Oray Eğin herkesi kendi gibi biliyor!
Bir sıfat bulamıyorum; Ali Atıf Bir'in
"Zibidi"si kesmiyor. Ömer Özgüner'in
"Hormonlu Oray"ı da fayda etmiyor. Kişilik
sorunu yaşayan Oray Eğin'i herkes biliyor nasılsa,
ona bir sıfat yakıştırmaya lüzum var mı?
I ıh...
İyisi mi yok saymak!
Yok çünkü!
O yok ama...
Ağababaları var... Kira vermeden, başkalarının mekanındaki
"Oda"ları kapan ve aklı sıra "TV"cilik yapan
ağababalar!
Bunlar bir çete! Oray Eğin
ise, Şamil Tayyar'ın yazdığı gibi sadece
maşa. Öyle bir maşa ki, başındaki Serdar Turgut
bile zaptedemiyor bu çocuğu!.. Serdar
Turgut ne yapsın, bu çetenin eline düşmemek için, olup
bitenlere seyirci kalıyor çaresiz!
"Höt" dese, aynı tonda bir sürü
"höt" işiteceğini biliyor!
Öyle olmasaydı eğer, Oray Eğin o güzelim köşede
istediği gibi at koşturabilir miydi hiç? Öyle ki, koşturabiliyor.
Öyle ki, küfür edebiliyor. Öyle ki hakaret
edebiliyor. Öyle ki iftira atabiliyor.
Öyle ki, Ali Atıf Bir'in de ifade ettiği gibi
"zibidi"lik yapabiliyor.
Bu çocuk, tepesindeki Serdar Turgut'la
Mustafa Karaalioğlu'nu birbiriyle karıştıracak
kadar zıvanadan çıkmış durumda.
Çocuk haklı; Genel Yayın Yönetmenliği bu değil!
Genel Yayın Yönetmenliği yılın 365 günü penis yazıları
yazmak hiç değil! Genel Yayın Yönetmenliği kendi
köşe yazarının eşcinsel olduğunu cümle aleme duyurmak da
değil! Genel Yayın Yönetmenliği ciddi bir iştir evladım,
ne senin aklın erer, ne de mensubu olduğun çete ile
birlikte aklını aldığın kişinin!
Bir politikacının
"birazcık sekse düşkün olması" sana normal
gelebilir ama, bu toplumun mezhebi senin kadar geniş
değil çocuğum.. Sen bir çok değerden yoksun olduğun
için, herkesi kendin gibi biliyorsun. O yüzden utanmadan
"Bir gazetecinin cinsel fantezileri,
bunları uygulaması onun yazdıklarını algılamamızı değiştirebilir
mi?" diyebiliyorsun!
Fatih Altaylı coşkuyu iyi vermiş anlaşılan...
"Yürüyedur Oray" sözüyle. kim tutar seni!
BİR ÇİFT SÖZ
Sokağa sigara atan bayanla kısacık
bir sohbet:
-Bayan afedersiniz!
-Buyurun.
-Sigaranız düştü galiba.
-Yok, düşmedi ben
attım!
-İyi halt ettiniz 34 DP 4031 plakalı aracın bayan
şoförü...
Kemal Çapraz'ı uğurlarken!
Ah Kemal ah! En güzel insan.
Yüzünden gülücük eksik olmayan kardeşim. Onca dost, onca seven
nasıl da haykırdı arkandan:
-Helal olsun!
Çağla'sına (5) Çağrı'sına (13) dönüyordu
Kemal.. Onu götüren arkadaşı ne yaptıysa ikna
edemedi. Arkadaşının yolunu değiştirmesini, onu eve kadar
bırakmasını istemedi. İniverdi yolun kenarından, nereden
bilebilirdi ki vakti, zamanı geldiğini! Bir otomobilin onu
çocuklarından koparıp götüreceğini bilseydi hiç inermiydi?
Gazeteci Bekir Aydın'ın torun sahibi olasına üç
gün vardı. Kemal'in öldüğü gün, Bekir Abi'ye
müjdeli haber geldi. Kemal Çapraz söz
vermişti, gazetesinde ilan yayımlayacaktı. Bekir Abi, iftar
saatinde müjdeyi verecekti vazgeçti. Sabahı bekledi, aradı can
dostunu, "torunum oldu" diye haykıracaktı.
Müjde
veremedi Bekir Aydın, kara haber daha önce ulaştı.
Kemal, Bekir Abi'sinin torun sevincini Ufuk Ötesi'nde
yayımlayamadan çekip gitti.
Türkiye gazetesinde
müdürlüğümü yaptı Kemal; iki yaş benden küçük olmasına rağmen,
1987 yılında elimden tuttu, ağabeylik yaptı bana!
Dost oldu sonra, arkadaş oldu, can oldu...
Sevgili müdürüm, canım, arkadaşım, dostum Kemal...
İnternethaber'in en değerli yazarı Kemal Çapraz..
Allah acını yaşattı bize, elbette sabır da verecektir...
Mekanın cennet olsun kardeşim!.