Avrupa Birliği savcıları, bir uluslararası organ kaçakçılığı ağıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle yedi kişi hakkında dava açtı.
Abone olAB Savcısı Jonathan Ratel “organize suç örgütü”nün insanları “organlarını alıp başkalarına transfer etmek” amacıyla Kosova’ya kaçırdığını belirtti. Belgelerde ayrıca soruşturmanın 2008 yılında 20 kadar yabancının “para vaadiyle kandırıldığı”nı ortaya koyduğu da ifade edildi.
Ratel dava tutanağında, “Bu kurbanlar başka ülkelerden toplanıp, böbrekleri karşılığında para ödeneceği vaadiyle Priştina Havaalanı’na getirildi” dedi. Kurbanların her birine 14 bin 500 euro civarında para sözü verildiği, böbrekleri alacak kişilerin ise 80 bin ile 100 bin euro arasında ödeme yapmalarının beklendiği ifade edildi.
AP’nin ele geçirdiği belgelere göre, şebekenin kurbanları Moldova, Kazakistan, Rusya ve Türkiye’de “çok zor ekonomik koşullarda” yaşıyor. Dava kapsamında eski bir üst düzey Sağlık Bakanlığı çalışanı olan İlir Rrecaj dahil beş Kosovalının beş farklı suçla yargılanmasının istendiği ifade edildi. Bu suçlar insan kaçakçılığından yasadışı tıbbi faaliyetlere ve görevi kötüye kullanmaya kadar değiştiği ancak davalıların hiçbirinin tutuklu olmadığı belirtildi.
TÜRK ÜYEYİ İNTERPOL DE ARIYOR
Örgüt bünyesindeki iki ismin (Türk doktor Yusuf S. ve İsrail vatandaşı Moşe Harel) İnterpol tarafından arandığı, Sönmez’in hakkında Türkiye dahil birçok ülkede insan kaçakçılığı ve organ kaçakçılığı gibi suçlarla ilgili hukuki işlemlerin sürdüğü ifade edildi.
Savcılar, beş kişiden biri olan Kosovalı cerrah Lütfi Dervişi’nin S. ve Harel’le birlikte şebekenin lideri olarak hareket ettiğini, Dervişi’nin 2006 yılında İstanbul’da yapılan bir tıp konferansına katılıp organ transferi yapabilecek birini aradığını ve S’nin altı ay sonra kendisini aradığını belirtti.
Dervişi ve S.’nin operasyonları başkent Priştina’da bulunan ve Dervişi’nin oğlu Arban Dervişi tarafından yönetilen “Medicus” isimli özel bir klinikte gerçekleştirdiği belirtildi. Abran Dervişi’nin de davalılar arasında olduğu ifade edildi. Harel’in “kurbanların bulunması, temasa geçilmesi ve ülkeye getirilmesi”nden sorumlu olduğu ve “elektronik para transferi yoluyla ödemelerin yapılmasını sağladığı” da ifade edildi. Hakkında dava açılan diğer iki kişinin ise Doktor Sokol Hajdini ve Doktor Driton Jilta olduğu belirtildi.
SAVAŞ DÖNEMİYLE İLGİLİ OLDUĞU İDDİA EDİLDİ
Müfettişlerin soruşturmanın ilk dönemlerine denk gelen 2008 yılında kliniği kapattığı polisin de bir Türk’ün böbreğini bir İsrailliye sattığı şüphesi üzerine baskınlar düzenlediği ifade edildi. Baskınlardan sonra Rrecaj hükümetteki görevinden kovuldu. Şüpheliler ise 2008’de tutuklandı ve haklarındaki tüm iddiaları reddetti.
Baskından kısa bir süre sonra, Belgrad gazetesi Blic, Dervişi’nin Kosova Kurtuluş Ordusu’nun üyelerinin Sırp sivilleri kaçırıp öldürerek organlarını çaldığı iddialarıyla bağlantılı olduğunu öne sürdü.
Organ ticareti iddiaları, Birleşmiş Milletler Savaş Suçları Mahkemesi Yargıvı Carla Del Ponte’nin yazdığı bir kitaptan kaynaklanıyor. Ancak daha sonraki dönemde yapılan soruşturmalar del Ponte’nin iddialarını desteklemedi.
Öte yandan AP’nin elindeki belgelerde kaçakçılık kurbanlarının henüz sorgulanmadığı ve para alıp almadıklarının belli olmadığı ifade edildi.
Davanın hassasiyeti dolayısıyla adlarının açıklanmasını istemeyen AB yetkililerine göre dava ilk olarak yerel bir mahkemede açıldı. Yetkililer savcıların şüpheli listesini genişletebileceğini, bu ay sonunda bir duruşma yapılacağını belirtti.
Associated Press'in geçtiği "Kosovo probes organ trafficking" başlıklı haberden derlenmiştir.