BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Ortada yanlış varsa karşılığı olacaktır!

Sağlık Bakanı Akdağ, Hacettepe'de ölümle sonuçlanan çift kol ve çift bacak nakli operasyonunu değerlendirdi...

Abone ol

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Hacettepe Üniversitesi'nde ölümle sonuçlanan 'çift kol ve çift bacak' nakliyle ilgili olarak, 'Alınan olumsuz sonuçlar vericilerin, organ nakli bekleyen hastaların ve doktorların hevesini kırmasın' dedi. Türkiye'deki organ ve doku nakillerini 6 aylık periyotlarla yılda iki kez inceleyen Sağlık Bakanlığı'na bağlı Kompozit Doku Nakli Komisyonu'nun, son nakillerde ortaya çıkan gelişmeler üzerine öne çekilerek dün hemen toplandığını hatırlatan Akdağ, toplantıya bu kez etik, hukuk ve psikoloji uzmanlarının da eklendiğini söyledi. 

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde geçen hafta cuma günü 27 yaşındaki Şevket Çavdar'a çift kol ve çift bacak nakli yapılmış, ancak gelişen riskler sonucu, uzuvların teker teker çıkartılması da, Çavdar'ı kurtaramamıştı. 

İKİ ÜNİVERSİTE ARASINDA REKABET YOK

Bu sonuca Akdeniz ve Hacettepe Üniversitesi arasındaki rekabet neden oldu iddiaları doğru değil. İki üniversite arasında rekabet olduğuna dair bir delil yok. Operasyonlara üniversitelerdeki etik kurullar izin veriyor. OLUMSUZ SONUÇ POLEMİK KONUSU OLMAMALI: Hacettepe Üniversitesi'ndeki olumsuz sonuç bağışçıların, organ bekleyenlerin ve doktorların heveslerini kırmasın. Alınan olumsuz sonuç polemik konusu olarak gündeme getirilmemeli. 

KOMİSYON SON NAKİLLERİ İNCELEYECEK

Nakil operasyonu geçiren Şevket Çavdar'ın yaşamını yitirmesi üzerine Bakanlığımızın Kompozit Doku Nakil Komisyonu'nu daha erken topladık. Komisyon tek toplantıyla karar vermeyecek, dosyaları incelemeye alacak. Komisyonda çeşitli alanlardan insanlar, etik uzmanları, psikoloji ve hukukçular katılacak. Son yaşananlar dolayısıyla komisyonu biraz genişlettik. Komisyon Akdeniz ve Hacettepe'deki operasyonlara ilişkin dosyaları inceleyecek. Bir yanlış yapılmışsa mutlaka karşılığı olacak.

İLK OLMASI BAŞARISIZ OLACAĞI ANLAMINA GELMEZ

Yüz, kol ve bacak nakilleri klasik tedavi yöntemleri değil, yeni tedavi yöntemleri. Çift kol, bacak naklinin dünyada ilk olması, başarısız olacağımız anlamına gelmez. Türk doktorları birçok ilki gerçekleştirecek mesleki birikime sahipler. Türkiye'deki üniversiteleri endikasyonu olmak kaydıyla dünyada ilkleri gerçekleştirmiş durumda. Bu konuda bizim diğer ülkelerden bir farkımız yok.


Her iki doktor da komisyona konuştu

AKDENİZ ve Hacettepe üniversitelerinde yapılan yüz ile kol ve bacak nakilleri, Kompozit Doku Nakli Bilimsel Danışma Kurulu'nda değerlendiriliyor. Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada,  kurulun ilk toplantısında Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Ömer Özkan ve Hacettepe Üniversitesi'nden Doç. Serdar Nasır, nakilleri anlatarak bilgi verdi. Bilimsel Danışma Komisyonu ayrıntılı bir rapor hazırlayarak kurula sunacak. Komisyon üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nesli Çobanoğlu, ''Ülkemiz için önemli kararlar alındı. Başarılı nakillerimiz sürecek. Ama endikasyona ve etik ilkelere uygun olarak sürecek'' diye konuştu.

PROF. ÖZKAN: ARAMIZDA BİLİMSEL YARIŞ VAR

Türkiye'de ilk yüz naklini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ömer Özkan, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Serdar Nazif Nasır'la aralarında bilimselliğin dışında bir rekabet  olmadığına dikkati çekerek, şunları söyledi: 'Bilimsel bir yarış olabilir. Ama inanın onların hiçbiri yok. Asla yok. Onların hepsi bizim arkadaşımız. Çok değerli arkadaşımız. Benim yıllardır görüştüğüm arkadaşım. sizlerin tuzağına düşüyoruz maalesef. Onların en az bizim kadar başarılı olmasından, hatta bizden başarılı olmasından en çok mutlu olacak kişi de benim.'

TEDAVİ EDİLMEYEN HEMEN 184'Ü ARASIN

TÜM özel hastaneler acil vakalarda hastaya bakmak zorunda. Acil olduğu halde tedavi edilmeyen hasta 184'e başvurabilir. Bununla ilgili 10 tane özel hastaneye geçici kapatma cezası verildi. Vatandaş hakkını iyi takip etmeli. Burada kriter, acile başvuran hastanın durumunun gerçekten acil olup olmadığı. Eğer durum gerçekten acilse, hastane SGK ile anlaşması olmasa da hastaya bakmak zorunda. Hasta kimi zaman durumunun acil olup olmadığını anlayamayabiliyor. Kanamalı bir hasta, kalp krizi, kaza, felç gibi riskli acil durumlarda, hastaneler bu hastalara ücret almadan müdahale etmek zorunda. Eğer o an, o hastalıkla ilgili uzmanı bulunmuyorsa, 112 aracılığı ile hastayı yönlendirecek ve ambulans gelene kadar hastaya sahip çıkacak. Vatandaşlarımız acil vakalıda hangi hastaneye giderse gitsin, ücret talep edilmez. Kişinin sigortası yoksa yoksul olduğunu beyan eder. Hastane de valilik ya da belediyeye kişinin durumunu yazar.

NOBEL ALAN DOKTORU ALTINA BOĞARIM

TÜRKİYE'deki performans sistemi dünyaya örnek oldu. Yurtdışında bize, bu sistemi nasıl kurduğumuzu soruyorlar. Her sistemde olduğu gibi, performans sisteminin de iyileştirilmesi gereken tarafları olabilir. Düzeltmek için çalışıyoruz. Ama performansa bağlı olmadan, her doktora hem yüksek hem de sabit maaş vermek de haksızlık olur. Bazı üniversitelerin, personeline ek ödeme dağıtımında sorunlar olduğunu duyuyoruz. Ek ödeme dağıtımında yaşanan sıkıntılar da Bakanlığımıza mal ediliyor. Özellikle Tabipler Birliği, sanki doktorlar fazladan ek ödeme almak için gereksiz işlem yapıyormuş gibi bir kampanya yürütüyor. Tabipleri Birliği doktorları incitmemeli. Geçtiğimiz günlerde Nobel ödülü kazanan bir hekimin alacağı performans ödemesinin 140 TL olduğu söylendi. Ben olsam Nobel alan bir doktoru altına boğarım.

DİLOVASI'NDAKİ VAKALARI İZLİYORUZ

KOCAELİ'nin Dilovası İlçesi'ndeki kanser vakalarıyla ilgili coğrafi tabanlı bilimsel bir araştırma yürütüyoruz. Bu yıl içerisinde önemli bilgiler edineceğiz. Kocaeli Üniversitesi'nden bir bilimadamı, yayınlara da konu olan araştırmalar yapmış, ancak Bakanlık olarak istediğimizde bize bu araştırmaları göndermemişti. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da ciddi çalışmaları var. Çevre Bakanlığı özellikle baca gazları konusunda işi sıkı tutuyor. Biz de bölgede kanserin dışında KOAH ve ağır metale bağlı diğer hastalıkların boyutuna ilişkin çalışmaları da yürütüyoruz. Bir bölgede fabrikaların çok olması halk sağlığını tehdit edeceği anlamına gelmez. Atık gaz ve sıvıların canlılarla temasının önlenmesi lazım.