BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Osman Sınav'dan müthiş iddialar

Kurtlar Vadisinin yapımcı ve yönetmeni Osman Sınav, Akşam Gazetesi'nden Barış Kocaoğlu'na, diziyi neden bıraktığını ve tarikat iddialarının ardındaki niyeti anlattı.

Abone ol

Akşam Gazetesinden Barış Kocaoğlu ve Yusuf İzel'in Osman Sınav ile gerçekleştirdiği röportaj:

Söze sanırız son olaylarla başlamak gerekiyor. Ne oldu da bir anda Vadi karıştı: Tarikat iddiaları, komplo teorileri... Üstüne üstlük bir de sizin ani vedanız...

- Türkiye'de her yıl, devam eden ya da yeni 70 civarında dizi başlar. Toplum tarafından konuşulan, sokağa taşan yapımın sayısı ise 5'i geçmez. İşte 'Kurtlar Vadisi' ve 'Ekmek Teknesi' gibi bu işi başarmış iki tanesinin yapımcısı benim. Böyle bir ortamda iki işe birlikte imza attığım dostlarıma dedim ki, 'Arkadaşlar çok daha farklı hayallerim, projelerim var. Bu işler bana engel oluyor. Alın bunlara siz devam edin. Benim uluslararası bir sinema filmi projem var. Yeni işim için bana bol zaman gerekli. Gelin içimizden bir kardeş şirket çıkaralım ve bu işleri de size devredeyim. Ama ne zaman bana ihtiyacınız olursa daima yanınızdayım.' Ardından da Raci Bey'le tekrar görüşmek üzere ayrıldık ama iki gün sonra basında bu olaylar yer aldı.

PARA DEĞİL HAYAL PEŞİNDEYİM

Yani ayrılık kararını bu haberlerin medyaya yansımasından önce mi vermiştiniz?

- Dizinin bitiminden üç ay önce alınmış bir karardı bu... İnsanlar işte bu noktayı anlamıyor. Herkes 'Böyle bir iş bırakılır mı, altında başka bir neden mi var?' diyor... Bırakılır... Nasıl mı? Ancak çok daha büyük hayaller için. Benim hayallerim var. Bu durumu anlayacak adamın benim kadar geniş bir persfektifi olması lazım. Çünkü kar marjının değil, hayallerin peşindeyim.

Gelelim Necati Şaşmaz'la başlayıp, bir anda tüm diziyi bir tarikatın parçasıymış gibi gösteren haberlere?

- Haberin çıkacağını bir gün önce öğrendim. Hürriyet'ten böyle bir haber var diye Necati Şaşmaz aranmış. Onlar da beni aradı. 'Olayın içeriği nedir?' diye sordum. Onlar da, 1991'de Ahmet Yesevi'yi anma törenleri sırasında devletin 100'üncü Yıl Kültür Merkezi'nde yine devlet erkanının katıldığı, üstelik de devletin o dönemki Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'in desteklediği bir törene katıldıklarını ve sema yaptıklarını söylediler.

POLAT YASAK BİR İŞ Mİ YAPMIŞ

Olay farklı mı yansıtıldı demek istiyorsunuz?

- Yani adamlar orada resmi törene katılmışlar. Ama haberi veren gazete olayı o kadar ürkütücü bir halde yansıttı ki... Kötü mü Türkiye'nin en sevilen dizisinin başrol oyuncusunun bir sema gösterisinde yer alması...

Ama asıl vurgu tarikat bağlantısınaydı...

- Efendim bu nasıl bir tarikat. Biz düzgün bir insan bulmuş ve başrol vermişiz. O adamın da maharetleri varmış, bu harika değil mi? Böylesine değerlerine bağlı bir adamdan utanmak, kaçmak, onu suçlamak mı gerekir, şeref duymak mı? Bizim kültürel zenginliğimizde var olan, onu yansıtan bir gösterinin tarikatla, şununla bununla ne alakası var. Olayı saptırmamak, sapkın bakmamak gerekir. Ama bazılarının kafası yazık ki sapkın.

Necati Şaşmaz, haberlerin kendilerini karalamak adına çıkarıldığını söyledi.....

- Olabilir. Ben ticari bir bağlantı adına bu durumu ahlaki bulmuyorum, böyle bir şeye de ihtimal vermek istemiyorum. Ama yakaladığımız reytingten birileri rahatsız olmuş olabilir. İşin üzücü yanı ise bu tür bir haberin basın tarafından 'aaa ne acayip bir şey buldum' mantığıyla araştırmadan sürmanşetlere taşınmasıdır. Bunu vicdanlara bırakıyorum. Çünkü iş vicdana kalırsa biliyorum ki bizi sevenlerin vicdanları bazılarının tirajının bin kat üstündedir. Öyle bir durumda vicdan tirajında boğulabilirler.

Onyargıları Baron'u bu noktaya getirdi

Tarikat iddialarının ardından Baron karakterini canlandıran Zafer Ergin'in diziden ayrıldığını açıklaması, Sınav'ı kızdırmış: Arkadaşlarını bile dinlemedi

Baron'un 'ben diziden ayrılıyorum' açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Kendisiyle telefonda konuştum. Maalesef önyargıların insanları getirdiği nokta bu. Gazeteye bakıp, hiçbir araştırma yapmadan kendisine uzatılan mikrofona 'Aaa ben bu karışık işlerin içinde olmam' demek olmaz. Dedim ki kendisine 'Sen yıllardır Kültür Bakanlığı'nın elemanısın. O gördüğün resim de senin hizmet ettiğin kurumun bir etkinliği sırasında çekilmiş. Ve sen hiçbir açıklamaya mahal bırakmadan böyle bir söz söylemişsin. Arkadaşlarını bile dinlemedin... Biliyor musun bu bir provokasyondur. Üstelik bu ülke ne çekiyorsa provokasyondan çekiyor. Ve sen bilmez misin ki 70'li yıllarda bu provokasyonlar yüzünden her gün bir arkadaşımızı kaybediyorduk.'

Ben hem Deli Yürek hem de Kurtlar Vadisi'ni sadece bu ülkenin adalet duygusunun gelişmesi için yaptım. İkincisi insanlarımızın provokasyonları okuma yeteneğini geliştirmek için çabaladım... Beni en kızdıran da Baron'un kalem kırma sahnesinin altına 'Kurtlar Vadisi'nin kalemini kırdı' şeklinde bir yazı yazılmasıydı. Yaratıcı yeteneğimin kötü bir amaç için kullanılması beni çok üzdü, bunlar küçük şeyler,  basit hesaplar.

ŞAŞMAZLAR'I TANIMAK GURUR VERİCİ

Siz Şaşmaz Ailesi'ni yakından tanıyor musunuz?

- Elbette tanıyorum. Üstelik tanımaktan da şeref duyuyorum. Bundan gocunacak bir şey yok ki.

Peki bu ayrılığın ardından Raci ve Necati Şaşmaz kardeşlerle aranızda bir küslük ve kırgınlık da olmadı öyle mi?

- Aynı durumu Kenan İmirzalıoğlu ile ayrıldığımda da yaşamıştım. Herkes hala merak eder, 'sen bir star yarattın ama onunla yollarını neden ayırdın?' diye. Kenan'la da aramda kötü bir şey yaşanmadı. O benim kardeşim. Birisiyle yollarını ayırmak demek, illa kötü bir nedene dayandırılmamalı. Ama konusu sadece para olanlar bunu anlamazlar. Ne yapalım işte bu da benim farkım.

KURTLAR VADİSİ GERÇEĞİ

'Burası Kurtlar Vadisi. Burada sevdiği için ölür insan, yaşamak için öldürür...' İşte bu sözlerle girdi hayatımıza Türkiye'nin kült dizisi Kurtlar Vadisi.... Bir daha da hiç çıkmadı. Her hafta artan bir heyecanla milyonlarca insanı içine alıp, maceradan maceraya sürükledi. Ülkenin karanlık ve puslu vadisinde dönen dolaplardan, kirli çıkar ilişkilerinden, masum insanlara kesilen haraçlardan haber verdi.

Bu yarı sanal, yarı gerçek imparatorluğun izleyicisiyle buluşmasını sağlayan kişi yapımcı ve yönetmen koltuklarının ikisine birden oturan Osman Sınav'dı. Ancak çektiği dizi gibi onun kafasından geçenler ve bağlantıları hep merak konusu oldu. Bazen çok gizli belgelere sahip olduğu, bazen de yarattığı hayal dünyasının kahramanlarının gerçek dünyadaki kişilikleri yansıttığı iddia edildi. O ise hep susmayı tercih etti...

Osman Sınav ilk kez yüzünü gölgeleyen sır perdesini araladı ve diziyle ilgili tüm merak edilenleri açıkladı.

Polat Baron'un oğlu mu?

Bundan sonra dizide ne olacak, mesela Baron ya da Aslan Bey ölecek mi?

- Artık işlerine hiç karışmayacağım. Onlar profesyonelce ne yapacaklarına karar verirler. Ama derler ki 'Usta biz burada tıkandık. Senin tecrüben de bizden fazla, gel yardımcı ol' o zaman görüşümü bildiririm...

Dizi Polat'ın Baron'un oğlu olduğu yolundaki bir ipucuyla tatile girdi. Baron ayrılırsa ipucu çöpe mi gidecek?

- Böyle bir yol yaratılıyorsa ordan bir şey çıkacak. Seyirci bazı şeyleri tahmin edebilir ama ne çıkacağını, olayın nereye gideceğini işin aslı ne ben ne de şu anki ekip biliyor. Sanırım dizinin geleceği yapılacak tatilin ardından ekibin bir araya gelip karar vermesiyle şekillenecek. Ama finaldeki düğüm boş yere atılmadı. Belki de açılması  30 bölüm sürer, bunu ben de bilemem.

Tasavvufla ben de ilgileniyorum

Sizin tasavvufa bakışınız nasıl, ne kadar ilgilisiniz?

- Kültür aidiyeti ile bir örgüt ya da oluşuma aidiyet ayrı şeylerdir. Bu ülkenin kültürünü seviyorum, çünkü bu toprakların çocuğuyum ben. Dolayısıyla aklım erdiği kadar yaptığım işlerde bundan insanları istifade ettirmeye çalışıyorum. Bunun yanlış bir tarafı var mı? Bu ülkeyi; bu kültürü yaratan insanlar kurmuş.

Hacı Bektaş-ı Veliler, Mevlanalar, Yunus Emreler kurmuş. Onları insanlara tanıtmamalı mıyım... Şimdi kaç kişi bilir Hacı Bektaş-ı Veli'nin Osmanlı'nın Yeniçerisi'ni kurduğunu. Bir köşeye oturmuş pinpirikli, sadece şiirler okuyan bir adam değildi ki... Ben böylesi bir deryanın zerresini ancak biliyorum.

İnanç konusuna gelince herkesin inancı kendinedir, en başta Müslümanlık insanın kişisel gelişimini sağlama ve güzel ahlaklanma seyridir. Bunun 'Siyasal İslam' diye yeni birtakım tanımlamalarla kirletilmemesi lazım. Kaldı ki biz Türkler tarih boyunca şeriat rejimiyle yöneltilmemişizdir.

Reytinglerin artacağını düşünüyorum

Neden tarikat haberleri dizinin ekrana veda ettiği günün hemen arkasında yayınlandı?

- Tabii öncesinde yayınlamazlar, çünkü reytingler o zaman yüzde 100 olurdu. Belli ki önceden hazırlanmış ama bekletilmiş bir haberdi. Bana 'dosya nereden geliyor?' diye soruyor medya, ama görüyorsunuz bana değil galiba başkalarına dosya geliyor.

Medyaya yansıyan haberler dizinin reytingini olumsuz yönde etkileyebilir mi?

-Bu asla olmaz. Hatta artırabilir. Çünkü haberin çıktığı gün Necati Bey Ankara Havaalanı'nda hayranlarının akına uğramış. Üstelik o izdihamda hayranları gazetenin üzerindeki fotoğrafına imza attırmışlar. O da imzalamış... Bizim izleyicimiz doğruyla yanlışı ayırabilir. Ve bu diziyi yürekten sevenler dış etkenlerden kolay kolay etkilenmez.