İstanbul ve Ankara'da düzenlenen operasyonların etkesi sürerken ABD'den Türkiye'ye yapılan ziyaret deprem etkisi yaratacak.
Abone olTÜRKİYE’nin Halkbank Genel Müdürü'nü de kapsayan operasyonlarla sarsıldığı hafta, ABD’nin İran’a yaptırımları denetleyen Hazine Bakanlığı Müsteşarı yarın Ankara’ya geliyor. Konu, İran’a yönelik ekonomik yaptırımlar ve Suriye’deki cihatçılara sağlanan bağışçı desteklerini de içine alan yasadışı finans hareketleri.
Türkiye'nin İran’la yapılan ticarette aracı kurum belirlediği Halkbank’ın genel müdürünü de kapsayan ve İran’la altın ticaretiyle bağlantılı suçlamalar içeren operasyonlar sürerken, ABD’nin İran yaptırımlarının uygulanmasını denetlemekle görevli Hazine Bakanlığı Müsteşarı David Cohen de Türkiye’ye geliyor. Hürriyet sinin haberine göre, yarın Ankara’da olması planlanan Cohen’in gezisi ise Türkiye’deki gelişmelerden bağımsız, önceden planlanmış bir ziyaret.
ÖNCEDEN PLANLANDI
ABD Hazine Bakanlığı’nın hafta başında web sitesi üzerinden yaptığı duyuruya göre Cohen’in pazartesi başlayan gezisi Almanya, İngiltere, Türkiye ve İsrail’i kapsıyor. Almanya ve İngiltere temaslarının ardından ise Cohen’in yarın Ankara’da olması bekleniyor. Üst düzey bir Amerikan Hazine Bakanlığı yetkilisi, Hürriyet’e Cohen’in programının başta planlanana göre değiştiğini ve uçuşlarının kaydırıldığını söylerken, ziyaretin zamanlaması konusunda ise bir yorum yapmadı. Ancak kaynaklar, Cohen’in ziyaretinin önceden planlandığını ve Türkiye’deki operasyonlarla herhangi bir ilişkisi olmadığını belirtti.
ALTIN YAPTIRIMI HAFİFLEYECEK
Cohen’in çantasında neler olduğunu değerlendiren üst düzey bir yetkili ise görüşmelerde ağırlıklı olarak İran’a yönelik yaptırımların ele alınacağını dile getirdi. Özellikle de geçen ay İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan ara anlaşma uyarınca İran’a uygulanan yaptırımlardan bazılarının hafifletilmesi konusunun görüşüleceğini ifade etti. Yönetim’e yakın bir kaynak, Cohen’in özellikle Ankara’daki görüşmelerinde Türkiye’yi de yakından ilgilendiren İran’la değerli maden ticaretini gündeme getireceğini ve İran’ın nükleer programında uluslararası yükümlülüklerine uyması halinde bu kalemde uygulanan yaptırımın hafifletilmesi konusunu ele alacağını aktardı.
YASADIŞI FİNANS
ABD Hazine Bakanlığı, Cohen’in görüşmelerindeki diğer gündem maddesinin ise yasadışı finans olduğunu açıkladı. Bu konu, en son iki ay önce ABD ve Türkiye arasında bir anlaşmazlığa neden oldu ve uluslararası örgüt Finansal Eylem Görev Gücü’nün (FATF) Paris’te yapılan ve 18 Ekim’de tamamlanan toplantısında, ABD Türkiye’nin FATF tarafından belirlenen karapara ve terör finansmanı ile mücadelede riskli ülkeler listesinde kalmasını istedi. Türk Hükümeti yetkilileri ise Türkiye’nin Cezayir, Ekvador, Etiyopya, Endonezya, Kenya, Myanmar, Pakistan, Suriye, Tanzaya ve Yemen ile birlikte yer aldığı 11 ülkelik listede tutulmasına toplantı sırasında tepki gösterdi.
TÜRKİYE ADIMLAR ATMALI
Hazine Bakanlığı Sözcüsü John Sullivan, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin terör finansmanında riskli ülkeler arasında sayılmasına ilişkin şunları söyledi:
“ABD, FATF’nin 36 üyesinden biridir ve FATF’de kararlar üyeler arasında konsensusla alınır. FATF, kamuoyu açıklamasında Türkiye’nin terör finansmanıyla mücadelede gelişme gösterdiğini kabul etti ancak devam eden endişeler nedeniyle Türkiye FATF’nin izleme sürecinden çıkma kriterlerini henüz karşılamadı. FATF, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1267 (El Kaide üyelerinin malvarlıklarının dondurulması, seyahat yasağı ve silah ambargosu) ve 1373 (11 Eylül sonrası alınan terörle mücadele kararı) numaralı kararları uyarınca Türkiye’nin teröristleri tanımlayıp bunların malvarlıklarını dondurmak için uygun bir yasal çerçeve oluşturmada ilave adımlar atması ve terörist finansmanının yeterli biçimde suç sayılmasını sağlamaya devam etmesi gerektiğine karar verdi.”
SURİYE SİLAHLARI
ABD yönetimi ve Türkiye arasında yaklaşık bir yıldır yaşanan en önemli farklılıklardan biri, Suriye’nin kuzeyindeki radikal unsurların Türkiye üzerinden sağladıkları yardımlar oldu. Washington, Türk Hükümeti’ne bu gruplara hem lojistik destek hem de yabancı cihatçı akışının kesilmesi için gerekli düzenlemeleri yapması çağrısında bulundu. Türk Hükümeti ise son bir aya kadar bu taleplere uzun süre direndi. En son Hürriyet, Türkiye’nin Haziran ayından bu yana Suriye’ye en az 47 ton askeri amaçlı olmayan silah ve mühimmat satışı yaptığını yazmış, Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ise bu silahların “spor amaçlı av tüfeği” türü malzemeler olduğunu söylemişti.