Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil ve eşi Füsun Erdil'in askeriyeyi zarara uğrattıkları gerekçesiyle açılan davanın bugünkü duruşmasında, şok bir itiraf geldi.
Abone olHürriyet'in internet sitesinde yer alan habere göre Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil ve eşi Füsun Erdil’in askeriyeyi zarara uğrattıkları gerekçesiyle açılan davanın bugünkü duruşmasında, alışverişlerin hiç denetlenmediği ortaya çıktı. Satınalma Komisyonu yetkilileri, alımların hepsinin emirlerle onaylandığını ve sahte teklif mektupları hazırlandığını itiraf etti. ALIMLAR HİÇ DENETLENMEDİ Eski Deniz Kuvvetleri komutanı İlhami Erdil ve eşi Füsun Erdil’in alışverişlerinin hiç denetlenmediği ortaya çıktı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Satınalma Komisyonu yetkilileri emirle kurulduklarından dolayı hiç toplantı yapamadıklarını itiraf etti. Alımların hepsi komuta kademesinden gelen emirler doğrultusunda onaylanırken, Komisyon sahte teklif mektupları hazırladı. Komisyon memurunun, "Hanımefendi istediğini alır, kimse hesap soramazdı" sözleri alış veriş denetiminin imkansız olduğunu ortaya koydu. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil, eşi Füsun Erdil ve kızları Deniz Erdil’in yargılanmalarına Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde devam edilirken, Satınalma Komisyonu başkanı ve üyeleri ile bazı sivillerin hakkında açılan dava da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde sürüyor. Davada, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıta İkmal Kısım Amiri Yarbay Tanju Türk, soruşturma Komisyonu başkan ve üyeleri Yüzbaşı Recep Doğan, Yüzbaşı Uğur Çelikten, Yüzbaşı Metin Bulut, Üstteğmen Çetin Metin Kalender, Astsubaylar İbrahim Albakır, Cabil Eren, Asım Güneş, Nejat Esendemirci, Hasan Can ve Uğur Kuşdemir ile sivil memurlar Pakize Özcan, Şerif Mehmet Aktürk, Turgut Marancı, Cumhur Vardar ile bir firma sahibi Fahrettin Türk yargılanıyor. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Erdil, ve eşi Füsun Erdil’in yüksek fiyatlardaki alışverişlerini onaylayarak askeriyenin zarar etmesine neden oldukları gerekçesiyle, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde yargılanan Satınalma Komisyonu başkan ve üyeleri yapılan duruşmada çarpıcı açıklamalarda bulundu. İNCELENMEDEN ONAY VERİLDİ İfadelere göre Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil ve eşi Füsun Erdil, ihtiyaçlarını belirleyerek komuta kademesine bildirdi. İkbal Şube Müdürü Yarbay Tanju Türk, Satınalma Komisyonu’nun çalışmamasını fırsat bilerek kendi istediği firmalardan alımları yaptı ve Satınalma Komisyonu’na gönderdi. Satınalma Komisyonu, emirle kurulduğu için hiç toplantı yapamadı ve İkbal Şube Müdürü Yarbay Türk’ün alımlarını incelemeden onayladı. Daha sonra dosya hazırlayan komisyon üyeleri, dosyalara komisyonu çarşı pazar araştırması yapmış gibi gösterdi ve alınan malın değeri üzerinde fiyat yazdığı sahte teklif mektupları hazırladı. Teklif mektuplarında daha önce teklif vermiş olan firmaların imza ve kaşeleri taklit edildi. Oysa yüksek fiyatlarda alımların önüne geçilebilmek için kurulan Satınalma Komisyonu’na ihtiyaçların bildirilmesi gerekiyor. Komisyon ihtiyaçlar doğrultusunda çarşı pazar araştırması yaparak teklif topluyor, teklifler için de en düşük ücreti sunan firmadan alımın yapılması gerekiyor. TEKLİFLER NASIL HAZIRLANDI Satınalma Komisyonu hazırladığı dosyalarda teklif mektuplarını kendi kendine yazdı. Dosyalarda yer alan teklif mektuplarında firmaların kaşeyle imzaları taklit edildi. "HANIMEFENDİYE HESAP SORULAMAZ" Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde tanık olarak dinlenen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Teknik Daire Başkanlığı’ndan emekli sivil memur Doğan Kılıç, "Deniz Kuvvetleri komutanları iki senede bir değişir. Her seferinde konut yeniden düzenlenir. Hanımefendi veya komutanlar firmaları bizzat kendi çağırır. Satınalma Komisyonu’na gelene kadar iş bitmiş olur. Komisyon zaten çalışamaz. Hanımefendiler bunları kendi beğenir, onlara kimse hesap soramaz. 1999-2001 (Erdil’in görevli olduğu dönem) döneminde de komutan ve eşi beğendi. Buna göre İkbal Şube Müdürü’nden alım yapıldı. Bize bunun sadece onay belgesi geldi. Satınalma belgeleri onaylandı. Daha sonrasında da dosya hazırlandı. Satınalma Komisyonu hiç toplanmadı. Usulüne uygun iş yapmadı" dedi. ŞOK İTİRAFLAR! Duruşmada ifadesi alınan sanık Satınalma Komisyonu Başkanı Üstteğmen Metin Kalender de, "7.5-8 ay boyunca Komisyon Başkanlığı yaptım. Komuta konutunun ihtiyaçlarının belirlenmesi de dahil hiç bir satınalma için toplanmadık. Biz gelen evrağı imzalardık. Prosedür nedir onu bile bilmiyorum. Komuta konutunun ihtiyaçlarına ilişkin alım yapıldıktan sonra Satınalma Komisyonu teklif toplardı" ifadesinde bulundu. ŞEKLİ KOMİSYON Sanıklardan Satınalma Komisyonu üyesi Recep Doğan da, "Satınalma Komisyonu şekli olarak kurulmuştu. Baktığım sırada Albay, ’Siz bu işe karışmayacaksınız’ dedi. Bu nedenle hiç toplantı yapılmadı. Alımlar, direkt onaylandı" dedi. Sanıklardan komisyon üyeleri Hasan Can ve Uğur Kuşdemir de hiç toplantı yapmadıklarını belirtti. MUAYENE KOMİSYONU DA TOPLANMAMIŞ Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Muayene Komisyonu’nun da hiç denetleme yapmadığı komisyon üyesi Asım Güneş tarafından itiraf edildi. Güneş, "Muayene Komisyonu da hiç toplanmadı. Muayene yapmazdık, komuta katına ne alındı bilmiyorum, hangi malın alındığını hiç görmedim, hepsini imzaladım" dedi. HAYALİ FİRMALAR ŞAŞIRDI Satınalma Komisyonu’nun hazırladığı sahte teklif mektuplarında şirketlerin kaşeleri ve şirket sahiplerinin imzaları taklit edildi. Davanın bu duruşmasında sahte dosyalarda isimleri geçen firma sahipleri de dinlendi. Vizyon Dekorasyon İnşaat Emlak Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi sahibi Hikmet Yaman, "Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 2000 yılında 7-8 kişilik heyet sitelerdeki işyerime geldi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı heyeti olarak kendilerini tanıttı. O zaman bir teklif verdim onun dışında teklif vermedim" şeklinde ifade verdi. KOMİSYON KAŞEYE "LTD" YAZMAYI UNUTMUŞ Yaman, bir teklif verdiğini belirtmesine karşın dosyadan Yaman adına hazırlanmış 7 teklif mektubu çıktı. Mahkeme heyetinin gösterdiği teklif mektuplarını inceleyen Yaman şirketinin isminin Vizyon Dekorasyon İnşaat Emlak Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi şeklinde olduğunu belirterek, mektuplarda yeralan kaşelerde Ltd. ibaresinin unutulduğunu söyledi. Mete Tekstil Sanayi ve Ticaret Şirketi sahibi Nuri Mete de, tanık olarak dinlendi. Satınalma Komisyonu’nun hazırladığı dosyada Mete’ye ait 75 teklif mektubu çıktı. Teklif mektuplarında yer alan kaşelerde vergi dairesi isminin farklı yazıldığını söyleyen Mete de, buradaki imzaların kendisine ait olmadığını açıkladı. PERDE DEĞİL KAPI ÜRETİYORUZ Duruşmada, Dokapen Ahşap Dekorasyon Limited Şirketi’nin ortağı İzzet İdav da dinlendi. Dosyada kendi firmalarına ait 17 teklif mektubu bulunan İdav, mektuplardaki kaşe ve imzaların kendisine ait olmadığını söyledi. Teklif mektuplarını inceleyen İdav, "Benim şirketim kapı ve dolap üretiyor. Oysa mektuplarda perde, koltuk, tablo, jalüzü perde, dünya maketi ürünlerine teklif verdiğimiz yazıyor. Biz bunları üretmiyoruz bile, nasıl teklif verebiliriz" diye konuştu.