Hükümetin aldığı önlem paketi özellikle tüketici faiz oranlarını artırabilir!
Abone olIng Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK), karşılık ve sermaye yeterliliği düzenlemelerindeki değişikliklerine ilişkin, ''Özellikle hanehalkı borçluluğuyla ilgili olarak yerinde ve hedefi net olan bir önlem paketi olduğunu söyleyebiliriz'' değerlendirmesinde bulundu.
Dağdeviren, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yılbaşından bu yana hem seviye olarak hem de tasarruf mevduatlarındaki artışa oranla hanehalkı borçluluk artışındaki hızlı yükselişle birlikte değerlendirildiğinde makro riskleri kontrol altına almaya yönelik doğrudan bir müdahale gibi değerlendirilebileceğini söyledi.
Özellikle hanehalkı borçluluğuyla ilgili olarak yerinde ve hedefi net olan bir önlem paketi olduğunu söylenebileceğini dile getiren Dağdeviren, ''Diğer bir deyişle zorunlu karşılık oranlarındaki artıştan daha kısa vadede etkisini görebileceğimiz bir önlem paketi'' dedi.
Şu ana kadar finansal istikrarın korunmasına yönelik önlemlerin sadece bankacılık ve tüketici finansmanı üzerinde alındığını anımsatan Dağdeviren, bundan sonra özellikle cari açıktaki artışın kontrolü açısından daha çok maliye politikalarında güven artırıcı, ekonomiyi / iç talebi genel olarak soğutucu önlemler görülmesi gerektiğinin önemine dikkati çekti.
Önlemlerin tüketici kredilerine etkilerine ilişkin olarak ise Dağdeviren, şunları söyledi:
''Düzenlemede yapılan değişikliklerin ilgili kredilerde doğrudan faiz artışına neden olmasını bekleyebiliriz. Bu yıl nisan ayı itibarıyla tüketici kredilerindeki yıllık büyümenin yüzde 50'den fazlasının ihtiyaç ve diğer tüketici kredilerinden kaynaklandığı dikkate alındığında önümüzdeki dönemde kredi büyümesinin yıllık bazda yüzde 30'un altına gerilemesine destek olacaktır.''
''TEMEL SORUN BÜYÜMENİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNE DAİR GÜVENİ KORUMAK''
Türkiye ekonomisinin en büyük kırılganlığın hızlı bir şekilde artan dış finansman ihtiyacı olmaya devam ettiğini söyleyen Dağdeviren, buna karşın genel olarak ülke ekonomisine dair güvenin korunduğunu anımsattı.
Dağdeviren, ''Dış belirsizlikler her ne kadar politika yapıcıları büyüme konusunda daha çekingen bir duruşa itiyor gibi görünse de aslında kısa vadede daha muhafazakar politika uygulamalarının orta vadede daha yüksek faydası görülebilir'' dedi.
Türkiye için temel sorunun, orta uzun vadede büyümenin sürdürülebilirliğine dair güveni korumak olduğunu belirten Dağdeviren, 2010 ve 2011 yılındaki gelişmelerin Türkiye'de büyümenin dinamizmini açıkça gösterdiğini, dolayısıyla bugün yapılması gerekenin kontrollü bir yavaşlamanın sağlanması olduğunu kaydetti.