Eylül ayında bağımsız devlet ilan etmeye hazırlanan Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas'ı bu fikirden caydırmak için pek çok cepheden diplomatik çabalar sürdürülüyor.
Abone olEylül ayında bağımsız devlet ilan etmeye hazırlanan Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas'ı bu fikirden caydırmak için pek çok cepheden diplomatik çabalar sürdürülüyor.
Bölgedeki yetkililerle 'kayıt dışı' olarak yaptığım görüşmeler, Filistinlilerle İsrail arasındaki barış görüşmelerinin zehirli bir atmosferde sürdürüldüğüne işaret ediyor.
"Biz tanınmak istiyoruz. Fakat sanki birdenbire devlet ilan edecekmişiz gibi yanlış bir dil kullanılıyor" diyor Filistinli bir yetkili. "Birleşmiş Milletler'den Filistin devletinin tanınmasını isteyeceğiz, çok taraflı bir anlaşma istiyoruz, 1988'de yaptığımız gibi tek taraflı devlet ilan etme yoluna gitmiyoruz."
Yetkili ayrıca, "Uluslararası hukuk bağlamında, Doğu Kudüs'ün de dahil olduğu 1967 öncesi sınırlarında, uluslararası topluluğun bir parçası olarak hakkımızı arayabileceğimiz mekanizmalara erişim hakkı" istediklerini de söylüyor.
Gözlemciler sonbaharda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Filistin'le ilgili bir oylama yapıldığı taktirde, kurulun üçte ikisinin Filistin devletini tanıyacağı görüşünde.
Güvenlik Konseyi onayı
Ancak bir devletin BM'ye üyeliğinin kabul edilebilmesi için BM Güvenlik Konseyi'nden onay alması gerekiyor ve yaygın kanı Amerikalıların bunu veto edeceği yönünde.
Fransa Filistinli tanımaya sıcak baksa da kararsızlığını sürdürüyor. İngiltere ise, oyunun rengini son ana kadar açıklamama konusunda kararlı görünüyor.
Almanya, kurulacak Filistin devletini tanımayı şimdilik reddeden devletler tarafında.
Filistinlilere verilecek destek çözümün nasıl yazıya döküleceğine bağlı olarak değişebilir.
İsrail hükümeti BM oylamasını 'blöf' olarak değerlendiriyor.
Batı Şeria'da görüştüğüm İsrailli komutanlar Eylül'den sonra soruna siyasi bir çözüm bulunamaması halinde, durumun yavaş yavaş kötüye gideceğinden endişe ettiklerini belirtiyorlar.
Gözlemciler, Amerikan başkanı Barack Obama'nın Mayıs ayında yaptığı Ortadoğu konuşmasında 1967 sınırlarına dayanan bir çözümü desteklemesinin, çözümü kolaylaştırmadığını ve İsrailli yetkililerin bunu bir 'tuzak' olarak değerlendirdiklerini belirtiyorlar.