O'nu neden destekliyoruz?
Üşenmedim, tarafsız olduğunu iddia eden muhalif kalemlerin yazılarına göz atıp not tuttum. Ortaya çıkan bir günlük envanter şöyle:
Üşenmedim, tarafsız olduğunu iddia eden muhalif kalemlerin
yazılarına göz atıp not tuttum. Ortaya çıkan bir günlük envanter
şöyle:
Tam 57 köşe yazarı, Erdoğan'ı destekleyen
gazetecilere "Yandaş" demiş. 17'si
"Yalaka takımı" diye hakaret etmiş. 8'i
"Saray'ın paralı kalemleri' diye yaftalamış. 6'sı
ise "Havuz medyası" benzetmesi yapmış.
Bu tarafsız arkadaşların tamamının iki ortak ortak noktası var.
1 - Öfke nöbetleri geçirecek derecede azılı bir
Recep Tayyip Erdoğan düşmanı olmaları...
2- Erdoğan'ın karşısına dikilen diğer siyasi
partilerin tamamına gönüllü danışmanlık yapmaları...
Yazılarına bir göz atıverseniz keşke...
Biri, içinde benim de bulunduğum köşe
yazarlarına "Yandaş" dedikten ve gönlünce
hakaret ettikten sonra, bir yandan Kemal Kılıçdaroğlu'na, diğer
yandan Meral Akşener'e akıl vermeye başlıyor:
"Şunları bunları yaparsanız AK Parti'yi birlikte
devirebilirsiniz" diye proje sunuyor.
Diğeri, "AK Parti'ye şu noktadan vursanıza kardeşim, bu
nasıl muhalefet?" diyerek adeta görev tevdi
ediyor.
Bir diğeri, "Aman HDP'yi unutmayın, onlar olmadan yüzde 50
artı 1 yakalanmaz" diye uyarıyor.
İçlerinde, "Avrupa ülkelerine daha çok seslenin. Onlar
ambargo koyarsa, tepki gösterirse bunların gitmesi daha kolay
olur" önerisinde bulunanlar bile var.
Ve bunların hepsi tarafsız, biz ise yandaş ve yalaka
oluyoruz!..
Hikmet Genç'in deyimiyle, onlar "Çoklu
yandaş" olunca sıkıntı olmuyor. Ama bizim tek bir
adamı savunmamız yandaş ilan edilmemize neden
oluyor.
Kendileri sinek gibi her boka konunca sorun yok. Ama
birileri Erdoğan'ın yanında durunca, "Vay
sen onu nasıl desteklersin" oluyor.
Cevabı çok basit kardeşim!
Biz yandaş gazeteciler, O'nun gibi biri daha olmadığı için O'nu
destekliyoruz.
Tek bir hamlede; İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler ve
Avrupa Birliği gibi dünyanın üç büyük teşkilatını toplayıp, Amerika
ve İsrail'in karşısına diktiği için destekliyoruz.
Bir tek hareketiyle 128 ülkeyi aynı safta buluşturduğu için,
Amerika'yı köy büyüklüğündeki Togo, Mikronezya, Nauru, Palau gibi
ülkelere muhtaç hale düşürdüğü için destekliyoruz.
Pakistan'da güllerle, Yunanistan'da türkülerle karşılandığı
için...
Arakan'da nidalarla, Filistin'de dualarla, Sırbistan'da
alkışlarla, Almanya'da al yıldızlı bayraklarla karşılandığı
için...
Somali'de posterlerle, Sudan'da tekbirlerle, Tunus'ta
ilahilerle, Çad'da tebriklerle karşılandığı için.
Makedonya'da halife, Kosova "Sultan oğlu
Sultan" ünvanlarıyla anıldığı için...
Azerbeycan'da "Can kardeş", Bosna'da
"candan öte" görüldüğü için...
Kanın oluk oluk aktığı İslam coğrafyasında "Ümmetin
umudu" olarak görüldüğü için destekliyoruz.
Dahası mı...
Amerika'sından Avusturya'sına, Hollanda'sından Almanyasına,
Fransa'sından İtalya'sına, İngiltere'sinden İspanya'sına, Çin'den
Japonya'sına varıncaya kadar, gittiği tüm Asya ve Avrupa
ülkelerinde onbinlerce Türk'ü ellerinde bayraklarla sokaklara
döktüğü için destekliyoruz.
Yetmedi mi?
Dünyanın en büyük üç terör örgütünün hedefinde olduğu için,
dünyanın en barbar ülkeleri tarafından düşman olarak anıldığı
için...
Darbelere, vesayetlere, manşetlere boyun eğmediği, tuzaklar
karşısında aslanlar gibi dik durduğu için ve sadece Allah'ın
huzurunda eğildiği için...
Millete rağmen siyaset yapmadığı için, eski siyasetçilerin aksine,
milletin inançlarına yasak getirmediği için... Şehidimin
cenazesinde Kur-an okuduğu için, Sabah namazında ezan okuyarak
milletini "felah"a çağırdığı için destekliyoruz.
Tam da kendisi için yazılan türküde anlatıldığı gibi...
Ezilenlerin gür sesi, suskun dünyanın hür sesi olduğu için...
Mazlumlara sırdaş, gariplere yoldaş olduğu için... Davasında
kararlı olduğu için, anaların duasında olduğu için... İnandığı
yolda gittiği için, zalimlerin korkulu rüyası olduğu için
destekliyoruz.
Ondan öncekileri...
Abdulhamid'i, Menderes'i, Özal'ı, Erbakan'ı, Muhsin Yazıcıoğlu'nu
elimizden aynı şeytani planları kurgulayarak aldığınız için
destekliyoruz.
Elinizde avucunuzda varsa böyle bir adam, getirin onu da
destekleyelim.
Yok di mi?
Var mı?
Allah aşkına...
Şöyle biriniz çıkıp, "Benim liderim Kemal Kılıçdaroğlu'dur.
Benim liderim Meral Akşener'dir" desenize!..
Diyemezsiniz; çünkü alem size hiç gülmediği yerleriyle gülmeye
başlar, bunu siz de biliyorsunuz!
İşte biz yandaş gazeteciler, sizin içinde bulunduğunuz bu zillet
halini yaşamamak için, sizin bu utancınıza ortak olmamak için O'nu
destekliyoruz.
Allah'ın, tarihin ve milletin huzurunda yemin olsun ki...
O; bu yolda gittikçe, halkın adamı ve hakkın aşığı oldukça, bu
desteğimiz devam edecek.
Gerekirse ölümüne...
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN:
twitter.com/slymnoz
facebook.com/slymnoz
instagram.com/suleymanozi