BIST 9.673
DOLAR 35,17
EURO 36,56
ALTIN 2.962,68
HABER /  GÜNCEL

Osman Durmuş'tan garip savunma

Peki gerçekten Osman Durmuş bürokrat kurbanı mı? Gelin Durmuş'un icraatlarına bakıp karar verelim..

Abone ol

Sağlık Bakanı Osman Durmuş’un kurucusu ve başkanı olduğu Türk Sağlık Eğitim Vakfı’nın (TÜRKSEV) senedinde, "Vakıf, kurucularının sosyal ve iktisadi durumlarını iyileştirmek amacıyla her türlü girişimlerde bulunur" ifadesinin yer aldığını herhalde bilmeyen kalmamıştır. Hukuki olarak bir suç oluşturmayan, ancak etik açıdan "skandal" olarak nitelendirilen bu ifade, basının olayın üzerine gitmesi ile birlikte yaklaşık 1.5 yıl sonra değiştirilebildi. Demek ki Durmuş bu ifadeyi boşuna koymamış. Bürokrasi çevrelerinde şaşkınlıkla karşılanan TÜRKSEV’le ilgili süreç şöyle gelişti: • Durmuş, Haziran 2000’de vakfı kurdu. Kurucular arasında, Durmuş’un yanı sıra Sağlık Bakanlığı bürokratları Haluk Tokuçoğlu, Güler Öz, Şakir Akça, Osman Müftüoğlu, Sefer Aycan, Hasan Tunç, Ergun Kasap, Bilal Ak gibi isimler yer aldı. • Bakanlık, hologramlı güvenlik bandını satma yetkisini de, bir genelgeyle TÜRKSEV’e verdi. Vakıf da hologramı piyasadan yalnızca İstanbul’daki Hologram A.Ş.’den satın aldı. Piyasada 14 bin lira olan hologram için 30 bin lira + KDV fiyatı tespit edildi. Böylece, yaklaşık 18 trilyon liralık bir pazarda vakıf tekel haline getirildi. Recep Akdağ’ın bakan olması ile bu rezalete son verildi. Bakanlığa ait termal oteli de vakfına devreden Durmuş’tan otel mahkeme kararıyla geri alınabildi. Şimdi suçladığı personel genel müdürlerinin hiçbiri kendisine, usulsüz işlemlerine dayanamadı. Durmuş'un Personel Genel Müdürlüğü'ne atadığı Hacı Çelik yine kendisi tarafından gönderilirken, onun arkasından Personel Genel Müdürlüğü'ne getirilen Kamil Serdaroğlu, "Bu şartlarda çalışamam" diyerek istifa etmişti. Arkasından müsteşar yardımcısı olarak atanan Serdaroğlu bu görevden de ayrılıp emekliliğini istemişti. Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un bazı uygulamalarını Danıştay'ın hukuka aykırı bulmasına karşın, Durmuş'un eğitim hastanelerinin şef ve şef yardımcılığı kadrolarına yaptığı 600 atama doktorların çalışma sistemini altüst etti. Aynı hastanede, aynı klinikte çalışan doktorlar, "O şef oldu da, ben niye olamadım?" diyerek birbirleriyle davalık oldu. Atama rezaletleri bununla da bitmiyor. Doktorların birbirlerine karşı açtığı davalarda en ilgi çekici olanı, Durmuş'la anlaşamayıp müsteşarlığı bırakan Haluk Tokuçoğlu'nun eşiyle ilgili olanı. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Şefliği'ne atananan Selma Akpınar Tokuçoğlu hakkında, aynı kadroya atanmak isteyen Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları Kliği'nde görevli Haluk Dervişoğlu dava açtı. Dervişoğlu açtığı davayı kazanıp, atamanın durdurulması için karar çıkartsa da Selma Tokuçoğlu'nu kadrosundan etmeyi başaramadı. Durmuş’un yakın arkadaşı ve müsteşarı Haluk Tokuçoğlu, çalışma arkadaşlarına yaptığı veda konuşmasında isyan ediyordu: ‘‘Köklü ve sarsılmaz sandığım dostlukların koltuk uğruna kağıt kuleler gibi yıkıldığını içim burkularak bu sürede gördüm. Dedikodunun, yalan ve iftiranın en iğrenç örneklerini yaşadım. Çıkar için makam ve mevki için insancıkların nasıl küçüldüklerine, nasıl iğrenç oyunlara kalkıştıklarına şahit oldum. Yakınlıkların ranta dönüştürülme çabalarını gördüm ve herşeyin bir sonu olduğu gibi bu görevlerin de bir sonu olduğunu hiçbir zaman aklımdan çıkarmadım. Artık Sağlık Bakanlığı'nda benim açımdan sağlıklı görev yapma imkanının kalmadığını gördüğüm için görevimden ayrılıyorum.’’ Kadere bakın ki Osman Durmuş daha düne kadar amiri olduğu ve kendisini “iğrenç oyunlara kalkışmakla” suçlayan Haluk Tokuçoğlu’nun dekan olduğu Gazi Tıp’ta çalışmayı içine sindirdi. Şimdi İnternethaber soruyor, bütün bu usulsüzlüklerin sorumlusu kim? Bunlar hakkında soruşturmalar başladı mı? Daha önce sorduğumuz bazı soruların cevabını hala Sağlık Bakanlığından alamadık. Kuşkusuz bu sorularda cevapsız kalacak.. Ancak İnternet Haber, bu olayın peşini bırakmayacağını daha önce de bildirmişti. Bu olayın peşini bırakmayacağımız gibi, önümüzdeki günlerde basında “Durmuş Şirketi” diye adlandırılan ve Bilgi İşlem Daire Başkanı Suat Duranay ve bakanlığa ait bir derneğin ortak olduğu şirketi de gündeme getirecek..