BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Orhan Pamuk'a hodri meydan

Orhan Pamuk'un soykırımı ile ilgili görüşlerini kabul edilemez bulan Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aydın Candabakoğlu, romancıya 'hodrimeydan' dedi.

Abone ol

Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aydın Candabakoğlu, Orhan Pamuk'un yabancı bir gazeteciye verdiği mülakatın gerçekleri yansıtmadığını söyledi. diyen Candabakolğu, ünlü romancıyı iddialarını ispat etmeye çağırdı:

- ROMAN yazarı Orhan Pamuk'un hem "tarihçi", hem de "istatistikçi" yönünü düne kadar bilmiyorduk.

Türk ve dünya kamuoyu onu, "hayal ürünü" romanlarıyla tanıdı. Gerçi onunla ilgili ciddi intihal (başka yazarlardan aşırma) iddiaları da yakın zaman sürecinde gündeme geldi ama "yakışıklılığına hürmeten olsa gerek" üzerinde fazla durulmadı.

Belki bir diğer neden de, hazır dünya çapında üne sahip bir romancımız oluşturulmuşken, üstad Yaşar Kemal'le bir türlü ulaşamadığımız NOBEL'e, bir ihtimal Orhan Pamuk sayesinde kavuşuruz düşüncesiyle sessiz kalınmış da olabilir.

Her neyse, bu ünü Türkiye sınırlarını aşan romancımız, İsviçre'de yayınlanan Tagesanzeiger'in "Das Magazin" ilavesine konuşmuş.

Sohbetin konusu, Pamuk'un "Kar" adlı romanı. Muhabir soruyor, Pamuk kızıyor. Pamuk, hem Türk olmakla gurur duyan yazarlara öfke saçıyor, hem soruları yönelten İsviçreli gazeteciye. "Bu söyleşide, kendimi Avrupalı değil, bir Türk gazetecinin karşısında oturuyor gibi hissettim" diyor.

Tam bir saygısızlık, aklınca Türk gazetecileri aşağılıyor.

İsviçreli gazeteci, bu çıkış karşısında inceden dalgasını geçiyor:
"Ben Türk'e benziyor muyum?"
Tabii kastettiği fiziki benzerlik. Cevaba bakın lütfen:
"Hayır ama bu ülkede iki-üç yıl önce yeniden hortlayan milliyetçiler gibi konuşuyorsunuz."
Anlaşıldı...

Türk'ü sevmeyen, milliyetçileri neden sevsin?
Pamuk, milliyetçileri de sevmiyor.

*

ORHAN Pamuk, "Milliyetçiler benden nefret ediyor" diyor. Milliyetçilerin kendisinden nefret ettiği paranoyasına nasıl düşmüş bilemeyiz. Ama röportajının devamında ortaya attığı şu çok iddialı, ancak hiçbir bilimsel ve temeli bulunmayan talihsiz açıklamasından sonra, "aydın" kimliğinin sorgulanacağını bilmesi gerekir.

Gerçek aydınlar "mide-i kübra"dan atmazlar. Muhakkak bir dayanaklarının olması gerekir. "Türkiye'de 30 bin Kürt, 1 milyon Ermeni öldürüldü" diyorsa bir aydın, bununla ilgili elinde mutlaka belge, somut bilgi ya da veri var demektir.
Pamuk'un dudak büktüğü biz Türk gazeteciler, aydın olmanın gereği olarak bunun böyle olması gerektiğini düşünüyoruz.

Onun için ondan, şu cinayetlerin belgelerini bekliyoruz. 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni rakamına nasıl ulaştığını kamuoyu ile paylaşmasını rica ediyoruz.

Bu sonuca nasıl ulaştığını mutlaka açıklığa kavuşturmalı. İddiasını roman üslubuyla değil, bir aydın olarak aydınlığa kavuşturmalı.

Romanların konusu hayaldir, romanlardaki cinayetler veya katliamlar da hayali olabilir. Ama sosyal olaylara, tarihe; hayali yakıştırmalar yapılamaz. Hele hele toplumu kin ve düşmanlığa sevk edebilecek hayali rakam ve iddialar ortaya atmak, bırakın aydın yazar kimliğine, Türkiyeli yazar kimliğine, dünyalı yazar kimliğine, insanlığa sığmaz....

*

SAKARYA Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alaeddin Yalçınkaya, bu iddiasının ardından, yazar Pamuk'un "şöhretinden" yararlanılmasını öneriyor.

İlginç geldi bana, birlikte okuyalım:

"1920'lerde 20 bin kişiden başlamışken bir buçuk milyon, iki milyon, üç milyon, hatta beş milyon Ermeni'nin Türkler tarafından katledildiği şimdiye kadar söyleniyordu. Orhan Pamuk ise biraz orta yolu tuttuğunu zannederek, bir milyon rakamını telaffuz etti.

1. Öncelikle bu bir milyon rakamını neye dayandırdığını medya aracılığı ile soralım ve cevabını ısrarla bekleyelim.

2. Başta Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü olmak üzere, konu ile ilgili kamu kurumları ve özel kuruluşlar, en üst düzeyden yazarı davet edip, yanına iki uzman vererek arşivlerden, yayınlanmış, çeşitli dillere çevrilmiş belgelerden istediklerini inceleme ve değerlendirme fırsatını sunalım.

3. Bu inceleme esnasında sadece Ermeniler'in yeniden iskanı ve yol güzergah programları hakkındaki belgeleri değil, fakat 1914'ten önceki yıllara ait istatistik raporları ve istatistik idaresinin yöneticileri ve özellikleri ile ilgili bilgilere ulaşmasını sağlayalım ve iftiracıların bu temel konudaki cehaletlerinin farkına varmalarına yardımcı olalım.

4. Muhtemelen bir aşamadan sonra Orhan Pamuk kendi arşivlerimize güvenmediğini ileri sürecek, bu durumda Türk Tarih Kurumu'nun en üst derecede uzman kadrosu ve konu ile ilgili İngiltere, Fransa, ABD, Rusya, Almanya ve diğer ilgili ülke arşivlerindeki tartışmasız belgelere ulaşmasını sağlayalım.

5. En azından yazara ulaşan bir gazeteci, Malta sürgünlerinin sebebini sorsun ve sürgünleri yargılayan mahkemenin beraat kararında nelerden bahsedildiğini, yazarın bundan haberi olup olmadığını açıklamasını istesin.

6. Yazara ulaşabilen gazeteci, 20. Yüzyıl başından itibaren 1920'lere kadar gerek Osmanlı gerekse diğer ülkelerdeki Ermeni nüfusunu sorsun. Yeniden iskan kararından sonra Ermenistan, Fransa, ABD ve diğer ülkelerde birden bire ortaya çıkan Ermeni nüfusunun kaynağını açıklama talebinde bulunsun."

EVET...

Orhan Pamuk, iddiasını neye dayandırdığını açıklamak zorundadır. Çünkü bu bir roman değil. Hele bilim-kurgu hiç değil. Hodri meydan...

NOKTA: Aydın insan, pamuk ipliğine bağlı
iddialar öne sürmemeli.

Yazı: Aydın Candabakoğlu
Kaynak: