Yaylacık Dağı'nda, halk arasında varlığından her zaman söz edilip efsaneleştirilen "Osmanlı atları", ilk kez görüntülendi.
Abone olTavşanlı ile Domaniç ilçelerindeki Yaylacık Dağı'nda, halk arasında varlığından her zaman söz edilip efsaneleştirilen "Osmanlı atları", ilk kez görüntülendi.
Osmanlı Devleti'nin kurulduğu topraklar olan Domaniç, Tavşanlı, Kütahya, Bilecik, Bursa sınırları içinde kalan, Yaylacık ormanlarında görüntülenen at sürülerinin, Osmanlı'nın sön dönemlerinde bölgede kurulan tımarlı sipahilere ve saraya at yetiştiren, çiftliklerden bırakılan atlardan ürediği tahmin ediliyor.
Uzmanlar, bir bozkır hayvanı olarak bilinen atların, ormanda yaşam mücadelesinden galip çıkmalarını, bu atların çok güçlü bir soydan gelmesiyle ilişkilendiriyor.
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Halime Doğru, yaptığı açıklamada, İstanbul'a yakınlığı dolayısıyla o dönem Bursa'ya bağlı olan Domaniç ve Eskişehir çevresinin, Anadolu'nun değişik havzaları ile Irak, Suriye ve Arap coğrafyasından saray için seçilip gelen muhtelif cins atlar için bir "yetiştirme merkezi" olduğunu söyledi.
Bu çiftliklere gelen atların, bir dizi testlerden geçerek titizlikle ayırt edilerek en iyilerinin buralara alındığını belirten Doğru, şöyle devam etti:
“Bu atlar, has ahır için ayrılırdı. Yetiştirilen taylar, yeterli yaş ve cüsseye ulaştıktan sonra devlet merkezine gönderilirdi. Taycı teşkilatının bağlı olduğu alanlarda çok sayıda at çiftlikleri vardı. 16. yüzyıl başlarında, bölgedeki 'miri statü'ye tabi topraklar üzerinde yerleşik halktan bine yakın hanede, 'yund oğlanı' veya 'taycı' olarak bilinen kişiler, civardaki 120 kadar çiftlikte tay yetiştirmekle görevlendirilmişti. Bu konularla ilgili 'Osmanlı İmparatorluğu'nda Yaya-Müsellem Taycı Teşkilatı' adlı kitabımda geniş bilgiler yer almaktadır. Zaten Osmanlı Devleti, sonraları bu sistemi değiştirdi. Yaylacık ormanlarındaki atlar da sistem değiştiğinde salınan atlardan olabilir. Bu konuda ayrıntılı bir araştırma yapılabilir. Benim için belgelenmesi çok önemli. Bu konu, ayrı bir çalışma gerektiriyor.”
"Atlar için bir çalışma yapılmalı"
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Avcılık ve Yaban Hayatı Bölümü öğretim görevlisi Dr. Vedat Beşkardeş de atın bir bozkır hayvanı olduğunu ve ormanda bu hayvanların yaşamasının kendisine oldukça ilginç geldiğini dile getirdi.
Atın, yaban hayvanları içinde yer almadığına dikkati çeken Beşkardeş, bu sürünün kameralar ve çeşitli yollarla incelenmesi gerektiğini vurguladı.
Beşkardeş, bunların yılkı atı olmasının pek mümkün görünmediğini ifade ederek, “Çünkü yılkıya bırakılan atlar, genelde yaşlanmış ya da sağlıksız olan atlardır. Ormanda varlığını sürdürebilen at sürüsü olduğuna göre bunların güçlü yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Ormanlarda yaşayan yırtıcı hayvanlardan kurtulabilmiş ve kendi varlıklarını sürdürebilmişler. Bugüne kadar ormanlarda bir yabani at sürüsünün yaşadığını duymadım. Bu atlar için ayrı bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
"Bu atlar, ormanlara ayrı bir güzellik katıyor"
Kütahya Orman Bölge Müdürü Kenan Eryiğit ise Yaylacık ormanlarındaki bu atların, görevli ormancılar tarafından ara sıra görüldüğünü bildirdi.
Ormanlarda şimdiye kadar 3 sürü tespit ettiklerini anlatan Eryiğit, şunları kaydetti:
“Bu sürülerin birinde 50-60, bir başkasında 40-50 ve diğer sürüde de 10-15 civarında at olduğunu tespit ettik. Bazı akademisyenler, bunların Osmanlı döneminde bölgede kurulan at çiftliklerinden bırakılan soylu atlar olduğunu belirtiyor. Domaniç ilçesinde Çiftlik ile eski ismi Aygırlar olan Yeşilköy'ün isimlerinin bu çiftliklerden kaynaklandığı rivayet edilmektedir."
Eryiğit, atların ormanlar için bir zararının olmadığını, aksine ormanlara ayrı bir güzellik kattığını sözlerine ekledi.