BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Örgüt mü yönetti kanunu mu uyguladı?

22 Temmuz Sahur operasyonunun ardından tutuklanan eski İstihbarat Müdürü Ali Fuat Yılmazer, suçlamalara tek tek cevap verdi.

Abone ol

Örgüt kurdu mu?. Kendilerine operasyon yapan müdürlerin sicili nasıl?.. Kadir Mısıroğlu'nu İBDA-C terör örgütü dosyasında neden dinlediler?.. Ve bir sürü soru...

İstanbul Emniyet Müdürlüğü eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, hakkındaki suçlamalara Nazlı Ilıcak'a gönderdiği savunmasıyla cevap verdi. İşte Nazlı Ilıcak'ın köşesinde yayınlanan Yılmazer'in ilginç ve çarpıcı savunması:

NİYE A. İLHAN GÜLER İNCELENİP KARŞILAŞTIRILMIYOR?

"Özellikle şahsımı hedef alarak belirli bir dönemi inceliyorsunuz. Hiç değilse objektiflik adına, benden önceki dönemi de dahil edip, iki farklı dönem arasındaki uygulamaları kıyas etmelisiniz. Benden önceki Ahmet İlhan Güler’in İstihbarat Şube Müdürlüğü döneminde, sözde usulsüz kabul ettiğiniz bu uygulamalardan fazlasıyla mevcut olduğu gibi, çok daha ağır ve kasti istismar konusu hususlar mevcuttur. Bizzat Ahmet İlhan Güler, sistemdeki telefon kayıtlarının kopyasını, kişisel amaçlı olarak kullanmış, boşanmakta olan bir ailede, karının kocasını aldattığının delili olarak, kocanın istifadesine sunmuştur. Bu konuda hem adli hem de idari soruşturma geçirmiş ama konu kapanmıştır." 

OPERASYONU YAPAN MÜDÜR NEDEN İSTİHBARATTAN ATILDI?

"Bize karşı adli soruşturmayı yürütmekle görevli Organize Şube Müdürü Ömer Burak Aktaş, 2007 yılında, İstihbarat Şube’de görevliyken, sistemdeki telefon kayıtlarını usulsüz bir şekilde İsrail hava yolu şirketi El-Al’in Türkiye Genel Müdürü’ne verdiğinin tespiti üzerine, hakkında resmi işlem yapılmış ve İstihbarat branşından çıkarılmıştır.
 
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN, İLHAN SELÇUK GERÇEK İSMİYLE DİNLENDİ

"Eksik ya da yanlış bilgiye dayalı diye takdim edilen dinlemeler, istihbari dinlemenin doğası gereği, normal ve yaygın bir durumdur. Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, Milletvekili Sadık Yakut ve daha sonra hakkında adli işlem yapılan, kamuoyunca çok tanınan İlhan Selçuk vs. gibi şöhretli insanlar gerçek ismiyle karar alınarak dinlenmişken, niye bazı kişiler hakkında hâkimi yanıltma ihtiyacı hissedelim? Bu iddia mantıklı mı? Usulsüz diye takdim edilen dinleme sayısı, benim dönemimde sadece 57 kişi. Büyük çoğunluğu polis memuru ve sade vatandaşlar. Bu dinlemelerin hepsi imha edilmiş, hiçbirine yönelik amaç dışı ve mağduriyetlerine sebebiyet verecek bir girişim gerçekleşmemiş."

ÖRGÜT FAALİYETİ Mİ YAPTILAR?

Ali Fuat Yılmazer, haklarında örgüt suçlaması yapılmasıyla ilgili de çarpıcı bir savunma yaptı. İşte o suçlamalar ve cevapları:

MÜFETTİŞ DEĞİL HAKİM KARAR VERİR?

1) Dinleme gerekçelerinin gerekçelerin yetersiz olduğuna nasıl karar verdiniz? Bu gerekçelerin uygun olup olmadığının takdir yetkisi bir müfettişe ait değildir. Yasaya göre hâkimin yetkisi dahilindedir. Yetkili hâkimin imzaladığı bir karar hakkında, müfettişin değerlendirme yapması, hâkimin takdir hakkına müdahaledir.

DAİRE BAŞKANLIĞI ONAYI ALMADAN DİNLENEMEZ!

2) Talep yazıları kanuna göre öncelikli olarak İstihbarat Daire Başkanlığı’na (İDB) bildirilir. İDB’de, hukuki ve teknik yönden TEKOP Şube Müdürlüğü’nce, örgütsel yönden de ilgili Haber Alma Şube Müdürlüğü’nce incelenir, uygun görüş alınır. İDB’nin onayı olmadan bu dinlemeler işleme konulamaz.

NEYE GÖRE 'YETERLİ GEREKÇE OLMAKSIZIN' DENİLİYOR?

3) Hâkimden karar aldıktan sonra, ilâve bir denetim mekanizması mevcuttur. Bu kararlar Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) yollanır. TİB Hukuk Kurulu’nca denetlenir; uygun görüş verilmesiyle ancak dinleme faaliyeti gerçekleşebilir. Bütün bu denetim mekanizmalarından geçen ve uygulamaya dönüşen bir dinlemeye, neye dayanarak “yeterli gerekçe olmaksızın” diyebiliyorsunuz?

KADİR MISIROĞLU'NUN DİNLENMESİ...

4) Bir örnek vermek gerekirse, Kadir Mısırlıoğlu’yla ilgili olarak, “Şahsın İBDA-C örgütü kapsamında faaliyet gösterdiği ya da örgüt mensuplarıyla irtibatlı olduğuna dair ihbar ya da resmi yazışma yok” diyorsunuz. Olayı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135’inci maddesi kapsamında (adli dinleme kapsamında) ele aldığınız ortada. Bizim yaptığımız istihbari dinlemedir. Raporunuzun hiçbir yerinde İLNOT ve MERNOT tabirine rastlamadım. Teknik çalışmalara esas yazışmalar, İstihbarat birimleri arasında İLNOT ve MERNOT adı altında özel bir yazışma sistematiği ile işlem görür ve diğer dinleme kayıtlarıyla birlikte bu notlar da imha edilir. Yani, dinlemelere esas oluşturabilecek gerekçeler, İLNOT ve MERNOT yazışmalarıdır; dinlemelerin sona ermesinin akabinde ses kayıtlarıyla birlikte imha edilmiştir. İstihbarat Daire Başkanlığı da 10 Mayıs 2013’te yeni bir sisteme geçip, eski verileri silindiğine göre, “yeterli gerekçe olmaksızın” teşhisini nasıl koyabiliyorsunuz?

AYNI SİSTEMATİĞİN KULLANILMASI SAKIN YASA GEREĞİ OLMASIN 

5) Örgüt suçlaması için, “Aynı sistematikle usulsüz dinleme yapılmış” diyorsunuz. “Aynı sistematiğin kullanılması”, sakın yasa öyle emrettiği için olmasın! Önleme dinlemesi Polis Vazife Selahiyeti Kanunu’nun ek 7’nci maddesinde, açıkça gösterilen kapsamda ancak yapılabilir. Sadece a) Terör örgütü, b) Organize suç, c) Uyuşturucu madde kaçakçılığı faaliyetlerinin önlenmesi kastıyla gerçekleşir; başka herhangi bir gerekçe kullanamazsınız.