prof. Kiel, şunları söyledi:
''Kuzey Bosna'daki yeni Manastırların tamamı 16. yüzyıl Osmanlı idaresinde yapılmıştır. Burada daha önce kayıtlı hiçbir Manastır yoktu. Kendisine Bosna Beylerbeyliği verilen devşirme Deli Hasan Paşa, Bosna'da cami inşa ettirdiği gibi, aynı zamanda annesinin köyüne de bir kilise inşa etti. Hemen yakın bir kasabada (Bileca) da kendi adına bir cami inşa etti. Osmanlı döneminde kiliselere bir çok alanda özgürlük verilmişti ki papazlar Osmanlı Devleti'nin kiliseye uyguladığı vergi muafiyeti uygulamalarını kullanarak zengin olmuşlardı, bunun sonucu olarak daha çok ve daha güzel Kiliseler inşa etme imkanı bulmuşlardı.''
Erciyes Üniversitesi Tarih Ve Kültür Kulübünün davetlisi olarak Kayseri'ye gelen Prof. Dr. Kiel, 14. yüzyıl tarihi eserlerinden Sultan Alaeddin Eretna'nın inşa etmiş olduğu Köşk Medresesinde tarih bölümü öğretim üyeleri ile birlikte incelemelerde bulundu.