15 Temmuz darbe girişimi sırasında Saraçhane'deki İBB önünde sırtından vurularak yaralanan Kenan Ekşioğlu o geceyi anlattı.
Abone olFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Saraçhane'deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde sırtından vurularak yaralanan Kenan Ekşioğlu, "Orada öyle bir İlahi güç vardı ki, bizden o korkuyu aldı, cesareti verdi. Orada ölüm, bize çok farklı, hoş ve keyifli bir şey olarak geldi. Demek ki Çanakkale ruhu buymuş." dedi.
Eminönü'nde bir esnafın yanında çalışan, iki çocuk babası 34 yaşındaki Kenan Ekşioğlu, FETÖ'nün darbe girişimini gerçekleştirdiği 15 Temmuz akşamı yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Darbe girişimini televizyondan öğrendiğini, ilk anda inanamadığını, herşey çok güzel giderken böyle bir şeyin mümkün olamayacağını düşündüğünü anlatan Ekşioğlu, Türk halkının bu yaşananları hak etmediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sokaklara çıkın" çağrısı üzerine çocuklarını öpüp, eşiyle helalleştikten sonra evden ayrıldığını ifade eden Ekşioğlu, caminin önünde buluştuğu arkadaşlarıyla Çapa'dan Vatan Caddesine doğru yürümeye karar verdiklerini aktardı.
Vatan Caddesi'ne geldiklerinde arkalarında binlerce kişinin olduğunu gördüğünü belirten Ekşioğlu, buradan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bulunduğu Saraçhane'ye doğru tekbir getirerek ve slogan atarak yürümeye başladıklarını kaydetti.
Kenan Ekşioğlu, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Horhor Caddesi'nden yukarı çıkarken yolda birilerini gördük. 'Geri dönün insanları vuruyorlar.' dediler. Ben onlara biraz sert çıkıştım. 'Biz zaten ölmeye geldik, bugün direnmezsek, ne zaman direneceğiz.' dedim. Yürüdükçe yerlerde yatan birçok yaralı gördüm. Bizim elimizde hiçbir savunma aracımız yok. Buna rağmen ateş ediyorlar. Etrafında kim düşecek diye bakmaya başlıyorsun. Ben belediyenin önündeki caddeye doğru gittim. İş makinelerinin aralarında yaralılar vardı. Ben birini almak için eğildim. Çok ufak bir şey hissettim. Acı yok ama bir an bütün vücudum titredi. Olduğum yere yığıldım. Diğer yaralının yanına düştüm. İnsanların koşuşturmalarını gördüm. Vurulduğumu anladım ama nereden vurulduğumu, yaramın ne derece olduğunu idrak edemedim. Şehit olacağım diye Kelime-i Şehadet getirmeye başladım. Sonra ağzımdan ve burnumdan çok fazla kan geldi. Nefes alamamaya başladım."
Ekşioğlu, sivil bir araçla Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldüğü sırada aradığı arkadaşlarına vurulduğunu söyleyerek, eşi ve çocuklarını onlara emanet ettiğini aktardı.
Hastanede sabah uyandığında doktorlardan darbenin bertaraf edildiğini öğrendiğinde Allah'a şükrettiğini dile getiren Ekşioğlu, hastanede 12 gün kaldıktan sonra taburcu edildiğini söyledi.
ORADA İLAHİ BİR GÜÇ VARDI
İnsanların teker teker vurulup yerlere düştüğü anda, ölümü kendine çok uzak gördüğünü ve orada İlahi bir güç olduğunu anlatan Ekşioğlu, şunları kaydetti:
"Orada çok başka bir güç vardı. O öyle bir İlahi güçtü ki, sanki tüm korkuyu içinden alıp, yerine müthiş bir cesaret koyuyor. 'Korkma biz seninle beraberiz' diyor. Orada ölüm bize çok farklı, hoş ve keyifli bir şey gibi geldi. Demek ki, Çanakkale ruhu buymuş. Belki bir adım sonra öleceksin. Ailen, annen, baban, çocukların, eşin var, hiçbir şey düşünmüyorsun. Tek hedefin; ülkeyi, milleti kurtarmak. Rabbim yaşamamıza izin verdi. Çok şükür yaşıyoruz, nefes alıyoruz. Çocuklarımızın, ailemizin yanındayız. Rabbim ülkemize, milletimize, devletimize hiçbir şekilde bir daha böyle bir şey yaşatmasın diye dua ediyoruz."
BİZ DÜŞSEYDİK İSLAM DÜŞECEKTİ, ORTADOĞU DÜŞECEKTİ
Kenan Ekşioğlu, o gece vatandaşların parti, din, dil, ırk ayrımı yapmadan koşulsuz şartsız darbeyi önleyebilmek için sokaklara döküldüğünü vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Düşünüyorum darbe gerçekleşseydi, biz düşseydik, İslam düşecekti, Ortadoğu düşecekti. Rabbim bize acıdı. Suriyelileri ülkemize alışımızın hatırına, ülke üzerinde bu kadar yetimin duası varken, inanın yaptıkları işi kendi yüzlerine, gözlerine bulaştırdılar. Rabbim onların oyunlarını başlarına devirdi. Bize gazi olma fırsatı verdi. Bundan dolayı Rabbime çok şükrediyorum, çok dua ediyorum. Bununla da gurur duyuyorum. Rabbim devletimize, milletimize, Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, zeval vermesin ki, biz de ayakta duralım. Şu an bütün dünya şunu düşünüyor; 'Türk milleti asla ve asla teslim olmaz.' Bu birlik tüm dünyaya aslında korku verdi. Türk milletinin bu olaylar karşısında ne kadar dirayetli durduğunu tüm dünya gördü."