BIST 9.679
DOLAR 35,22
EURO 36,75
ALTIN 2.961,31
HABER /  GÜNCEL

Osman Yıldırım çarpmışa döndü

Danıştay davasının sanığı Osman Yıldırım, davanın Ergenekon"la birleştirilmesiyle cezadan kurtulacağını düşünüyordu ama...

Abone ol

Danıştay davasında müebbet ve 43 yıl hapis cezası alan Osman Yıldırım, davanın Ergenekon’la birleştirilmesiyle cezadan kurtulacağını düşünerek umutlanmıştı. Yıldırım, durumun öyle olmadığını bir avukatın uyarısıyla öğrendi.

Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım, Danıştay saldırısı nedeniyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Arslan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 68 yıl hapis, Osman Yıldırım, bir kez müebbet ve 43 yıl hapis cezası aldı. Ancak karar Yargıtay tarafından bozuldu, davanın Ergenekon ile birleştirilmesine karar verildi. 9 Kasım 2009 tarihinde yapılan 120. duruşmada çok ilginç bir diyalog yaşandı. Danıştay saldırısının sanıklarından Osman Yıldırım’ın çapraz sorgusunun yapıldığı sırada, Yıldırım ceza isteminin artırıldığını şaşkınlık içinde öğrendi. Bir avukatın uyarısıyla 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 76 yıl hapis cezası ile yargılandığını öğrendi. Yıldırım, çapraz sorgu sırasında sanık avukatı Vural Ergül’ün Yıldırım’a “Gizli tanık olup olmadğını” sormasıyla öğrendi.
İşte 120. celsede yaşanan ilginç diyalog:

Ergül: Sana acaba gizli tanıklık önerildi mi?

Yıldırım: Şimdi gizli tanık önerilmedi, anlatımlarım zaten gizli tanık oluyor mu olmuyor mu bilmiyorum. Buyurun ifadem bu, somut kanıtlar bu, devletin kendi tanıkları bu... Cumhuriyete (Danıştay saldırısını kastediyor) yapılan saldırıyı üzerime yıktırmışlar, alenen faili meçhule götürüyorlar. Ben işlemediğim bir suçu üstlenmek istemiyorum. Onlar da bana bir şey vaat etmedi. Ben de kendilerine bir talepte bulunmadım. Cumhuriyet’e attırdığım iki el bombasından dolayı en ağır şekilde beni cezalandırın. Ama ilgim olmayan bir konuyu, bir saldırıyı kabul etmiyorum.

Ergül: Ankara’da bir müebbet ve 43 yıl iken, burda savcılar iki ağırlaştırılmış müebbet ve 76 yıl ceza istiyor. Bu çelişkiyi nasıl açıklayacaksın bize?

Yıldırım: Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşum demek ki.

Ergül: Öyle olmuş Osman.

Yıldırım: Yani öyle bir şey algılamadım bunu siz çıkarıyorsunuz yani.

Ergül: Yoo iddianameye bak avukatınla da bir konuş.

Mahkeme Başkanı: İddianamede var.

Yıldırım: Ben bilmiyorum. Sayın savcılar nasıl? Ben burada bütün somut kanıtlarla ortaya koyuyorum. Şimdi ilgim olmayan suikast ile ilgili.

Ergül: Osman (Ergenekon Tearör Örgütü Şeması’nı kastederek) orada sen, ’Osman Yıldırım’adında hücre lideri olarak görünüyorsun. Hatta, hatta oraya bakıldığında Alparslan Arslan da senin altında görünüyor. Sana bağlı ve tabi görünüyor. Sen buna bakılırsa yağmurdan kaçarken doluya tutulmak değil bir de yıldırım çarpmışa dönmüşsün.

Yıldırım: Şimdi ben iddianamede o şekilde okumadım. Sayın başkan da diyor doğrudur öyledir.

Ergül: Ama öyle.

Yıldırım: Ceza önemli değil, isterse beş yüz sene müebbet verilsin; hiç umurumda değil. Ancak bu suikast ile uzaktan yakından ilgim yok. Şimdi buradaki saygıdeğer Cumhuriyet savcıları nasıl böyle bir iddiada bulunmuşlar bunu anlamış değilim.

Örgüt şeması 2 yıldır değişmedi

Osman Yıldırım’ın sorgusu sırasında gündeme gelen 1.İddianamedeki “Ergenekon Terör Örgütü” şemasının 2 yıldır yapılan soruşturmaya rağmen yenilenmediği ortaya çıktı. 29 Aralık 2009 tarihinde Zekeriya Öztürk’ün, çapraz sorgusu sırasında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanıyor: “Talebim üzerine mahkemeniz Savcılığa, 2. iddianamenin eklerinde olmayan bu şema var mı, yok mu diye sormuştu. 30.10. 2009 tarihinde savcılıktan, bir eklenti yapılmadığı söylendi. Yani bu kadar mı? Örgütün baş tarafı yok, liderler yok. Örgütün alt tarafı tetikçi esas eylemi yapacak kısmı da yok. En lezzetli yerini yiyorsunuz göbeğini... Savcılar hazırlamış bunu. Bilgi eksikliğimi? Kasıt mı? Sırf askeri bir örgüt mü? Belirsizlik üzerine devam eden bir dava.”

1. İddianamedeki şemda sanıkların konumları açıklanıyor. Örgüt, Gizli Yapılanma ve Lobi (Sivil) Yapılanması olmak üzere ikiye ayrılıyor. Şemada, üst düzey yönetici kadrosunu İlhan Selçuk, Doğu Perinçek, Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Sevgi Erenerol ve Fikri Karadağ; Lobi (Sivil) yapılanmasının yönetici kadrosunu ise Zekerriya Öztürk, Kemal Kerinçsiz, İsmail Yıldız ve Erkut Ersoy oluşturuyor.