Unakıtan 2008 bütçesini sundu. Hükümetin öncelikli hedeflerini sıraladı.
Abone olMaliye Bakanı Kemal Unakıtan, önümüzdeki dönemde en önemli önceliklerinin ''işsizliğe çare bulmak'' olacağını belirterek, ''İstihdam için, büyümenin ortaya çıkaracağı pozitif ivmeye paralel olarak hem sektörel hem de bölgesel düzeyde stratejiler belirleyeceğiz'' dedi.
Maliye Bakanı Unakıtan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının sunumunu yaptı.
Yükselen piyasalardaki güçlü büyüme eğiliminin, petrol talebini artırdığını belirten Unakıtan, stok seviyelerinin gerilemesi ve üretimin azalmasının petrol arzını düşürdüğünü kaydetti.
Kemal Unakıtan, petrol fiyatlarının Mart ayından itibaren yükselişe geçtiğini ve ham petrolün varil fiyatının 23 Ekim itibarıyla 83 dolar düzeyine çıktığını belirterek, fiyatlardaki bu gelişmelerin, Türkiye dahil bir çok ülkeyi olumsuz etkilediğini ifade etti.
Unakıtan, fiyat istikrarını korumak amacıyla faiz artırımlarına gidildiğini aktardı. Uluslararası sermayenin, mali istikrarın sağlandığı yükselen piyasa ekonomilerine yönelmeye devam ettiğini kaydeden Bakan Unakıtan, piyasalardaki olumlu havanın, ABD konut sektörü kredilerindeki sorunların artmasıyla bozulduğunu söyledi.
Dünya genelinde borsa endekslerinde ciddi kayıplar yaşandığını dile getiren Maliye Bakanı Unakıtan, ABD Merkez Bankası FED'in faiz indirimine gitmesiyle mali piyasalardaki dalgalanmanın sakinleştiğini kaydetti.
Ancak, piyasalardaki hareketliliğin henüz bitmediğini vurgulayan Unakıtan, ''Bizim gibi ülkelerin gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle, ABD, AB ve İngiltere merkez bankalarının alacağı kararları izlenmeye değer buluyorum. Bu kararlar, dünya ekonomisinin bundan sonra izleyeceği seyir açısından önemlidir'' diye konuştu.
Bu veriler ışığında, Türkiye'nin dış piyasalardaki hareketlerden etkilenebildiğini bildiren Unakıtan, ''Bu, bizim iç dinamikleri yerine oturmuş ve küresel olaylardan etkilenen bir dünya ülkesi olduğumuzu göstermektedir. Piyasalardaki bu gibi dalgalanmalara karşı bizim gibi ülkelerin yapması gereken ise yapısal reformlara, mali disipline ve özelleştirmelere devam etmektir'' dedi.
''BÜYÜME İLE İSTİKRARA GEÇİŞ DÖNEMİ BAŞLATIYORUZ''
Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri de aktaran Unakıtan, ülkede ekonomik ve siyasi istikrarın sağlandığını, yeni dönemde ''büyüme ile istikrara geçiş dönemi başlattıklarını'' belirtti. ''Büyümeyi kalıcı hale getirip, onun ortaya çıkaracağı bir istikrar atmosferinin yükselmesini hedefliyoruz'' diyen Bakan Unakıtan, mevcut istikrar ve güven ortamı devam ettikçe Türkiye'nin yatırımlar için ''cazibe merkezi'' olmaya devam edeceğinin altını çizdi.
Maliye Bakanı Unakıtan, 2003 yılından bu yana uygulanan politikalarla ''çarpıcı bir makro ekonomik performans'' sergilendiğini ifade ederek, 1993-2002 yılları arasında ortalama yüzde 2,6 oranında büyüyen Türkiye ekonomisinin, 2003-2006 döneminde ortalama yüzde 7,3 büyüme gösterdiğine işaret etti. Böylece Türkiye'nin dünyanın 17. büyük ekonomisi haline geldiğini vurgulayan Unakıtan, ekonominin 2007 yılının ilk çeyreğinde yüzde 6,8, ikinci çeyreğinde yüzde 3,9, ilk altı aylık döneminde ise yüzde 5,2 oranında büyüdüğünü kaydetti.
Türkiye ekonomisinin, tarihinde ilk kez, 22 çeyrek kesintisiz büyüme başarısına imza attığına dikkati çeken Kemal Unakıtan, 2007 yılında da yüzde 5'lik büyüme hedefine ulaşılacağını bildirdi. 2002 yılında 181 milyar dolar olan GSMH'nin, 2008 yılında 520 milyar dolara ulaşacağını kaydeden Unakıtan, ''Önümüzdeki dönemde GSMH'mizi iki katına çıkaracağız. 2008 yılında da büyüme, verimlilik artışına ve ihracata dayalı bir anlayışla, özel sektör ağırlıklı olarak devam edecektir'' diye konuştu.
''BU BÜTÇE, YATIRIM SEVİYESİNİ ARTIRACAK''
Bu bütçenin, yatırım seviyesini daha da yukarılara taşıyacak bir bütçe olduğunu ifade eden Unakıtan, şöyle devam etti: ''2002 yılında sabit sermaye yatırımları toplamı 47 milyar YTL iken 2008 yılında 155 milyar YTL'ye ulaşmış olacaktır. Özel sektör sabit sermaye yatırımları ise 2002 yılında 30 milyar YTL iken 2008 yılında 122 milyar YTL'ye ulaşacaktır.
Bu önemli rakamsal gelişmeler, yatırım ortamının iyileştirilmesi bakımından mesafe katettiğimizi göstermektedir.'' Yüksek büyüme performansının, kişi başına milli gelir rakamlarında da kendini gösterdiğini ifade eden Unakıtan, 2002 yılında 2 bin 598 dolar olan kişi başına milli gelirin, 2007 yılında 6 bin 619 dolara, 2008 yılında ise 7 bin dolara ulaşmış olacağına işaret etti.
Satın alma gücü paritesine göre kişi başına milli gelir seviyesindeki gelişmelere bakıldığında da milletin ulaştığı refah düzeyinin daha iyi görülebileceğini anlatan Bakan Unakıtan, satınalma gücü paritesine göre kişi başına milli gelirin 2002 yılında 6 bin 550 dolar olduğunu, 2007 bu rakamın 9 bin 900 dolara, 2008 yılında da 10 bin 600 dolara ulaşacağını belirtti. Enflasyonla mücadelenin, sürdürülebilir büyüme ve sosyal refah açısından taşıdığı öneme vurgu yapan Unakıtan, iktidara geldiklerinden beri temel önceliklerinin ''enflasyonu düşürerek istikrarlı bir büyüme sağlamak'' olduğunu vurguladı.
Son 5 yılda yüksek büyüme ile eş zamanlı olarak enflasyonda ''tarihi düşüşler'' olduğunu söyleyen Kemal Unakıtan, ''1993-2002 döneminde ortalama yüzde 70'lerde olan enflasyonu, 2006 yılı sonunda yüzde 9,65'e düşürdük. Hayal olarak görülen tek haneli enflasyon rakamlarına 35 yıl sonra ulaştık'' diye konuştu. Unakıtan, enflasyon olgusu ülke gündeminden tamamen çıkana kadar mücadeleye devam edeceklerini bildirdi.
''EN ÖNEMLİ ÖNCELİĞİMİZ İŞSİZLİK''
Maliye Bakanı Unakıtan, 2001 krizi sonrasında istihdamda daralma ve artan işsizlik şeklinde ortaya çıkan olumsuz tablonun, 2004 yılından itibaren düzelmeye başladığını, 2002 yılından bu yana nüfusta 5 milyon kişilik artış meydana gelmesine karşın, işsiz sayısının azaldığını vurguladı. Türkiye ekonomisinde yapısal bir dönüşüm gerçekleşmekte olduğunu belirten Unakıtan, tarım sektörünün toplam istihdam içindeki payının 2002 yılında yüzde 34,9 iken 2006 yılında yüzde 27,3'e gerilediğine işaret etti.
Unakıtan, tarım dışı sektörlerde 2003 yılından itibaren 2 milyon 300 bin kişilik istihdam artışı sağlandığını, bu dönemde toplam istihdamın ise 1 milyon 200 bin kişi arttığını söyledi. Kemal Unakıtan, 2007 yılı Temmuz dönemi itibarıyla toplam istihdamın, geçen yılın aynı dönemine göre Türkiye genelinde 490 bin kişi artığını, bu dönemde işsizlik oranının yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleştiğini anlattı.
Unakıtan, ''Önümüzdeki dönemde en önemli önceliğimiz işsizliğe çare bulmak olacaktır'' dedi. İstihdam artışını sadece büyüme trendlerine bırakmayacaklarını ifade eden Unakıtan, ''Bunun yerine büyümenin ortaya çıkaracağı pozitif ivmeye paralel olarak hem sektörel hem de bölgesel düzeyde stratejiler belirleyeceğiz'' diye konuştu.
2023'TE 500 MİLYAR DOLAR İHRACAT
Dış ticarette son 5 yılda önemli gelişmelere imza attıklarını, 2002 yılında 87,6 milyar dolar olan dış ticaret hacminin, 2006 yılında 225,1 milyar dolara ulaştığını belirten Unakıtan, 2007 Ocak-Ağustos döneminde 174,7 milyar dolar olarak gerçekleşen dış ticaret hacminin, 2007 yılı sonunda 270 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini söyledi.
İhracatın Eylül ayı itibarıyla, yıllık bazda 100 milyar doları aştığına dikkati çeken Bakan Unakıtan, ''Bu, Cumhuriyet tarihimizde bir ilktir'' dedi. Unakıtan, Türkiye'nin, 2006 yılında 85,5 milyar dolarlık ihracat ile Avrupa Birliğine üye ülkeler içinde 14. sırada yer aldığını, 2007 yılı sonunda 104 milyar dolarlık ihracat ile çok daha üst sıralara yükseleceğini belirtti.
Artık katma değeri yüksek ürünleri Türkiye'de üretmek gerektiğine işaret eden Unakıtan, ''Bunu gerçekleştirdiğimiz takdirde ihracatımız çok daha fazla artacaktır. İhracatımızı 2013 yılında 200 milyar dolara, Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde de 500 milyar dolara ulaştırmak için canla başla çalışacağız'' diye konuştu. 2007 Ocak-Ağustos döneminde ithalatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,2 oranında artarak 107,6 milyar dolar olduğunu ifade eden Unakıtan, ihracatın ise yüzde 24,8 artışla 67,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirtti.
İhracatın, ithalattan daha hızlı artmaya başlamasının dış ticaret dengesini olumlu etkilemeye başladığını belirten Unakıtan, ''Dış ticaret açığımızdaki artış geçmiş yıllarda yüzde 20'nin üzerinde seyrederken, 2007 Ocak-Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,9 oranında artış gösterdi ve 40,5 milyar dolar oldu'' dedi.
CARİ AÇIK
Maliye Bakanı Unakıtan, 2001 krizi sonrası dönemde artan özel sektör yatırımları, hızlı büyüme, dünya hammadde fiyatlarındaki yükseliş ve özel kesim tasarruf oranındaki düşüşün, cari işlemler dengesinin açık vermesine yol açtığını, cari açığın, büyüme oranları ve yüksek yatırım artışı ile doğrudan bir ilişkisi bulunduğunu kaydetti. Cari açığa yol açan faktörler hakkında bilgi veren Unakıtan, 2006 yılında enerji ithalatının toplam faturasının 28,9 milyar dolar olduğunu ve 32,9 milyar dolar cari açık verildiğini belirtti.
Unakıtan, 2007 yılında ise ekonomideki olumlu gelişmeler neticesinde cari açığın yatay bir seyir izlediğini ve 2007 Ocak-Ağustos döneminde cari açığın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,6 gibi düşük bir artışla 23,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi. Bu dönemde enerji ithalatının toplam faturasının 20,4 milyar dolar olduğunu, 2007 yılı sonunda ise enerji faturasının Türkiye'ye maliyetinin 30 milyar doların üzerinde olacağını tahmin ettiklerini bildiren Unakıtan şunları söyledi:
''Enerjideki fiyat artışlarının cari açığı ne kadar etkilediği açıktır. Cari açığın sürdürülebilmesinde ve risk olarak algılanmamasında finansman kalitesi de çok büyük öneme sahiptir. Son yıllarda ekonomimize olan güvenin artması doğrudan yatırımlardaki hızlı artışla birlikte, sermaye girişlerinin ağırlıklı olarak uzun vadeli olmasını beraberinde getirdi. Bu da cari işlemler açığının finansman yapısında belirgin iyileşme ve kalite sağladı.''
Bakan Unakıtan, ''Merkez Bankasının döviz rezervlerinin bulunduğu yüksek seviye, dalgalı döviz kuru rejiminin uygulanması ve bankacılık sisteminin daha sağlam bir yapıda olması''nın, olası bir sermaye çıkışının cari açığın finansmanı konusunda yaratacağı riskleri sınırlandırdığını ifade ederek, ''Ancak, unutulmamalıdır ki sürekli cari açık bir risktir. Bunun önlemlerini alacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın'' dedi.
KÜRESEL SERMAYE
Maliye Bakanı Unakıtan, 2002 yılı ve öncesinde yıllık ortalama 1 milyar dolar düzeyinde olan doğrudan yabancı sermaye girişinin, kendi hükümetleri döneminde giderek arttığını kaydetti. Unakıtan 2005 yılında 10 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişinin, 2006 yılında 20 milyar dolara yükselerek tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını anımsattı. Unakıtan, ''Son yıllardaki bu olağanüstü artışla ülkemiz, OECD ülkeleri arasında, son 10 yılda en çok net doğrudan yabancı sermaye çeken 6. ülke oldu.
2007 Ocak-Ağustos döneminde 13,9 milyar dolara ulaşan doğrudan yabancı sermaye girişinin, 2006 yılının ardından 2007 yılında da yüksek düzeyde gerçekleşmesini bekliyoruz'' dedi. Unakıtan, Türkiye'de küresel sermaye temsilcisi olan şirket sayısının 2002 yılında 5 bin 560 olduğunu, rakamın 2007 yılı Ağustos ayı itibarıyla 17 bin 400'e ulaştığını bildirdi.
''NOMİNAL FAİZLER DÜŞECEK''
Bakan Unakıtan, kamu borç yükünü azaltmanın, maliye politikasının temel hedeflerinden biri olmaya devam edeceğini belirterek, 2002 yılında yüzde 78 olan Kamu Net Borç Stokunun GSMH'ye oranının, 2006 yılı sonunda yüzde 45 seviyesine gerilediğini kaydetti. Bu oranın 2007 yılı sonunda yüzde 40'lar düzeyine gerilemesini beklediklerini belirten Unakıtan, bu dönemde, IMF'ye olan borçların da hızla azaldığını söyledi.
Unakıtan, 2002 yılında 22 milyar dolar olan borç toplamının, 2007 yılının Ağustos ayı sonunda 7,8 milyar dolara düştüğünü kaydetti. Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku içindeki döviz cinsinden ve dövize endeksli borçların payının 2002 yılında yüzde 58 iken 2006 yılı sonunda yüzde 37'ye düştüğüne dikkati çeken Unakıtan, 2007 yılının Eylül ayında bu oranın yüzde 33'ün altına indiğini söyledi.
Kemal Unakıtan, ''Bu gelişmeler, borç stokunun kur riskine karşı daha korunaklı bir yapıya kavuşmasını sağladı. Mali disiplinin en somut yansıması borçlanma maliyetlerinde görüldü'' diye konuştu. YTL cinsi iskontolu Devlet İç Borçlanma Senetlerinin faiz oranının 2006 yılının Nisan ayında yüzde 14'e gerilediğini, ancak, daha sonra dış piyasalardaki dalgalanmanın etkisiyle yüzde 20'lerin üzerine çıktığını anlatan Unakıtan, bunun Ekim ayında yüzde 16'lara gerilediğine işaret etti.
Maliye Bakanı Unakıtan, ''Önümüzdeki dönemde uygulayacağımız basiretli politikalar ile nominal faizler daha da düşecek ve tek haneli rakamlara inecektir'' dedi. Kamu Kesimi Borçlanma Gereğinin, yıllar sonra ilk kez 2005 yılında negatife çevrildiğini anlatan Unakıtan, ''2002 yılında yüzde 12,6 olan Kamu Kesimi Borçlanma Gereğinin GSYİH'ye oranının 2007 yılında yüzde -0,04, 2008 yılında ise yüzde -0,32 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu rakamlar kamu borçlarının nominal olarak da azaldığını ve ülkemizin kronik borç sarmalından hızla kurtulduğunu göstermektedir'' diye konuştu.