19. yüzyılın sonlarında Güney Afrika'da yaşayan Osmanlı alimi Ebubekir Efendi'nin çocuklarına sahip çıkılması için Ahmet Cevdet Paşa'ya gönderdiği mektup karşılığını buldu.
Abone olİslam'ı öğretmek için 1863'te Güney Afrika'ya gönderilen Osmanlı alimi Ebubekir Efendi'nin ölmeden önce devlet adamı Ahmed Cevdet Paşa'ya, "çocuklarına sahip çıkılması" için gönderdiği mektuba 140 yıl sonra cevap verildi.
Türkiye Cumhuriyeti, Ebubekir Efendi'nin ailesinin kuşaklar boyunca Türkiye topraklarına dönmek ve vatandaşlık almak için gösterdiği çabalara kayıtsız kalmayarak, aile üyelerine dün vatandaşlık verileceğini duyurdu.
Cape Town Üniversitesi Afrika Çalışmaları Araştırma Görevlisi ve aynı zamanda "Güney Afrika'da Osmanlı İzleri" kitabının yazarı Dr. Halim Gençoğlu, ailenin adeta bir film senaryosunu andıran Türkiye'ye dönme çabasını ve yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
İslam'ı yerel dilde öğreten ilk alim
Ebubekir Efendi'nin bir müderris ve dört mezhep müftüsü olduğunu hatırlatan Dr. Gençoğlu, onun bu ülkeye gönderilme amacının ihtilafları çözmek ve İslam'ı öğretmek olduğunu vurguladı.
Gençoğlu, Ebubekir Efendi'nin kendi notlarında bu ihtilaflara işaret ettiğini, halen Müslümanların yaşadığı bazı sokaklarda yan yana 2-3 caminin bulunmasının bu ihtilafların bir göstergesi olduğunu belirterek Osmanlı aliminin eğitim yoluyla buradaki sorunları aşmaya çalıştığını kaydetti.
Ebubekir Efendi'nin İslam'ı yerel Afrikans diliyle öğreterek bir ilke imza attığını ve Afrikans dilini Arap harfleriyle yazarak da iyi bir dil bilimci olduğunu ispatladığını aktaran Gençoğlu, kurduğu okullar ve yazdıklarıyla Ebubekir Efendi'nin ülke Müslümanlarına bir ışık olduğunu dile getirdi.
Cevdet Paşa'ya mektup
Gençoğlu, "Ebubekir Efendi ölmeden 5 ay önce Ahmed Cevdet Paşa'ya mektup yazıyor ve eğer ölürse evlatlarının eğitim almaları için İstanbul'dan bir adam gönderilerek aldırılmasını istiyor." dedi.
Bu mektuba cevap alınamasa da aile üyelerinin Türkiye'ye dönme isteğinin hiç bitmediğini kaydeden Gençoğlu, Güney Afrika'daki apartheid (ırkçı ayrım) yönetimi sebebiyle beyaz olan ailenin, Müslüman olduğu için siyah kabul edildiğini ve sürekli ayrımcılığa maruz kaldığını ifade etti.
Dr. Gençoğlu, 1940'larda İsmet İnönü'yle görüşen ardından Adnan Menderes döneminde Türkiye'ye gelen aile üyelerinin, Ebubekir Efendi bugün Irak topraklarında kalan eski Osmanlı vilayeti Şehrizor'da doğduğu için vatandaşlık alamadığını anlattı.
Otobüsle Güney Afrika'dan Türkiye'ye yola çıktılar
Gençoğlu, 1952'de bir otobüs satın alarak Türkiye'ye yola koyulan ailenin, rejim müsaade etmediği için Güney Afrika sınırını geçemediğini aktararak, zamanla çocukların oyuncağına dönüşen bu otobüsün aile büyüklerinin hafızasında önemli bir yere sahip olduğunu aktardı.
Ailenin 2014'ten bu yana vatandaşlık alabilmek için yeni bir çaba içerisine girdiğini belirten Gençoğlu, "Bu süreçte Güney Afrika'yı ziyaret edip Ebubekir Efendi'den etkilenen Yavuz Sultan Selim Cami İmamı Abdullah Kılıç ve İçişleri Bakan Yardımcısı Tayyip Sabri Erdil konuya özel bir çaba ve ilgi gösterdiler. Bize çok yardımcı oldular." diye konuştu.
Gençoğlu, bugün bıraktığı miras müzeleri kaplayan Ebubekir Efendi'nin vasiyetinin hayata geçirilmesine katkıda bulunmaktan da büyük kıvanç duyduğunu ifade etti.
"Hepimiz çok heyecanlıyız"
Ebubekir Efendi'nin torunlarından Güven Atala ise yaşadığı sevinci, "Hepimiz çok heyecanlıyız. Yıllardır kurduğumuz hayal gerçek oldu." cümleleriyle aktardı.
Kendisi ve ailesinin Türkiye ile olan bağlarını keşfetmek için sürekli çabaladığını vurgulayan Atala, halen 15 kişinin vatandaşlık onayı aldığını, aile üyelerinin, eş ve çocuklarının da vatandaş olmak için başvuru yapacağını belirtti.
Atala, "Sürecin bu aşamaya gelmesine destekte bulunan herkese ailem adına teşekkür ediyorum. Hepimiz gerçekten çok mutluyuz. " diye konuştu.
Ebubekir Efendi Kimdir?
Sultan Abdülaziz Han döneminde Ümit Burnu’na İslami ilimleri öğretmek, Müslümanlar arasındaki dini ve içtimai ihtilafları çözmek maksadıyla gönderilen Osmanlı alimi Ebubekir Efendi, 1863'te Cape Town'a gitti ve yaklaşık 17 yıl Güney Afrika'da görev yaptı. Ebubekir Efendi, Cape Town’a varışının 15'inci gününde bir okul açtı, 20 gün içinde 300′den fazla öğrenci toplayarak burada Kur'an-ı Kerim, Arapça, Türkçe öğretti ve dini kitaplar okuttu.
Güney Afrika'da bir taraftan eğitim ile meşgul olan Ebubekir Efendi, diğer taraftan halka daha iyi bir şekilde nüfuz edebilmek için kısa zamanda mahalli dil olan Felemenkçe ve İngilizceyi öğrendi. Birçok önemli dini kitabı 7 ayda, hızla öğrendiği yerel dile çevirdi. Müslümanlar arasında doğru bir İslami anlayışın yayılması için yıllarca mücadele veren Ebubekir Efendi, arkasında pek çok cami ve okulun yanı sıra, geniş bir kültürel miras bıraktığı Cape Town'da 1880'de hayatını kaybetti.