BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Ongun, Kurultay'dan neden ayrıldı?

Ülkücü Hareket'in simge isimlerinden Ramiz Ongun, Tekir Yaylası'ndan neden ayrılmak zorunda kaldı? Servet Kabaklı, Zafer Kurultayı'nda yaşananları köşesine taşıdı.

Abone ol

Kurultay'a yakıştı mı?!.. MİLLİYETÇİ Hareket'in 15'inci Erciyes Kurultayı, 30 Temmuz ila 1 Ağustos günleri arasında Tekir Yaylası'nda toplandı. Rahmeti Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından başlatılan ve artık Türkiye'nin, Türk İslam ålemi'nin ve dünyanın her yerinden, Ülkücü Hareket sevdalılarını, Erciyes'in sinesindeki Tekir Yaylası'na toplayan bu gelenekli MHP faaliyeti, bu yıl erkene alındı. Dün günlük gazetelerin birinci sayfalarına ve haber kanallarının ekranlarına dikkatle baktım... MHP'nin 'çarpık koalisyon' vasıtasıyla iktidar ortağı olduğu dönemde, özel haber ekiplerini ve naklen yayın araçlarını Tekir Yaylası yolunda kervanlaştıran yazılı ve görüntülü basınımızda, 'Erciyes Kurultayı'nın ilk 2 günüyle ilgili olarak, Tercüman ve Yeniçağ dışında haber göremedim. Çünkü atalar tabiriyle, 'bu dünya, giden ağam, gelen paşam dünyası'ydı... Bu 'fingirdek kasap havası'na kolbaşılık yapan da her zaman olduğu gibi, büyük 'bir kısım medya'ydı... Türkiye ateş hattında... HATIRLAYACAKSINIZ, birkaç gün önce, ABD ve müttefiklerinin, Türkiye'nin iç siyasetini tanz”m etme çerçevesinde, MHP'ye de müdahale etmeye yeltendiğini ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sağlık durumuyla ilgili dedikodular üzerine yeni senaryolar geliştirildiğini yazmıştım. 'Ülkücü Hareket'in neferi' sıfatımla muhalifi olduğum Sayın Bahçeli'nin, bu oyunları, Erciyes konuşmasıyla bitirmesi gerektiğini de belirtmiştim. İşte Devlet Bahçeli'nin dedikodulara cevabı... 'Türkiye'nin geleceğinin yegane teminatı olan Milliyetçi Hareket'i, içeriden karıştırmaya çalışan odakların ve ihtirasların sonucu hüsran olacaktır. Bizler ömrünü bu yola adamış ve sağlığının da zekatını vermiş insanlardanız ve bugün de dimdik ayaktayız. Cenab-ı Hakk nasip ettiği ve Ülkücü kardeşlerimin güveni sürdüğü müddetçe, Milliyetçi Hareket'in şerefli davasının bayrağını şerefle taşımaya devam edeceğim.' Bu cümleler, dedikodu üzerine tezgahları kırmaya yetecekti ama!.. Maalesef görünen odur ki, bir kısım 'Ülkücülerden geçinenler', MHP Genel Başkanı'nın bilgisi haricinde veya dahilinde, Türkiye'nin istiklalinin teminatı olan Ülkücü Hareket'in birliğine, dirliğine 'bazı tertemiz ülkücü gençleri' figüran olarak kullanıp, 'içeriden darbe vurmaya' devam etmektedirler. Zavallılık değilse ne?.. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural'ın kulakları çınlasın... 'Dostluk ve Kültür Buluşması' diye tarif ettiği 'Erciyes Zafer Kurultayı'na asla yakışmayan bir çirkin, üzücü habere, önce inanamadım... Milliyetçi Hareket'in en zor günlerinde, Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı ve MHP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı, MHP GİK Üyeliği gibi görevleri ifa etmiş, MHP'nin son 3 kurultayında MHP Genel Başkanlığı'na aday olmuş ve Ekim 2003 kongresinde Sayın Bahçeli karşısında, 'kurşun asker' baskısına rağmen önemli oranda oy almış Sayın Ramiz Ongun'un, kurultay alanından çıkarıldığı iddia ediliyordu. Ramiz Ongun Bey'i telefonla aradım. Maalesef olay doğruydu ve bu olayın müsebbibi olan kahramanlar (!), 'kardeş kanı dökülmesin' tehd”diyle Tekir Yaylası'ndan gitmesini istemişlerdi... Ramiz Ongun olayı şöyle anlattı: 'Ben bu yılki kurultaya, Ülkücü Hareket'in birliğini, beraberliğini de vurgulamak üzere katılmaya karar vermiştim. Nitekim cumartesi öğleden sonra kurultaya katıldım, ülküdaşlarımızla kucaklaştım. Bu arada birçok teşkilat ve yan kuruluş çadırından olduğu gibi Belçika Türk Federasyonu Başkanı ve yetkililerinden de 'akşam yemeğini bizim çadırda yiyelim' daveti aldım ve icabet ettim. Bu arada teşkilat ve yan kuruluş başkanları anonsla toplantıya çağrıldı. Bizi davet eden başkan dostumuz da toplantı için yanımızdan ayrıldı. İşte bu sırada, 150 - 200 genç ülküdaşımız bulunduğumuz çadır civarında 'Ülkücü Hareket engellenemez' diye slogan atmaya başladılar. Biz de zaten bunun ispatı için kurultaya gitmiştik. Bu arada Başkanlık Divanı Üyesi Bülent Didinmez, Ülkü Ocakları Vakfı Genel Başkanı Alişan Satılmış ve yardımcıları ile Kayseri İl Başkanı Ömer Faruk Murat da bulunduğumuz çadırın yanına gelmişler. Önce Satılmış'ın yardımcılarından biri geldi ve saygılı bir üslupla, Türkiye'nin ABD ve AB işgali altında olduğunu ve kardeş kanı dökülmemesi için kurultay alanını terk etmemi istediklerini söyledi. Durumu istişare edeceğimi ve karar vereceğimi söyledim. Ardından Kayseri İl Başkanı Ömer Faruk Murat geldi ve saygısız bir ifadeyle, 'Genel Başkan adına ev sahibi benim. Sizi davet etmedik, Genel Başkanımız dahil, hiçbirimiz sizi burada istemiyoruz' dedi. Genel Başkan Yardımcısı Şenol Uğurlu da saygı sınırları içinde, isteklerini tekrarladı. Biz Milliyetçi Hareket'e gönül vermiş bir tek ülküdaşımızın veya vatandaşımızın kanının dökülmesi bir tarafa, ülkücünün ülkücüye kem gözle bakmasına bile tahammül edemeyiz. Bozkurtlar bundan zarar görmesin diye, Tekir Yaylası'ndan ayrıldık.' Bu çirkin olaya Genel Merkez ve Genel Başkan Sayın Bahçeli nasıl bakıyorlardı acaba?.. Yine Sayın Mehmet Şandır'a ulaşabildim... Sayın Bahçeli'nin kurultay konuşmasının metnini istedim ve Sayın Ramiz Ongun'un anlattıklarını aktardım. Şandır Bey, 'Bu olay kulağıma çalındı ama detaylarını sizden işitiyorum' dedi. Kendisine 'Sayın Bahçeli'nin bu olay hakkında bir değerlendirmesi olacak mı' diye sordum. Cevabı, 'Sorma imkanı bulursam, telefonlaşırız' oldu. Bu yazıya son noktayı koyarken, Sayın Şandır'dan beklediğim telefon ve konuşma metni gelmemişti...