Önüne baksana kör müsün?
.
Yüksek ihtimalle hatırlamıyorsunuz, hatırlatayım…
22 Haziran günü Ankara, İnönü Bulvarı'nda yapımı devam eden metro inşaatına yakın kaldırımda göçük meydana geldi. Göçük sırasında bir vatandaş boşluğa düştü…
Öldü…
İşte o ölümle ilgili bilirkişi raporu çıktı!
Hakikaten bilirkişiymiş!
Rapor şöyle diyor;
“Bilindiği gibi çökme olayının kaldırım altında olması nedeniyle yapılan kontrollerde her zaman için sağlıklı bir şekilde tespit edebilmek mümkün olmamaktadır. Olayın oluşumuna neden olan olay, kaldırım altında yer alan zeminin suyla teması ve zeminin kendi içinde oturması, çökmesi sonucu bu olayın asfalt ve kaldırım altında olması olay anında maktulün aksi tesadüf ile kaldırımın tam çökme anında üzerinde oluşu. Bu hususlar göz önüne alındığında olayda önemli oranda kaçınılmazlık ve aksi tesadüf olduğu, olaydaki eylemlerin bilinçli taksir niteliğinde olmadığı görüş ve kanaatimizi belirtir, iş bu müşterek bilirkişi raporumuz makamınıza saygıyla arz olunur.”
Yani, olayda ölen Kadir Sevim tam da göçüğün olacağı an orada olmasaydı ölmeyecekti!
Bunun için bilirkişiye gerek var mı? Bunu pekala ben
de söyleyebilirdim…
Niye kontrol yok, niye göçük ihtimaline karşı önlem yok, sorgulayan
yok!
Böyledir bizim ülkemiz…
Ölümleri engellemek, kazaların önüne geçmek zor olandır, biz de kolayı seçeriz…
Kader der geçeriz…
Maden göçüğünde cenazeleri aylarca kalan vatandaşa, "Güzel öldüler" diyen siyasilerimiz vardır bizim…
Bilirkişi raporunu hazırlayan kişi hakikaten insaflıymış, Kadir Sevim'in öldüğü yetmediği gibi suçlu çıkabilirdi, ki hala çıkabilir…
Önüne baksaydı…
O saatte oradan geçmeseydi…
Hadi oradan geçiyorsun, be adam kör müsün iki adım yandan yürüsene!
Olabilirdi...
İnsaflı davranmışlar yine...
Keşke bilirkişi yerine ulemaya sorsalardı;
"Eceli gelmiş, ömrü bu kadarmış, Allah taksiratını affetsin" derdi, çoğunluğu kaderci olan güzel halkımızı da ihya ederdi…
twitter.com/nsrnylmz