BIST 9.721
DOLAR 35,22
EURO 36,82
ALTIN 2.978,86
HABER /  GÜNCEL

Orman yangınlarına ilişkin çarpıcı sözler: 10 günlük raporları incelemişler

Eski Orman Genel Müdürü Abdurrahman Sağkaya, orman yangınlarına ilişkin çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sağkaya, yangınların bilinçli ve planlı şekilde çıkarıldığına dikkat çekerek, "On günlük meteoroloji raporlarını incelemişler" dedi.

Abone ol

Türkiye'deki orman yangınları 10'uncu gününe girerken yangınları söndürmek için birçok noktada mücadele devam ediyor.

Farklı yerlerde aynı eş zamanlı çıkan yangınlar akıllara sabotaj ihtimalini getirirken eski Orman Genel Müdürü Abdurrahman Sağkaya, dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Yangınları terör örgütleriyle bağlantılı kundakçılarının gerçekleştirdiğini söyleyen Abdurrahman Sağkaya, "Kundakçılar maşa, bu işin arkasında üst akıl var" dedi.

"Hava raporları incelenmiş"

Sağkaya, şunları söyledi:

"Orman yangınları kesinlikle bir kundaklamadır, normal bir olay değil. Ancak bu olay 10 günlük hava tahmin raporuna bakılarak yapılmış bir kundaklama. Rüzgarın yönü ve hangi günler çok olacağı, nemin miktarı, yağmurun yağıp yağmayacağı veya sıcaklığın yüksek olacağı önceden incelenmiş. Üst akıl tüm bunları hesaplayıp bu yangınları öyle çıkardı.

"Bilinçli ve planlı çıkarıldı"

İstatistiklere bakıldığında son 100 yılda Türkiye'de hiç bu kadar büyük çaplı bir yangın çıkmadı. İtalya, İspanya, Yunanistan gibi Akdeniz kuşağındaki ülkelerle karşılaştırdığımızda yangın bölgelerinde Türkiye'nin bu ülkelere arasında en başarılı ülke olduğunu görürsünüz. Yanan alan olarak bunlardan çok daha az yanan alanımız var. Ortalama her yıl yangın oranımız 10 bin hektar. Bunu normal sayarız. Çok kurak, çok kötü hava halleri olduğunda bile son 50-60 yılda 30 bin hektarı geçmedi. Ama bu defa çok bilinçli ve planlı bir şekilde yapıldığı açıkça görünüyor ki 100 binlerce hektarı bulmuş vaziyette.

"Yangın karadan söndürülür"

Orman yangınları havadan sönmez, karada söner. Havadan yapılan müdahaleler yangınların sönmesini kolaylaştırır. Bu nedenle orman teşkilatımızın binin üzerinde arazörü ve 15 bin orman işçisi bulunuyor. Bunlar anında karadan orman yangınlarına müdahale ederler. Bu bakımdan orman teşkilatı güçlü ve yeterlidir. Ancak bu defaki yangınlar çok farklı.

"Helikopter daha etkili"

1986 yılında yangınlarda kullanılmak üzere ilk defa biz altı adet helikopter aldık. 'Helikopter mi daha etkili yoksa uçak mı?' diye günlerce, aylarca tartıştık. Sonra helikopterin her bakımdan uçağa nazaran çok daha etkili olduğu kararına vardık. Çünkü helikopter her yerden (göller, suni göl) su alabilir. Uçaklara göre daha çok sorti yapabilir. Uçağa nazaran üç beş kat daha hızlı hareket eder. Helikopterle tatlı su atabiliriz ama uçakla sadece tuzlu su atabilir. Bunda da yangın bittikten sonra ormanları gençleştirme, fidanlamada sıkıntılar olabilir. Bir diğer husus ise helikopterle yangının gözü dediğimiz merkeze su atmak gerektiğinde iki buçuk ton suyu o noktaya boşaltabiliriz. Uçak ile bunu da yapamazsınız. Uçak havada duramaz, gitmek zorunda. Aynı yere boşaltmanız mümkün değil. Ayrıca uçak kendini emniyete almak için daha yüksekten uçar. Helikopterle daha aşağıdan, yangına daha yakın mesafeden su atarsınız ve havada buharlaşma daha az olur.

"THK zorla uçak kiralıyordu"

Türk Hava Kurumunun (THK) elindeki uçakların üretimi (CL-215) 1990 yılında durduruldu. Üretimleri durulduğu için hurdaya çıktı. THK bu uçakları zaten İtalya'dan hurda fiyatına aldı. THK almasaydı İtalyanlar bunu çöpe atacaktı. THK'nin uçakları şu anda antika haline geldi. THK ayrıca daha önce 10-15 adet Dromader uçakları vardı. Bu uçaklar 20 metreden 1 ton su atardı ama yangına temas etmeden buharlaşırdı. THK elindeki birçok hurda uçağı bize zorla kiralamak isterdi. Ama bakın ne oldu THK'ye: 2013'te THK'nin başkanı ve beş yönetim kurulu üyesi yolsuzluktan içeriye girdi. Bugün 1 buçuk milyar lira borçları var. İflas etmiş bir kuruluş yangın söndürmeye davet edilmez."

(TÜRKİYE GAZETESİ)