BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Oray Eğini kim durduracak

Oray Eğin onu da sinir hastası etti. Erol Büyükburç'u bile delirtti. İnci Çayır neden programı bıraktığını açıkladı.

Abone ol

"Şarkı söylemek lazım" yarışmsının yüri üyesiydi. Oray Eğin'in kışkırtıcı, sivri dilli, sınır tanımayan eleştirilerine dayanmadı ve programı terketti. Hürriyet'ten Ayşe Arman İnc Çayırlı ile konuştu.

Sizinle tartışmaya başladığı zaman aklınızdan neler geçti?

- Herkes herkesle tartışabilir, bu konuda söyleyecek sözüm yok. Ama tartışmanın da bir adabı vardır. Düşünsenize, benim torunumdan bile küçük. Benim yetiştiğim dünyada kural şudur: İnsanlar birbirlerini sevmek zorunda değiller ama birbirlerini saymak zorundalar. Torununuzdan bile küçük biri, elleri cebinde, laubali bir biçimde önünüzden geçerse, siz ne yaparsınız? Vermez misiniz notunuzu? Saygısızlığın mazereti olmaz.

Peki, hiç aklınızdan, "Tamam çocuk saygısız ama doğru söylüyor!" diye bir şey geçmedi mi?

- Eğrileri doğrularını azalttı. Sonunda da yok etti...

Bir an geldi, fark ettiniz ki dilinin kemiği yok. Neden tartışmaya girdiniz?

- Çünkü herkesin kendine ait değerleri var. Ben sevdiğim, saydığım insanlara, Münir Nurettin Selçuk hocalara dil uzatılmasına müsaade etmem. Kimsenin haddi değildir. "Amma ciddiye alıyorsunuz. Bütün bunlar bir oyun. Alt tarafı bir şov programı, eğleniyoruz işte" açıklamaları da, durumun vahametini değiştirmez.

Siz onun gibi düşünmeyebilirsiniz ama cevap vermek zorunda mıydınız?

- Öyle demeyin. Sonunda Erol bile delirdi. Orada insan sükûnetini kaybedebiliyor. Şimdi anlıyorum neden televizyon için vahşi bir ortam dediklerini. Oradaki elektrik öyle bir şeydi. Hepimize bulaştı. Ama ben "Yanlış yerdeyim, burada olmamam lazım, ayrılıyorum bu programdan" deyince halk beni korudu, onu dışladı, hatta yuhaladı...

Oooooooooo! Bu kanaate nereden vardınız?

- Yaşadıklarımdan. Sokakta yürüyemiyorum artık. O kadar. İnanılmaz bir destek. İnsanların beni sevdiğini bilirdim ama bu kadarını rüyamda görsem inanmazdım. En az 150 kişi aradı. Mesajların ardı arkası kesilmiyor. Tanıyanlar, tanımayanlar, numaramı oradan buradan bulanlar, sokakta çevirenler, alnımdan öpenler, tebrik edenler...

Ama Oray Eğin’i de haklı bulanlar var...

- Onun gibi düşünenler de vardır tabii. Ama yanlış yoldalar. İnsanları aşağılamanın, küçümsemenin, yerine dibine batırmanın, hakaret etmenin, zekalarıyla alay etmenin haklı bir yanı olamaz.

Devletin sanatçı payesini bol keseden dağıtmasını daha önce de eleştirenler olmuştu...

- Sürekli "Kenan Evren verdi, Kenan Evren verdi" diyor, ben o sıfatı Süleyman Bey’den aldım. Ayrıca halkın gerçek sanatçı kimdir, kim değildiri bildiğine de inanıyorum. Yani benim için önemli olan devletin resmi takdiri değil, halkın ne düşündüğü. O sıfata ben talip olmadım, verdiler, iftiharla aldım. Devlet sanatçılığı kavramı tartışılabilir, hiç itirazım yok ama bana saygısızlık yapmasına var.

Bu halkın takdiri meselesinin altını fazlaca çizmiş olabilir misiniz?

- Ben bulunduğum yere, reytingle gelmedim. Reytinle İnci Çayırlı olmadım ben. Binlerce kez, halkın önünde sınava çıktım ve her defasında başarıyla geçtim.

Geri dönmeyecek misiniz?

- Hayır.

Fevri bir karar mı, üzerine düşündünüz mü?

- Düşünmez olur muyum? Çok ısrar edildi "Yapma, etme, kal" dendi. Ama benim için bitmiştir.

Peki ya halktan baskı gelirse "Devam edin!" diye.

- Tam tersine. İnsanlar bıraktığım için çok memnunlar. Geçen akşam Sakıp Sabancı’nın anısına bir gece düzenlendi. Kendimi methetmekten hoşlanmam, ama yemin ediyorum, belki 600 kişi vardı, hepsi tek tek karşıma geçip beni tebrik etti. Güler Sabancı, Üzeyir Garih’in eşi Lili Garih artık saymaya gerek yok, daha birçok insan, destek verdi. "Niye bıraktın?" diyen bir Allah’ın kulu bile çıkmadı.

Bütün bu olan bitenden çıkardığınız sonuç ne?

- Türkiye’yi reyting mahvedecek.